Dolar
38,4813
0,01%
Euro
44,0241
0,20%
Sterlin
51,5751
-0,03%
Bitcoin
3.648.107
0,00%
BİST-100
9.224,84
-0,88%
Gram Altın
4.090,576
-0,32%
Gümüş
32,95
0,00%
Faiz
48,24
0,00%

Erol Sabancı da isyan etti

Erol Sabancı, "Artık usandık, yabancıya hediye, yerliye tokat" diyerek isyan etti.

06.03.2008 07:53
Haberi paylaşın
Erol Sabancı da isyan etti
16px
32px

Kadife Şahin'in röportajı

Erol Sabancı, “Bankacılık sektörü çok sağlıklı. Bütçe açığımız yüzde 3'ün altına indi. AB ile ilgili bazı sorunlar varsa da, müzakerelerin devam etmesi önemli. Bunun yanında zayıf yönlerimiz de var. Yüksek cari işlemler açığımız için kaynak bulmanız lazım. Küresel sorunlar alehimize işliyor. Yatırımcıların imkânları daralıyor. İkinci ciddi sorunumuz yüksek reel faizler.
Diğer bir zayıf yerimiz bankaların aracılık maliyetlerinde taşıdıkları yüklerdir. 45 yıllık bankacıyım artık bundan usandık. Kambiyo sigorta vergisi, banka sigorta muamele vergisi... Yurtdışı bankalara hediye veriyorsun, yurtiçi bankalara devamlı tokat atıyorsun”  diye konuştu.
Erol Sabancı ile küresel sorunlar, Akbank ve güncel konular hakkında konuştuk:

Küresel dalgalanma bizi nasıl etkiler?

Ekonomimiz küresel dalgalanmaya iyi bir durumda yakalandı. Bu bizim için avantajdır. Bundan kastettiğim üç konu var; biri bankacılık sektörü çok sağlıklı ve sıhhatli bir durumda. İkincisi kamu dengeleri çok iyileşmiştir. Bütçe açığımız yüzde 3'ün altına inmiştir. Bu çok iyi bir orandır. Üçüncü iyi konumuz AB ile ilgili bazı sorunlar varsa da, müzakerelere devam etmemiz yurtdışı yatırımcılar ve yurtiçi müteşebbisler için avantajını korumaktadır. Bu üç konu pozitif baktığım konudur.

Bunun yanında zayıf yönlerimiz de var. Hepsi üstesinden gelinebilecek konular. Birincisi, yüksek cari işlemler açığımız. Bunu karşılamak için yurtdışından kaynak lazım. İki türlü bulabilirsiniz, biri doğrudan yatırım veya borsadaki enstrümanlara yapılan yatırımlardır, ikincisi de borç almadır. Bizim yıllık 40 milyar dolar cari açığımız varsa, her yıl en az bu miktarda para gelmesi lazım.

'Yüksek reel faiz ciddi sorun'

Tabii küresel sorunlar bu iki konuda aleyhimize işliyor. Yatırımcıların imkânları daralıyor. Küresel likidite sıkıntıları çıkınca yeniden borçlanmalarda eski rahatlık azalıyor, maliyet artıyor.
İkinci ciddi bir sorunumuz yüksek reel faizdir. En kısa zamanda normal seviyeye getirilmesi lazım.

Merkez Bankası'nın harekete geçmesini mi bekliyorsunuz?

Bu konuda Merkez Bankası'nın ana fonksiyonu vardır. Bağımsız olduğu için kimsenin karışmaması lazım. Ama bu yüksek reel faizlerle ekonomideki büyüme istenilen gibi olmuyor. Üçüncü dezavantajımız yüksek reel faizlerle ve yüksek değerli YTL, kuru doğru yerde oturtmuyor.
Diğer önemli bir konu kayıtdışılık. Diğer bir zayıf yerimiz bankaların aracılık maliyetlerinde taşıdıkları yüklerdir. 45 yıllık bankacıyım artık bundan usandık. Kambiyo sigorta vergisi, banka sigorta muamele vergisi... Bunların toplamı 3 milyar liradır. İkisinin verdiği tahribat bundan çok daha büyüktür. Yurtdışı bankalara hediye veriyorsun, yurtiçi bankalara devamlı tokat atıyorsun. Bu iki konunun da düzeltilmesi artık çok gecikti.

Dışarıdaki finansal sıkıntılar bizi nasıl etkiler?

Yabancı sermayenin imkânları daraldığı için yatırımlarında iştah azalır. Ancak bizim için bir imkân var o da petrol satan ülkeler çok zenginleşti. Bu kapıları aralamamız lazım. Eskisi gibi Avrupa, Amerika bolluk içinde değil ama Körfez ülkeleri bolluk içinde. Hükümet ve özel sektörün bu ülkelerle temaslarını artırmasını tavsiye ediyorum.

AB konusunda bir duraklama yaşanıyor...

Bu konuda bir soğuma, bir duraklama mı var, gibi konular gündeme geliyor. Benim şahsi görüşüm bu konuda iki büyük oyuncu, Almanya ve Fransa yanlış bir tutum içine girdiler. Her iki ükenin başındaki yöneticiler Türk hükümetini ve halkını zaman zaman rencide eden beyanatlar veriyorlar. Gönül ister ki bu iki büyük oyuncu Türkiye'nin ehemmiyetini daha iyi anlar ve bugünkü tutumlarından en kısa zamanda vazgeçerler.

IMF ile ilişkimiz devam etmeli mi?

IMF'yle bugünkü ekonomik durumumuzda yaşamaya mecbur değiliz. Ancak yaşamaya devam edersek çok çeşitli faydaları var. Yurtdışı borçlanmalara, yatırımcılara etkisi pozitif olur. Tavsiyem, IMF'yle ilişkiyi kesmeden devam ettirmeleri.

Hükümet mali disipline önem vermeli. Bunları yaparken ekonomiyi rahatsız edecek, lüzümsuz gerilimlere sebebiyet verecek tutumlardan kaçınmalıyız. Daha çok görev iktidara düşüyor. İktidarda olan gerçekten parmağı taşın altında olan kimsedir. Her gerilim çeşitli yönlerden ülkeye zarar vermektedir. İktidarın işini zorlaştırmaktadır.

Büst için Güler ısrar etti

Yaşarken büstünüz yapıldı...

Rahmetli Sakıp Abim derdi ki insanların kadrini hayattayken bilmek çok mühim. Vefat ettikten sonra iş işten geçmiş olur. Bu bakımdan derdi ki benim takdir ettiğim insanların büstünü yaptırın.
Onun bu felsefesine Güler Sabancı inanmış. Geçen yıl dedi ki Sakıp Sabancı'nın büstünü hayattayken koyamadık. Akbank'ın 60. yılında, senin büstünü sen hayattayken koyalım. Biraz düşünelim dedim. Güler ısrar etti. Baktım ki Sakıp Sabancı'nın felsefesine uyuyor. Böylelikle ben hayattayken koyduk. Tabii bunu başka türlü değerlendiren de var.

Büstünüzün yapılması emeklilik gibi mi değerlendiriliyor?

Benim yaşım gizli saklı değil, 70 yaşındayım. Ben gidip evde oturamam, sağlığım müsaitse çalışırım. Ama aynı tempoda çalışmak mümkün değil. Layık olan gençlere de kapı aralamak lazım. Artık zamanı yaklaşıyor diye düşünüyorum. Ama böyle bir bayrak değişimi, yeni bir kimsenin yerime gelmesi halinde ben eve gidip oturacağım diye bir şey yoktur. Böyle bir şey olduğu zaman ben yine hergün işime gelmeliyim. Bu benim sağlığım için bir ilaçtır.

Citibank ortaklıktan çok memnun kaldı

Dışarıdaki krizin Citibank'la yaptığınız ortaklığa olumsuz etkisi var mı?

Bizim işbirliğimize bir zararı olmadı. Zaman zaman bazı kesimlerde acaba Citibank Akbank'taki yüzde 20 hissesini satar mı gibi düşünceler oldu. Bizim ortağımızın kesinlikle böyle bir düşüncesi yok. Çünkü Akbank bizim ortağımızın ana işlerinden biridir. Core business dedikleri konudur onlar için. Akbank'la ortaklıklarından çok memnunlar.
Dolayısıyla Citibank'ın rahatsızlığının Citibank'ın Akbank'la olan ortaklığına zarar vermesi mevzubahis değildir. Kendilerinin mali sıkıntılarından dolayı bir nakit elde etmek için Akbank hissesini satma düşüncesikesinlikle yoktur.

Citibank ortaklığından beklentilerinizi alabiliyor musunuz?

Citi'den beklentilerimiz şu anda hâlâ çalışma safasında. Ciddi çalışmalarımız var. Her iki taraf da bunun bilinci içinde. Bu işi persenole, hissedarlara ve yatırımcılara göstermek için bitirmiş değiliz ama ikimizin elinde de büyük projeler var. Türkiye içinde ve civar ülkelerde el ele verip beraber yürümek için... Tabii şu anda Citi'nin biraz kendine mahsus problemleri var ama bunlar geçicidir. Citibank'taki problemler çok kısa sürede geçer. Şu anda Citibank'la ortaklıktan aradığımız verimi tam almış değiliz, çalışmalar bitmedi.

Körfez sermayesi Türkiye'ye hangi sektörlere gelir?

Bu sermaye şeffaflık aradığı için, banka ve sigorta sektörlerini önplana çıkarıyor. Bunun arkasından da yönetimde güven veren büyük sanayi şirketleri geliyor. Gayrimenkul yatırımlarına da çok meraklılar.

Siz banka ve sigortada Araplarla ortaklık ister misiniz?

Tabii ihmal edilmeyecek bir kaynak var. Onların arzuları da genellikle yönetime karışmak da değil. Bizim için katkısı olacağına inanırsak yapabiliriz. Biz ortaklıklarda iki şey ararız, bir yapacağımız işin çapı nedir, iki ortak olacağımız kurumun bize katkısı nedir? Yalnız para kâfi değil. Aviva'yla ortaklık yaptık, mükemmel katkısı var. Çünkü işin alfabesini biliyor. Bir şekilde bilançosunda düzenlemeler yaparsak Ak Sigorta için de bize katkısı olacak bir grupla ortaklığımız  gündem maddesidir. Şu anda Aksigorta'nın portföyünde yüzde 7 kadar Akbank hissesi var, ciddi boyutta Akçansa ve Çimsa hissesi var. Ak Sigorta'ya ortak olacak bir sigorta şirketi bu iştiraklere ortak olmayı arzu etmez.

Kamu bankalarının satışıyla hâlâ yakından ilgileniyor musunuz?

Prosedür başladığı zaman elbette ilgileneceğiz. Buna ilgisiz kalmamız mümkün değil. Ziraat Bankası için şu anda zaten böyle bir şey söz konusu değil ama Vakıfbank'ta bir blok satış olur mu bilemiyorum... Bizim Akbank olarak cephanemiz var, cephaneden kastım özkaynak. Bu durumda yeterli özkaynağınız varsa sektörde bir özelleştirme söz konusuysa Akbank ilgilenir.

Her gün türban kavgası olmaz

Sizce türban Türkiye'nin öncelikli sorunu mu?

Türban gibi konular gündemde kaldığı müddetçe gerilime sebep oluyor. Acaba gerilime sebebiyet vermeden çözülemez mi, elbette çözülür. Gerilim olduğu zaman tahribatı büyük. Şu anda bazı profesörler, rektörler başka tutumda, bazıları başka tutumda. İşte bu nedir, gerilimdir. Bugüne kadar diyorlar ki üniversitelerde türbanlı türbansız diye bir sorun yoktu. Şimdi var.
Ben ne türbanlıdanım, ne türbansızdanım. Biz yüzümüzü açmışız, Atatürk ilkeleriyle yeni bir kıyafete bürünmüşüz. Ama birisi illa ben türban takacağım diyorsa buna da yok sen yapamazsın dememeliyiz. Ama her gün münakaşa ediyor, kavga ediyor olmamalıyız. İkinci defa mahkemeye gidiyor, gitmeseydi. İşte bu gerilim, ekonomiye zarar veriyor.

Dışarıda etkisi oluyor mu?

Dışarıda da takip ediyorlar. 'Acaba bu iş başka bir havaya bürünür mü, Türkiye başka bir duruma girer mi?' diye.
Türkiye'ye yapılan doğrudan yatırımlar bunun en büyük ispatı. Son iki üç yıldır 20 milyar dolar doğrudan yatırım oluyor. Bu çok büyük bir paradır. Geliyorlar, Türkiye'de şirket alıyorlar, banka hissesi alıyorlar, gayrimenkul alıyorlar. Bu işi devam ettirmemiz lazım.

Hanımdan gizli McDonalds kaçamağı

Yemekte sıkı diyetçi misiniz?

Benim aynı kiloda kalmamın ana sebebi bizim evimizde pilav, makarna, börek, tatlı yoktur, bol sebze meyve vardır. Tavuk ve balık ağırlıklı. Çok az et olur ama sıfır değildir. Kızarmış patatesi çok severim. Arkadaşlarım bilir, ortaya bir porsiyon kızarmış patates getirirler. 'Erol Bey bundan ye, fırsattır' derler. Çünkü ben evde yiyemem. Zararı olmaz, devamlı yemediğimiz için.
Yurtdışına seyahat ettiğim zaman McDonalds'a giderim. Hanıma da söylemem, kaçamak yaparım. Çok severim. Bir gün Rahmetli Turgut Özal'la beraberim, kendisi cumhurbaşkanı.  Akbank'ta idare meclisinde, Sabancı Holding'de beraber çalıştık. 'Sayın cumhurbaşkanım ben McDonalds severim, seyahatlere gittiğimde yerim' dedim. “Erol dedi, ben de severim. Ben de seyahatlere gittiğimde adamlarıma söylerim, kaldığım rezidansa getirirler.”

Sokakta, halkın arasında dolaşmayı sever misiniz?

Çok severim. Ancak burada herkes tanıyor. Yurtdışında daha rahat dolaşıyorum. Rahatladığım zaman normal vatandaş olmak istiyorum. Bunu özlüyorum. Elbette özlediğim için Mc Donalds'a gidiyorum. Türkiye'de tanınıyoruz ama beni Londra'da tanımazlar.

Bu sıralar futbola çok vakit ayırıyorum

Türk filmi izlemeyi sevdiğinizi biliyorum, bu ilginiz sürüyor mu?

Evet, seyrettiğim zaman çok da hissi olurum. Türk filmleri insanı hissi yapar, çünkü maalesef Türk filmlerinin ağırlığı komediden çok dramdır. Şimdi futbola da çok vakit veriyorum. Eskiden hanımla daha çok dışarı giderdik. Şimdi haftada bir veya ikiden fazla gitmemeye çalışıyoruz.

Diyet çılgınlığı sizi de etkiliyor mu?

Kilo meselesi çok önemlidir. Hanımım evde yemekte çok dikkatlidir. Zararlı bir şey yemem. Benim New York'ta bir terzim var. İtalyan. 20 yıldır elbiselerimi diker, bütün elbiselerimin cebinde tarihi vardır. Bakın 2001'de dikilmiş bu elbisenin içine ben 2008'de girdiğime göre en büyük ispatı kiloda budur. Bu terzinin en sevdiğim tarafı her elbiseye bu tarihi koyması.
Bana biri kiloyu sordu mu, ben derim ki, arkadaş benim kiloyla ilgili ispatım bu.

Milliyet