Efeler Yolu Gastronomi günlerinde hem yürüdük hem tattık
İzmir’in kültürel ve gastronomik zenginliklerini bir araya getiren Efeler Yolu Gastronomi Günleri, doğa yürüyüşü ve yöresel lezzetleri deneyimlemek isteyenleri bir araya getirdi. İzmir Valiliği’nin desteğiyle düzenlenen etkinlikte, katılımcılar Efeler Yolu’nun tarihine tanıklık ederken, Ege’nin eşsiz tatlarıyla buluştu.

Elif YILDIZ HARMANKAYA
Benim güzel pasaportum
Yola çıktık…
Bu kez rotamız tarihin izi, kültürün sesi, koskoca bir halkın yürüyüşüydü. Efeler Yolu.
İzmir Valiliği’nin düzenlediği Ebru Koralı’nın denetiminde gerçekleşen Efeler Yolu Gastronomi Günleri etkinliklerinde hem yürüdük hem tattık hem de çok şey hissettik…
Efeler Yolu Nedir?
Efeler Yolu koordinatörü Prof. Dr. Özgür Özkaya'ya göre bu eşsiz rota, bir yürüyüş yolundan daha fazlası, bir kültürel hafıza yolu.
İzmir Bornovadan başlayıp, Aydın sıradağlarını aşarak Efes-Selçuk’taki Meryem Ana Evi’nde sonlanan 513 kilometrelik bu rota tam 28 etapta tamamlanıyor. Bu eşsiz yolculuk “ayakla değil, gönülle, yürekle kat edilen” bir deneyim ve bu deneyimin sembolü de her etapta her köyün her yaşanan anın ve her güzelliği hatırlatan mühürlerin basıldığı katılımcılara verilen Efeler Yolu Pasaportu.
Efeler yolu, günümüzde Avrupa Konseyi Kültür Rotaları arasında; uluslararası kabul ve itibar görmüş bir değer.
(Soldan Sağa) Efeler Yolu Koordinatörü Hakan As, Efeler Yolu Direktörü Prof. Dr. Özgür Özkaya Yedi İletişim Ajans Başkanı A. Haluk Özsevim, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Ebru Koralı proje danışmanı, Ödemiş Kaymakamı Fatih Aksoy (Manisa Vali Yardımcısı oldu organizasyon günü kaymakamlık görevinin son günüydü) İzmir Vali Yardımcısı Adem Arslan
İlk durak: Lübbey Köyü. Taş evlerin sarp yamaçlara tutunduğu, sessizliğin yankı gibi içimize dolduğu bir diyar. Bir zamanlar 300’ü aşkın hanesi varmış, maalesef bugün neredeyse terk edilmiş. Ama o sessizlik bile çok şey anlatıyor…
İkinci durağımız Ödemiş Yıldız Kent Arşivi ve Müzesi...
Bu müze sanki zamanının içinden gelmiş bir hikaye barındırıyor duvarlarında. Müze 1927’de otel olarak inşa edilmiş, Adnan Menderes, Safiye Ayla , Zeki Müren ve ne daha nice ünlü ismi ağırlamış
Müze de dikkat çeken bir bölüm... Ödemişli devlet adamı Rüştü Saraçoğlu’nun odası . Belgeler eşyalar anılar orada duruyor. Duvarda gördüğüm karikatür (altta) bir Galatasaraylı olarak dikkatimi çekti. Altında bir imza vardı ama kime ait olduğunu bulamadım.
Birgi ye geldik, meydanda kadınlar ekmek pişiriyor. Şöyle bir etrafıma bakındım, zaman ağır işliyor. kadınların gülüşleri fırınlardan çıkan ekmeklerden daha güzel, kabaran sadece eklmekler değil dostluk duyguları idi.
Akşam yemeği, 1761 yılında inşa dilen Çakırağa Konağı’nda verildi etrafta Osmanlı mimarisinin zarif detayları, sofrada Ege’nin ruhu.
Şef Osman Sezener harikalar yarattı İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban’ın konuşmasında, yalnızca efeler yolunu tanıtmakla kalmadıklarını,
onu yaşatmaya gönül verdiklerini vurguladı.“Bu yol, kırsal kalkınmanın da yoludur,” dedi. Ziyaret ettiğimiz Dağ köyleri tarımsal birer hazine.
Türkiye’deki kestane üretiminin %70’i bu bölgeden yapılıyor.
Efeler, alandaki minik Efelerle birlikte, gelenekle geleceği buluşturdu. Miniklerin içten ve coşkulu performansı izleyenlerin hem kalbine dokundu hem de uzun süre alkışlandı.
İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban
Tire pazarı Sabah duasıyla açılıyor. 650 yıllık geleneği olan bu pazar sadece alışveriş yeri değil, yaşama alanı.
Ege’nin otları, iğne oyaları, taptaze meyve-sebzelerle buluşuyor.
Tak Tak kebabı, tandır çorbası, çamur peyniri ahenk içinde,
Lezzetler tarihle buluşu.
Tire Süt Kooperatifi’ni ziyaret ettik Kooperatif Başkanı Osman Öztürk anlattı: 1967’de 11 üreticiyle başlayan yolculuk,bugün 2000’den fazla aile işletmesine uzandı. Güvenli, sürdürülebilir, yerli üretimin güzel bir örneği şeklinde konuştu.
Kaplan’da doğayla kurulan sofra, Son durağımız Kaplan Köyü.
Ot sevenler için bir cennet Kaplandağ Restaurant da...
Bahçesinde aromatik otlar yetiştiriliyor mutfakta ise Anadolu bilgeliği hakim şef Deniz Çakır gerçekten büyük usta.
Kuzu etli arapsaçı,keşkek, cibes, lalengi, enginar dolması, şevketi bostan ,çitlembik ucu…
Daha ne olsun…
Bu köyün sembolü: Anadolu Parsı, bu nadir yırtıcı son kez Kaplanköyde görülmüş.
Efeler yolu benim için çok önemli bir tecrübe oldu. Sadece yürümedim, bir rotayı takip etmedim, Efeler Yolu’nun bir parçası oldum. Yine gider miyim? Kesinlikle.
patronlardunyasi.com