'Çok iyi köfte yaparım'
TEKNOLOJİ HOLDİNG BAŞKANI HİTAY'IN KÖFTECİLİK YAPTIĞINI BİLİYOR MUYDUNUZ?

Teknoloji Holding yeni yatırımı Embrio'yu Swissotel'de lanse etti...Embrio ile girişimciliğe odaklanan Teknoloji Holding sanal dünyadaki yeni iş projelerini hayata geçirmek isteyenlere destek oluyor.
Toplantının açılışında bir konuşma yapan Teknoloji Holding Yönetim Kurulu Başkanı Emin Hıtay, nasıl bugünlere geldiğini anlattı. Emin Hıtay, iş dünyasında en zor olanın ayakta kalmak olduğunu belirtirken yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Teknoloji Holding olarak, 18 yıllık tarihimizde yepyeni bir sayfa açıyoruz. Bugün de büyük bir heyecanla karşınızdayız… Doğrusu girişimcilik ruhu taşıyan bir grup olarak yeni adımlar attıkça, gelişimlerini tıpkı bir çocuğun büyümesi gibi izledikçe ve bunları sizlerle paylaştıkça mutlu oluyoruz.
Öncelikle, iş hayatında 30 yıllık tecrübeye ulaşmış bir girişimci ve işadamı olarak böyle bir projeyi hayata geçirmekteki nedenlerimizden kısaca bahsedeyim…
26 yıl önce, 22 yaşındayken, ilk kendi işimi kurduğumda, dört yıllık profesyonel iş tecrübesine sahip, sermayesi olmayan, ancak kendine ve fikirlerine güveni büyük, genç bir girişimciydim.
İyi bir kariyer fırsatına ve garantili bir ekonomik gelire, “bir yere bağlı çalışamayacağımı söyleyerek” sırt çevirmiş, her koşulda kendi işimi yapmak üzere yola koyulmuştum.
Yıllar ne çabuk geçiyor… Dile kolay, dört yıllık profesyonel iş yaşamımla birlikte tam 30 yıl geride kaldı.
Biz, otomatik tanımlama ve veri toplama alanında faaliyet gösteren Exim’i 1988 yılında kurduk.
O yıllarda, böyle bir teknolojiyi işe dönüştürmek için verdiğimiz mücadeleyi bir düşünün.
Sultanhamam’da bir hanın 40 metrekarelik odasından dünyaya açılmaya, sektörde kendimizi tanıtmaya çalışıyorduk… Çantalarımız elimizde, birer gerilla mantığı ile, “hayal gibi algılanan” geleceğin teknolojilerini Türk iş dünyasına anlatıyorduk.
Bize bu zorlu mücadelede güç veren unsurlar; gençliğimiz, girişimci ruhumuz, bu ruha ve fikirlerimize olan inancımız, başarma azmimiz ve geleceği gören gözlerimiz oldu.
Barkod uygulamasını Türkiye’ye ilk getirenlerdendik...
Barkodu, çubuklar ve çizgiler olarak anlatmaya, satış yapmaya çalışıyorduk.
Kimileri dinlemek bile istemiyor, kimileri anlamaz bir bakışla karşımızda duruyor, kimileri ise “Acaba bu çocuklara bir şans vermeli mi” diye düşünüyordu. Bir yandan o çubuk ve çizgileri iş dünyamıza anlatmaya çabalarken, diğer yandan şirketimizi döndürmek için de gece gündüz çalışıyorduk. Bir dönem, asıl işimize günlük nakit akışı yaratabilmek için “Sultanahmet Köftecisi” bile açtık.
Şaka değil, o gün bu gündür iyi köfte yaparım. (Benim yaptğım klöfteler tavana yapışanlardan değil).
Geçmişte hiçbir destek almadan mücadele etmenin, basamakları tırmanmanın zorluklarını iş yaşamı bana iyi öğretti. Bu uğurda “girişimci gazisi” bile oldum.
İşte o günlerde, bizi tecrübe ve birikimleriyle güçlendirecek bir kılavuz kaptanın varlığına ihtiyaç duyduk. Elbette her şartta başaracaktık; inancımız, azmimiz, inadımız vardı, çalışkandık. Ama o kılavuz kaptan olsaydı, o kadar sıkıntıyı yaşar mıydık acaba?
Hastalanır mıydım? İyi köfte yapmayı öğrenir miydim?
Yaşamadan bilinmez.