Ertürk, batık bankacıları anlattı

Ertürk, batık bankacıları anlattı

TMSF BAŞKANI , BATIK BANKA PATRONLARININ İŞ YAPMA POTANSİYELLERİNİ ANLATTI.

Ertürk, batık bankacıları anlattı
16px
24px
08.05.2006 00:00
ABONE OLgoogle

TMSF Başkanı Ahmet Ertürk, 'karanlık bir dönemin simgesi' olarak tanımladığı Korkmaz Yiğit'i en iyi bildiği sektör olan inşaata yönlendiriyor. Turizm ve iplikten çıkmasını istediği Halis Toprak'ı bu şirketlerini satması için ikna etmeye çalışan TMSF ilerleme olmadığı için bunu kendisi yapacak. Çağlar'ın durumunun iyiye gittiğini söyleyen Ertürk, Garipoğlu'nun Antalya'daki limanını da satacak.

Türkiye'de 2001 krizinin ardından bankacılık sektörü yeniden yapılandırıldı. Yaklaşık 60 milyar doları bulduğu belirtilen mali yükün 46 milyar doları 22 bankanın batmasıyla ortaya çıktı. Hortumlanan bu paraların tahsil edilmesi için ise Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu çok tartışılan 5020 sayılı kanun da çıkarılarak görevlendirildi.

TMSF'nin Başkanı Ahmet Ertük'le ilk uzun sohbetimiz 2004 yılının ilk aylarında yani iki yıl önce olmuştu. Ertürk, o günlerde 46 milyar doları bulan alacakların sadece 6 milyar dolarının tahsil edilebileceğini ve bunun büyük başarı olacağını söylüyordu. Aradan geçen iki yılda Türk ekonomisindeki iyiye gidişin rüzgarıyla bu rakam 2007 sonuna kadar 18 milyar doları bulacak.

Bugünlerde Demirel Ailesi'nin Göltaş şirketine el koyulmasından dolayı 9'uncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'le yaptığı tartışma nedeniyle kamuoyunun gündeminden düşmeyen Ertürk'le iki yılın bilançosunu konuştuk. Uzanlar ve Demireller dışında protokol imzaladığı "batık banka patronlarıyla" olumlu bir ilişki içinde olduklarını anlatan Ertürk, bir dönemin önemli sanayici ve işadamları arasında yer alan Korkmaz Yiğit, Halis Toprak, Hayyam Garipoğlu, Cavit Çağlar, Ali Balkaner gibi isimlerin borçlarını ödemelerine destek olurken, bir yandan da geleceğe yönelik stratejilerini çizdiklerini anlattı. Ertürk'ün yanıtları şöyle:

İki yılda nereden nereye geldiniz?

İki yıl öncesine göre çok yol aldık. O günlerde açıkçası karamsar bir bakışımız vardı. Karanlıkta yol alıyorduk. Hukuki durum belirsizdi. Şirketlerin nasıl performans göstereceğini de kestiremiyorduk. Türkiye'de ekonomik konjonktür nereye gider bilemiyorduk. Yapmak istediğimiz satışları kavrayabilecek bir düzenleme yoktu. Biz bu belirsizlik ortamında tahminlerimizi aşağıda tutmak durumunda kaldık, 6 milyar dolarlık tahsilat öngörüyorduk..

Tahsilatta son durum nedir?

Bugün itibariyle tahsil edilmesi gereken miktar faizleriyle birlikte 50 milyar doları aştı. Tahsilat beklentimiz yüzde 15 civarındaydı. Daha sonra yasal belirsizlik giderildi. Hem uluslararası rekabete açık hem hukuksal durumu kavrayan, şirketlerin değerini maksimize eden hukuki bir alt yapı oluşturmayı başardık. Bu konuda muhalefet partileri de dahil herkese müteşekkiriz. 2007 sonuna kadar 18 milyar doların üzerinde satış gerçekleştirmiş olacağız. Bunun büyük bölümü gerçekleşti. Bu bizim için uluslararası boyutta bir taahhüttür.

Geçen hafta bazı grupların manipülasyonundan yakınmanıza Meclis Başkanı Bülent Arınç'tan tepki gelmişti. Siz de siyasi sistemi eleştirmiştiniz. Umutsuzluğunuzun nedeni neydi?

Türkiye'de siyasi sistemin etik değerlere yaslanması gerektiğini ve ahlaki standartlarını kurulması gerektiğini düşünüyorum. Bu vatandaş olarak bir talebim. Parlamento temsil ettiği değerlere uygun davranırsa itibarını korumuş olur. Bizim talebimiz parlamentonun, insan hakları, etik değerler gibi konularda itibarına uygun davranması. Benim bir vekille ilgili söylediğim sözlere, eleştirilere ise bırakın sahip çıkılmasını parlamento başkanı dahil tepki gösterdi. Ben bu tepkiyi anlamıyorum. Bu değerlere en çok sahip çıktığını ileri sü

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde