Dolar
39,6102
0,06%
Euro
46,2
0,18%
Sterlin
54,0631
0,01%
Bitcoin
4.197.293
0,00%
BİST-100
9.448,9
3,36%
Gram Altın
4.237,051
0,19%
Gümüş
35,97
0,12%
Faiz
45,56
0,00%

'Çok istiyorsan BBG evi yap'

Başbakan Erdoğan, Baykal'ın robot kameralar önünde görüşme şartına nasıl cevap verdi?

20.10.2009 12:29
Haberi paylaşın
'Çok istiyorsan BBG evi yap'
16px
32px

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Baykal'ın demokratik açılım konusundaki görüşmenin kamerayla kayıt altına alınması önerisinin siyasi ahlaka ters olduğunu belirterek, "Belki bir çayını içerdik, o çayından mahrum olduk. Teşekkür ederim deyip ben de kesinlikle oraya gitmiyorum" dedi.

Erdoğan, AK Parti TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP lideri Baykal'ın demokratik açılım konusundaki görüşmenin kamerayla kayıt altına alınması önerisini değerlendirdi.

Süreçle ilgili Baykal'a bir mektup yazdığını anımsatan Erdoğan, milli birlik süreci adı altında yeni bir demokratik açılım sürecini başlattıklarını, hedeflerinin sadece ve sadece ülkede huzuru, istikrarı, birlik ve bütünlüğü pekiştirmek, Anayasal düzeni daha da yüceltmek olduğunu ifade ettiğini kaydetti.

Ülke adına son derece önemli olan ve geleceği şekillendirecek böyle bir sürecin geniş bir toplumsal mutabakata, özellikle siyasi partiler arasında asgari diyalog zeminine dayanması gerektiğini aktardığını vurgulayan Erdoğan, bu sürece ilişkin ana muhalefetin bilgilerinden istifade etmek istediklerini, kendilerine süreçle ilgili gelinen noktayı aktarma fırsatı olacağını ifade ettiğini belirtti. Nezaket kuralları içinde çok hassas davrandığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Benim mektubumun kendilerine ulaşmasından 4 gün sonra cevabi bir mektubu bana ilettiler. Üzülerek ifade etmeliyim ki bizim son derece sade mektubumuza karşılık olarak 6 sayfadan oluşan kimi zaman incitici, kırıcı, bazı dedikodu ve haksız ithamları çok yakışıksız ithamlarla peş peşe sıralayan, nezaket kurallarının dışında bir cevabi mektupla karşılaştım. Mektubunda uzun uzun süreci eleştiriyor. Eleştirilerini tamamen dedikodu ve asılsız iddialara dayandırıyor. Açılım politikasında hiçbir şekilde sizinle birlikte olmayacağımız çok açıktır diye tespitte bulunuyor. Tüm bunları da sineye çektik. Görüşürüz, kendisine tüm bu iddialarının asılsız olduğunu kendilerine anlatırız dedik.
Ama görüşmenin TV kameraları tarafından kayıttan geçirilmesi şartının olduğunu gördük. Sayın Baykal bir taraftan başbaşa ikili bir görüşme yapmaya hazırım diyor, bir taraftan da kamera şartını koyuyor. Ne bizde ne de dünyanın herhangi bir ülkesinde liderlerin bir araya gelmesi başbaşa görüşmesi ilk kez yaşanmıyor. Ama kamerayla bir görüşmeyi tespit, ahlaksızlık olarak siyasi ahlaka, diplomatik ahlaka ters olarak nitelendirilir. Böyle bir şey olamaz."
Erdoğan, Türkiye ile Azerbaycan arasına nifak sokmak amacıyla fitne odaklarının da gayret içinde olduklarını, dedikodularla kamuoyunu yanıltmaya çalıştığına şahit olunduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Benim vatandaşlarım da aslı olmayan dedikodulara kulak asmasınlar. Biz, Azeri bayrağını Türk bayrağı, Azeri topraklarını, Türkiye toprakları gibi aziz ve kutsal bildik, gene öyle biliriz. Bakü'de yatan şehitlerimiz bunun şanlı şahitleridir. Azerbaycan'ın çıkarlarını, Türkiye'nin çıkarlarından geride tutmayız, tutmadık. Azerbaycan'ın üzüntüsünü Türkiye'nin üzüntüsü biliriz. Kimse Türkiye'nin samimi duruşunu başka yerlere çekmesin, test etmeye de kalkmasın."

Fitne odaklarının son zamanda çok iyi çalıştığını, Türkiye'nin içinden bunu besleyen odaklarında görüldüğünü anlatan Erdoğan, 7 yıllık iktidarları döneminde Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin nereden nereye geldiğinin ortada olduğunu söyledi.

Irak'a gerçekleştirdiği ziyareti de değerlendiren Erdoğan, "Bu süreç yüksek düzeyli stratejik ilişkiler konseyinin ilk önemli adımıdır. Bununla birlikte bölgede yeni bir süreç başladı. Bunun içerisinde eğitim, sağlık, güvenlik, enerji, tarım, ulaşım, ticaret var. Gerek Türkiye-Suriye, gerek Türkiye-Irak arasında bu anlaşmalar yapıldı. Türkiye-Irak arasında 48 mutabakat muhtırası imzalandı. O kadar geniş bir tabana oturan bir anlaşmayı Irak'ta imzaladık. Ortak kabine toplantısı yaptık. Basın toplantısıyla da açıkladık" diye konuştu.

AK Parti'yi milletin kurduğunu ifade eden Erdoğan, "Biz Türkiye'nin sesine kulağımızı tıkayamayız, hissiyatına yüreğimizi kapatmayız. Atacağımız adımları da milletimiz belirler. Nazla, niyazla asla hareket etmeyiz" dedi.

BAHÇELİ'YE TEPKİ

Erdoğan, şöyle konuştu:
Sayın Bahçeli, haftasonu kongrede benim Güneydoğu'lu, Doğu'lu milletvekili arkadaşlarıma siyasi ahlaktan tamamıyle uzak, siyasi nezaketten tamamen uzak bir yakıştırmayla seslendi. Arkadaşlarıma aslında ciddi manada saygısızlığın ötesinde hakaret ediyor. Sayın Bahçeli, sizin yaklaşım tarzını kabul etmemiz zaten mümkün değil, sizin dilinizle size cevap vermeyi de asla düşünmüyorum. Ama biz bu yola çıkarken bir şey söyledik. 'Biz bölgesel, etnik milliyetçilik yapmayacağız' dedik. Ama sen bu ifadelerinle hem bölgesel hem etnik milliyetçilik yapıyorsun, benim arkadaşlarıma sen durup dururken bu saygısızlığın daniskasını ortaya koyuyorsun. Arkadaşlarımın ne karakterini, ne cibilliyetini seninle hiçbir zaman ölçmem. Ne demek onlara güvenme? Bunun testini yapmak sana ne zaman verildi? Bu ülkenin insanlarını böyle bölme hakkını nereden buluyorsun? Niçin oralarda sıralamaya giremediğin belli. Kapısını açık tutanın kapısından girilir. İkram edene ikram olunur, ikram etmeyene ikram olunmaz."

CHP lideri Baykal'ın demokratik açılım konusundaki görüşmenin kamerayla kayıt altına alınması önerisini değerlendiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ama görüşmenin TV kameraları tarafından kayıttan geçirilmesi şartının olduğunu gördük. Sayın Baykal bir taraftan başbaşa ikili bir görüşme yapmaya hazırım diyor, bir taraftan da kamera şartını koyuyor. Ne bizde ne de dünyanın herhangi bir ülkesinde liderlerin bir araya gelmesi başbaşa görüşmesi ilk kez yaşanmıyor. Ama kamerayla bir görüşmeyi tespit, ahlaksızlık olarak siyasi ahlaka, diplomatik ahlaka ters olarak nitelendirilir. Böyle bir şey olamaz."

BEN DE ORAYA GİTMİYORUM

Kamuoyunun hissiyatını, tepkisini dikkate almadan siyaset yapılamayacağını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Her meseleyi krize dönüştüren bir anlayışla nasıl siyaset yapılır? Sayın Baykal madem bu kadar kamera, televizyon meraklısı, odasını 24 saat açsın, partilisi, kamuoyu da 24 saat izlesin. Biz bu süreci tamamen şeffaf bir şekilde her şeyi konuşarak, milletimize danışarak... Bütün siyasi partilere bizzat koordinatör bakanım gitti. Sivil toplum örgütleriyle, akademisyenlerle, medya temsilcileriyle bir araya geldi görüştü. Biz hiçbir şeyi milletimizden gizlemedik, saklamadık. Sayın Baykal'a gidip gizli kapaklı şeyler de konuşacak değildik.

Ancak görüyoruz ki Sayın Baykal  mademki sen kameraları çok arzu ediyorsun, zaten bunu Meclise getiriyoruz. Tüm yerli yabancı kameralar karşısında zaten bu konuyu görüşeceğiz. Eğer sen orada konuşursan, ben de çıkıp orada konuşacağım. Ama sen konuşmazsan, ilgili arkadaşlarım bu konuda bilgilendirmeyi milletimin vekilleri karşısında açık seçik yapacak. Belki bir çayını içerdik, o çayından mahrum olduk. Teşekkür ederim deyip ben de kesinlikle oraya gitmiyorum."

OLUMLU SEVİNDİRİCİ BİR GELİŞME

Habur'dan dün 34 kişinin sınırı geçtiğini ve sabah saatlerinde 29'unun ilgili yasalar çerçevesinde bırakıldığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Bunu son derece olumlu ve sevindirici bir gelişme olarak gördüğümü ifade etmek istiyorum. Yargı şu anda diğer 5'iyle ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Bazı medya grupları bu sürecin İmralı'dan yönetildiği mahiyetinde ifadeler kullanıyor. Ben o medya mensuplarına buradan bir şey hatırlatarak uyarmak istiyorum. Adama sorarlar 11-12 yıldır orada değil miydi?

Bu güzel manzarayı siyasi şova dönüştürmek isteyenlere lütfen sorumlu davranınız diyorum. Burada siyasi bir şova ihtiyaç yok. Devletin yetkili kurumları gerekli şekilde kendilerini karşılar, gerekli muamele yapılır ve süreç başarılı bir şekilde devam eder. Gerginlikle, tahrikle bu sürece katkı sağlanmaz. Tam tersine sürece zarar verilir. Çünkü bu işi arzu edenler olduğu gibi arzu etmeyenlerin de olduğu bilinmelidir. Legal bir örgütün temsilcisi, başkanı, illegal bir örgüt adına konuşmamalıdır, konuşamaz. Bizim legal olan bir örgütle, siyasi bir parti olabilir, dernek vakıf olabilir, onlarla görüşmeye kapımız her zaman açıktır. Ama illegal bir örgütle konuşmaya asla. Bundan sonraki süreçte de bunu aynı şekilde söylemeye devam edeceğiz. Bu yaklaşımımızın karşılık bulmasını temenni ederiz."

benzer haberler
Erdoğan ve Trump, Lahey'deki NATO Zirvesinde yan yana poz verdi, akşam yemeğini birlikte yedi, yüz yüze görüştü
Erdoğan ve Trump, Lahey'deki NATO Zirvesinde yan yana poz verdi, akşam yemeğini birlikte yedi, yüz yüze görüştü