Eczacıbaşı konuştu

Eczacıbaşı konuştu

BÜLENT ECZACIBAŞI, İŞDÜNYASINDA RESESYON PANİĞİ OLMADIĞINI SÖYLEDİ, ANCAK..

Eczacıbaşı konuştu
16px
24px
10.09.2005 00:00
ABONE OLgoogle

"Kur meselesi artık çok büyük bir problem. Büyümenin teklemeye başladığı bir dönemde bu problem iyice açığa çıkacak"

İhracat 44 ay sonra temmuzda ilk kez % 4 geriledi. 7 aylık dış ticaret açığı 23.9 milyar dolara ulaşarak tüm zamanların rekorunu kırdı.
Sanayide 40 ay süren balayı da temmuzda sona erdi. Sanayi üretimi temmuzda % 0.3 azaldı.
İç tüketim yavaşlıyor.
Yatırım eğiliminde gevşeme var.
Uzmanlar, resesyon sözcüğünü telaffuz etmeye başladılar.
Diğer yanda yabancı sermaye girişinde de özelleştirmede de tüm zamanların rekoru kırılıyor.
Yaz rehavetinin ardından siyasette, eğitimde ve sanatta olduğu gibi ekonomide de sezon açılırken, aktörler nasıl bir psikolojide? Beklentiler ne yönde?
Soruşturmamıza Eczacıbaşı Topluluğu Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ile başlıyorum:
Eczacıbaşı'na göre büyük kuruluşlarda resesyon paniği yok, ama büyümenin yavaşladığı bir ortamda aşırı değerli YTL büyük sorun. Hükümetin özelleştirmedeki kararlılığını "takdire şayan" bulan Eczacıbaşı diyor ki:

ÖZELLEŞTİRME: Hükümetin performansı başarılı. Özelleştirmede gayet kararlı gitmelerini takdire şayan buluyorum, ilk kez bir aşama kaydedildi. Bu satışlarda yerli - yabancı ayırımı anlamsız. Önemli olan ehil ellere ve yetkin kuruluşlara satılması. Şuna inanıyorum ki bu tesisler verimli bir şekilde işletilmek ve rekabet gücüne sahip dünya çapında kuruluşlar haline getirilmek dışındaki amaçlarla satın alınırlarsa, sonunda mutlaka yeniden el değiştirirler; bunları verimli işletecek yerli - yabancı başka kuruluşların eline geçerler.
RESESYON: Resesyon korkusunun işadamlarını sardığı kanısında değilim. Ancak yaz aylarının bunları koklamaya fırsat vermediğini de belirtmem gerek. Herkes tatildeydi, işler durgundu. Önümüzdeki haftalarda daha gerçekçi bir izlenim edinebiliriz. Şu anda büyük kuruluşlarda bir resesyon paniği görmüyorum. Genelde istikrarlı bir ortamın getirdiği bir iyimserlik var. Büyüme yavaşlasa da, kriz beklentisinin yarattığı kötümser hava yok.
KUR MESELESİ ve BÜYÜME: Bu kur meselesi, artık çok büyük bir problem. Büyümenin teklemeye başladığı bir dönemde bu problem iyice açığa çıkacaktır. Çünkü hem ihracatın önünde, hem de ithalatla rekabet açısından sanayinin önünde büyük bir sorun. Bunun hem hükümet tarafından, hem AB tarafından, hem de IMF tarafından iyi görülmesi lazım.
ENFLASYON: Büyümenin, Türkiye'nin dengelerinin düzeltilmesinde ne kadar önemli olduğu ortada. Tabii ki enflasyon hedeflerini de çok iyi biliyoruz. Enflasyondan korkularımız yok olmuş değil; bu konuyu küçümsüyor değiliz. Hiçbirimiz kur destekli ihracat peşinde de değiliz. Ama bugün geldiğimiz noktada döviz kurunun düzeyi, hem sanayinin hem de ekonominin bütünü açısından çok büyük bir problem. Karşı bir hareket, enflasyon hedeflerini bir miktar oynatabilir. O da bir gerçek. Enflasyonda geriye dönüşün ne denli hızla seyredebileceğinin de bilincindeyiz. Önemli olan, ekonominin bütününü göz önüne alan, ekonomide kötüye gidişi de durdurabilecek bir dengeyi yakalamak.

Meral Tamer/Milliyet

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde