Dolandırıcılık suçlarındaki çarpıcı artış Adalet Bakanlığı verilerine yansıdı, son yöntemler akıllara durgunluk verdi
Bilişim yöntemleriyle işlenen dolandırıcılık suçları 2024'te, bir önceki yıla göre yüzde 45 arttı. Dolandırıcıların son yöntemleri akıllara durgunluk verirken, Patronlar Dünyası Hukuk Müşaviri Avukat Emre Akı, bu gelişmeleri şöyle yorumladı: Artık dolandırıcılık sadece banka hesaplarını değil; insan zihnini, duygularını ve hatta temel haklarını hedef alıyor.

PD Hukuk Müşaviri Avukat Faruk Emre Akı yazdı
Dolandırıcılık suçları günümüzde sadece bireyleri maddi olarak zarara uğratan eylemler değil; aynı zamanda insan psikolojisine, toplum yapısına ve hukuk sistemine yönelik çok katmanlı tehditler haline geldi. Özellikle dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda, suçlular sosyal mühendislik tekniklerini kullanarak bireylerin zaaflarını manipüle etmekte ve toplumsal güveni sarsıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanlığı’nın 2024 Adli İstatistik Raporu’nda yer alan veriler, bu suçlardaki yükseliş eğilimini çarpıcı biçimde ortaya koydu. Artık dolandırıcılık sadece banka hesaplarını değil; insan zihnini, duygularını ve hatta temel haklarını hedef alıyor.
ADLİ İSTATİSTİKLERLE DESTEKLENEN VERİLER:
2024 yılı adalet verilerine göre, “bilişim sistemleri kullanılarak işlenen dolandırıcılık” suçlarındaki artış, önceki yıla göre yüzde 45 oranında gerçekleşti.
2025 yılı istatistikleri daha yayınlanmamış ancak bu suç türündeki artışın devam edeceği öngörülüyor. Bu artış, sadece niceliksel bir yükseliş değil; niteliksel bir tehdit dönüşümünü de gösteriyor.
Sosyal medya, mesajlaşma uygulamaları ve hatta devlet kurumlarının görsellerini taklit eden sahte mesajlar, suçluların yeni araçları haline geldi. En dikkat çekici örneklerden biri; vatandaşlara cinsel içerikli suç isnadıyla korku verici tehdit mesajları gönderilerek, uzlaşma adı altında maddi taleplerde bulunuluyor.
PSİKOLOJİK VE SOSYOLOJİK BOYUT:
Kriminolog ve psikologlar, dolandırıcılık suçlarının temelinde insan zaaflarına dayanan bir manipülasyon olduğunu vurguluyorlar. Üç temel duygusal zaaf şu şekilde öne çıkıyor.
- Korku: “Hesaplarınızdan terör örgütüne para aktarılmış”, “Hakkınızda 9 yıl hapis kararı var” gibi mesajlarla bireyin özgürlüğüne yönelik tehdit algısı oluşturuluyor ve mağdur savunmasız bırakılıyor.
- Açgözlülük: “Bugün yatırım yaparsan yarın iki katı kazanırsın” vaadiyle ekonomik kaygılar sömürülüyor. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde bu tuzaklar daha fazla işe yarıyor.
- Şehvet ve Duygusal Boşluk: Sahte kadın/erkek profilleriyle flört başlatılıp sonrasında mahrem görüntüler tehdit unsuru olarak kullanılıyor. Bu tür dolandırıcılık, yalnızlık duygusunun istismarının en somut örneklerinden olarak göze çarpıyor.
Ekonomik göstergelerdeki bozulma, gelir adaletsizliği, sosyal izolasyon ve adli sistemin dosya yükü, dolandırıcılığı hem cazip hem de risk düzeyi düşük bir suç haline getiriyor.
185 BİN DOSYA; BUZDAĞININ GÖRÜNEN KISMI
2024 yılı itibariyle yalnızca “bilişim yoluyla dolandırıcılık” suçu için savcılıklarda 185 binin üzerinde dosya açıldı. Bununla birlikte mağdurların önemli bir kısmı suç duyurusunda bulunmuyor. Bu durum, suçun görünürlüğünü azaltırken suçluların cesaretini de artırıyor.
Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesi basit dolandırıcılığı, 158. maddesi ise nitelikli dolandırıcılığı düzenliyor. Ancak uygulamada bilişim yoluyla işlenen dolandırıcılıklar, klasik hukuki altyapının ötesinde karmaşık yapılar sergiliyor.
SAHTE UYAP TEBLİGATLARI
Özellikle WhatsApp, Telegram gibi uygulamalardan gönderilen sahte “UYAP tebligatı” içerikli mesajlar, yurttaşın adalete olan güvenini zedeliyor ve hukuk devleti ilkesine zarar veriyor. Bu mesajlarda kullanılan sahte hukuk dili, profesyonel grafik ve sahte linkler artık sıradan vatandaşın ayırt edemeyeceği düzeye ulaştı.
SONUÇ VE ÖNERİLER:
- Dijital Okuryazarlık Seferberliği: İlkokul düzeyinden başlayarak topluma dijital güvenlik eğitimi verilmelidir.
- Adli Protokol: Sosyal medya platformlarında ve mesajlaşma uygulamalarında iletilen tehdit mesajlarına karşı adliyelerde özel bir “dijital dolandırıcılık masası” kurulmalıdır.
- Kolluk Güçlerinin Yetkilendirilmesi: Siber polis birimlerinin personel ve donanım kapasitesi artırılmalıdır.
- Yargının Hızlandırılması : Bu suçlara ilişkin yargı süreçleri için hızlı yargılama protokolleri geliştirilmelidir.
- Kampanyalar “Dolandırıcılığı Bildir, Korkma” gibi utancı değil cesareti teşvik eden kamu spotları hazırlanmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, bu suçlar sadece bireysel mağduriyetler değil; toplumsal güven duygusunun erozyonuna neden olmaktadır. Bu nedenle mücadele sadece hukuki değil, aynı zamanda psikolojik ve sosyolojik bir stratejiyle yürütülmelidir.
patronlardunyasi.com