Dolar
41,0373
-0,06%
Euro
48,0871
0,65%
Sterlin
55,6132
0,26%
Bitcoin
4.607.835
-0,06%
BİST-100
11.368,78
0,09%
Gram Altın
4.512,065
0,60%
Gümüş
39,08
1,25%
Faiz
44,3
0,61%

Ekonomi yazarları kapıdaki krizi özlü sözlerle anlatıyor!

Yazarlar, kamuoyunun dikkatini ekonomik sorunlara çekmek için ilginç başlıklar, atasözleri ve deyimler kullanıyor.

14.02.2008 06:52
Haberi paylaşın
Ekonomi yazarları kapıdaki krizi özlü sözlerle anlatıyor!
16px
32px

Gazetelerin çoğu akademisyen kimlikli ekonomi azarlar bir süredir köşelerinde ABD'de başlayan ve dünyaya yayılma olasılığı gün geçtikçe artan “ekonomik kriz”le ilgili uyarılar yapıyor. Yazarlar, ülke gündeminin siyaset ve türban tartışmalarıyla dolu olduğu günlerde kamuoyunun dikkatini ekonomik sorunlara çekmek için ilginç başlıklar, atasözleri ve deyimler kullanıyor. Son bir haftada bazı köşe yazarlarının ilginç sözlerle süsledikleri uyarılarını derledik.

Metin Münir (Milliyet) - Her Türk ekonomik krizi tadacaktır

İstanbul'un ünlü Zincirlikuyu mezarlığının girişinde “Her canlı ölümü tadacaktır” yazar. Türk ekonomisinin bir mezarlığı olsaydı onun da girişindeki en uygun yazı da galiba “Her hükümet ekonomik krizi tadacaktır” olurdu. Amerika Birleşik Devletleri'nde mortgage kredileriyle canlanan kötü haber yanardağının patlamaları aralıksız devam ediyor... En kötü haber, hükümetin ekonomik konularda ne yapacağına dair en ufak bir fikrinin olmamasıdır.

Beter haber ise, Erdoğan'ın destansal bir duyarsızlıkla üniversitelerde türban yasağını kaldırmaya çalışarak toplumu ortadan çatlatmasıdır. Artık herhalde kabul etmem lazım: Türkiye'nin siyasi kadrosu hiçbir zaman akıllanmayacak, hiçbir zaman geçmişten ders almayacak ve halk tekrar tekrar bunun bedelini ödeyecek.

Ege Cansen (Hürriyet) - Borç kırbacına alışan yiğit, dayak arsızı olur

Ailenin refahı yükseliyor. Birinci yılın sonunda ailenin borcu 6 bini anapara, 300'ü faiz olmak üzere 6 bin 300 YTL'ye ulaşıyor... Bir de tersini düşünelim. Bir yıl sonra ailenin geliri ayda 2 bin 200 YTL'ye çıkıyor. Alacaklılar ayda 525 YTL anapara geri ödemesi artı bakiye borç üzerinden aylık yüzde 1 faizle geri istiyor. Böylece kaba olarak aile her ay 550 YTL borç ödemek mecburiyetinde kalıyor... Bilindiği gibi Amerika'da bir ekonomik sıkıntı var. Şu tek süper güç denilen ve dünyanın en savaşkan ülkesi Amerika, nerede hata yaptı da böyle bir sıkıntıya düştü? Kendi düşmekle kalmadı şimdi de gücü sayesinde sıkıntısını ihraç etmeye başladı? Bana göre bunun tek bir sebebi var? Yıllardan beri “cari işlem açığını” arttırmaya devam etmesidir.

Abdurrahman Yıldırım (Sabah) - Geçmişi unutanlar tekrara mahkûmdur

İstanbul Borsası'nın ocakta yüzde 23.1 ile dünyanın en çok kaybettiren piyasası olmasının nedeni ortaya çıkıyor: Yabancı satışları. İMKB'nin ocak ayı bültenindeki verilere göre, yabancı yatırımcılar geçen ay 923 milyon dolarlık satış gerçekleştirdiler. Bu rakam geçen yıl yaptıkları 4.5 milyar dolarlık net alımın beşte biri. İMKB tarihinde de, aylık bazda en yüklü ikinci yabancı satışı...

Geçmişin bize söylediği, kriz dönemlerinde yabancıya satış fırsatı verilmezse piyasanın dengesi o ölçüde korunuyor. Kriz aşamasından sonra da yabancı pek satışa gelmiyor. Bizim borsa yabancısız yapamıyor. Yabancıları bir kez elinden kaçırırsa da yıllarca beklemek zorunda kalıyor. Bu açıdan borsada yabancıya ne kadar satış fırsatı verilirse piyasanın yeniden toparlanması o kadar gecikir veya zaman alır, biline.

Servet Yıldırım (Referans) - Türbanın etkisi henüz görülmedi

Son beş yılda olduğu gibi piyasaları yukarı götüren de aşağı indiren de yabancılar. Son haftalardaki oynaklığın nedeni dünyadaki risk algılamalarının ya da moda deyimiyle risk iştahının değişmekte olmasıdır. Ocak ayında borsamızdan net 924.5 milyon dolarlık çıkış olmuş. Bize bakışı bugüne kadar olumsuz etkileyen başlıca neden cari işlemler dengesindeki yüksek açığımız. “Açık finanse ediliyor. Sorun değil” anlayışının da risk algılamasının değişmekte olduğu dönemde çok güçlü ve rahatlatıcı olmadığını bilmeliyiz....

Ancak bir şeylerin değişmekte olduğunu ya da en azından eskisi gibi olmadığını gösteriyor. Bu değişim hız kazanır ve belirginleşirse o zaman türban tartışması gibi konular fiyatlara olumsuzluk şeklinde daha hızla dahil edilir.

Prof. Dr. Asaf Savaş Akat (Vatan) - Küresel düzeltme biraz acılı geçecek

Küresel ekonominin üstünde kapkara bulutlar dolaşıyor. Yıllardır görülmemiş duyulmamış şeyler oluyor. Amerika'da maliye politikası gevşetiliyor. Vergi oranları düşürülerek vatandaşa 150 milyar dolar kaynak transferi planlanıyor. Ek gelirin tüketime kayması ve talepteki tehlikeli daralmayı durdurması hedefleniyor. ABD'nin ve dolayısı ile dünyanın son yılların en ciddi ekonomik krizine girdiği söyleniyor. Büyük buhran sonrasının en büyük krizidir diyenlere bile rastlanıyor. Bundan sonra ne olur? Konjonktürün kırılma noktalarında kısa vadeli tahminler adeta imkânsızdır... Dünyada büyüme mutlaka yavaşlar. Dünya ekonomisi resesyona girmez; Çin, Hindistan, Brezilya vs. daha düşük düzeyde büyümeyi sürdürür. Ama Türkiye gibi dış açık veren ülkelerde küresel düzeltme daha acılı geçecektir.

Uğur Gürses (Radikal) - Hükümet darı ambarı rüyasını görüyor

Türk ekonomisi yavaşlıyor. 2007'deki siyasal gerginlik, kutuplaşmalar ve belirsizlikler, ekonomide yavaşlamanın temel kaynağı oldu. Seçimler yapıldı; etkisi, enerjisi kalmayan ekonomik programın yenilenmesi gerekiyordu. Peki hükümetin 'ajandasında' ne var? Hükümetin orta vadeli gündeminde yerel seçimler var... 'AKP'nin alamadığı' illeri kazanma hedefi var. Hükümet; 'Türkiye'de riskli mali piyasa enstrümanı az', 'mortgage kredisi az' diye, etkilenmeyeceğini düşünüyor.

Hükümetin değerlendirme 'çerçevesinin' ne denli dar ve 'naif' olduğunun göstergesi bu değerlendirme. Hükümet, küresel bir boyuta yayılan ABD'deki krizden 'fırsat' çıkacağı gibi bir hayale kapılmış görünüyor. Körfez sermayesinin ülkemizdeki varlıklara talip olacağı gibi 'darı ambarı rüyası' görüyoruz.

Akşam