Dolar
42,4535
0,02%
Euro
48,9842
0,21%
Sterlin
55,6731
0,05%
Bitcoin
3.691.980
-0,61%
BİST-100
10.907,17
-0,14%
Gram Altın
5.543,797
-0,09%
Gümüş
50,01
0,12%
Faiz
39,67
0,00%

Çin, 2000'li yıllarda gelişmiş ülkelere daha fazla borç verdi

Çin, dünya ekonomisinin yükselen gücü olarak ortaya çıktığı 2000'li yıllarda, zengin ve gelişmiş ülkelerdeki kritik altyapı, yer altı kaynakları ve yüksek teknoloji gibi alanlara finansman sağlayarak az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerden daha fazla borç verdi.

24.11.2025 08:12Güncelleme: 24.11.2025 08:16
Haberi paylaşın
Çin, 2000'li yıllarda gelişmiş ülkelere daha fazla borç verdi
16px
32px

ABD'nin William ve Mary Üniversitesine bağlı, kredi ve ekonomik yardım konularından uzman AidData Araştırma Laboratuvarının yayımladığı rapora göre, Çinli kreditörler, 2000-2023 yıllarını kapsayan dönemde, kredi, bağış, hibe ve sermaye yatırımlarıyla dünyaya 2,2 trilyon dolar finansman sağladı. Çin'in resmi kurumlara ait on binlerce belge incelenerek elde edilen bu bulgu, Çin'den kredi ve kalkınma yardımı olarak bugüne dek bilinenin ötesinde bir sermaye aktarımı olduğunu ortaya koydu.

GELİŞMİŞ ÜLKELERE ÇOK DAHA FAZLA BORÇ VERDİ

Çin, bu dönemde gelişmiş ülkelere, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere kıyasla çok daha fazla borç aktardı.

Öte yandan Çin'in, dar ve orta gelirli ülkelere kalkınma yardımları ve altyapı yatırımları kapsamında aktardığı finansman, raporun kapsadığı 24 yılda tüm borç transferleri içinde giderek daha az paya sahip oldu.

Rapor, Çin'in borç siyasetine ilişkin bugüne dek farkında olunmayan bir jeoekonomik stratejiyi gözler önüne serdi. Pekin yönetimi, son çeyrek asırda gelişmekte olan ülkelerden çok gelişmiş ülkelere borç vererek, bu ülkelerdeki kritik altyapı projeleri ve ileri teknoloji üreten sektörlerde doğrudan ve dolaylı pay sahibi olmaya daha fazla odaklandı.

ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkeler tarafından Çin'in "borç tuzaklarına" karşı uyarılan gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler ise aslında Çin sermayesinden daha az yararlandı.

EN FAZLA BORÇ ABD'YE

Araştırmada, Çin'in 2000-2023 yıllarında, 217 ülke ve bölgede, 30 bin proje ve etkinliğe toplam değeri 2,2 trilyon dolar olan 1193 kredi ve bağış sağladığı tespit edildi.

Araştırmacılar, 3 yıl boyunca, "Çin'in resmi kreditörleri ve bağışçıları" olarak adlandırdıkları, politika bankaları, ticari kamu bankaları, kamu fonları, kamu şirketleri ile Merkez Bankası ve iştiraklerine ait 246 bin belgeyi inceledi.

Çin bu dönemde gelişmiş ülkelere 943 milyar dolar para aktarırken ABD, 202 milyar dolar ile en fazla borç alan ülke oldu.

Raporun baş yazarı, AidData İdari Direktörü Brad Parks, Çin'in jeopolitik rakibi ABD'nin ondan en fazla borç alan ülke olmasındaki tezata dikkati çekerek, "ABD'nin son 10 yılı diğer ülkeleri Çin'e borç biriktirmenin sakıncalarına karşı uyararak geçirdiği, Çin'i 'borç tuzağı diplomasisi' uygulamakla suçladığı hatırlandığında bu oldukça sıra dışı bir keşif." ifadelerini kullandı.

Çin'in kamuya ait finans kuruluşları bu dönemde ABD'nin her köşesinde ve sektöründeki projelere kaynak aktardı. Teksas ve Louisiana'da sıvılaştırılmış doğal gaz terminalleri, Matternhorn Express Doğal Gaz Boru Hattı, Dakota Access Petrol Boru Hattı, New York şehri elektrik nakil hattı, Virginia eyaletindeki veri merkezleri, New York ve Los Angeles'teki havalimanı terminalleri gibi kritik altyapı projeleri Çin'in finansman desteğiyle yapıldı.

Öte yandan Çinli kreditörler, kendi ülkelerindeki şirketlerin ABD'de robotik, yarı iletkenler, biyo-teknoloji gibi ileri teknoloji üreten şirketleri satın alma işlemlerini finanse ederek bazı kritik teknolojilerin transferine aracılık etti. Ayrıca aralarında Amazon, AT&T, Verizon, Tesla, General Motors, Ford, Boeing ve Disney'in olduğu Fortune 500 listesindeki çok sayıda şirkete çalışma sermayesi ve döner kredi türünden likidite destekleri sağlandı.

DÜŞÜK GELİRLİ ÜLKELERİN PAYI AZALIRKEN YÜKSEK GELİRLİ ÜLKELERİN PAYI ARTTI

Çin'in düşük gelirli ülkelere yönelik kredi ve yardımlarının toplam borç ve hibeleri içindeki payı 2000 yılında yüzde 88 iken 2023'de yüzde 24'e geriledi. Yüksek gelirli ülkelere aktardığı paranın payı ise 2000'de yüzde 12 iken 2023'te yüzde 76'ya ulaştı.

Bugüne dek Çin'in yurt dışı borç ve yatırımlarının büyük bölümünün tarihi İpek Yolu'nda Doğu-Batı ticaretini yeniden canlandırmayı hedefleyen Kuşak ve Yol Girişimi'ne ayrıldığı düşünülüyordu. Oysa AidData raporu, Pekin yönetiminin, bu kapsamdaki altyapı projelerine aktardığı finansmanın dramatik şekilde azaldığını ortaya koydu. Altyapı projeleri bir noktada Çin'in kredileri içinde yüzde 75 paya sahip olurken bu oran yüzde 25'e kadar geriledi.

Çin'in yardım bütçesi de yıllar içinde belirgin şekilde azaldı. Pekin yönetimi, kalkınma desteği bütçesini 5,7 milyar dolar olarak açıklarken 2023'te bu kapsamda gerçekleşen yardımlar 1,9 milyara kadar düştü.

JEO-EKONOMİ VE ULUSAL GÜVENLİK STRATEJİSİ

Araştırmacılar, Çin'in gelişmiş ülkelere olan meyletmesinde karlılığın önemli bir faktör olduğunu vurgulasalar da, jeoekonomik kazanımlar ve ulusal güvenlik stratejisinin zaman içinde belirleyici hale geldiğine dikkati çekti.

Stratejik ham maddeler, elektrik şebekeleri ve nakil hatları güvenliği, deniz ve okyanus boğazlarının kontrolü, küresel tedarik zincirlerinin istikrarı ve yüksek teknoloji sektörlerinde ulusal rekabet gücünü artırma hedefi, dünya genelinde ülkelerin kredi ve borç tasarruflarını daha fazla etkiler hale geldi.

Raporun yazarlarından Brooke Escobar, Çin'in borç, sermaye yatırımı ve hibelerini, jeostratejik ve ticari çıkarları lehinde esnek, yenilikçi ve tamamlayıcı tarzda düzenlediğini vurgulayarak, "Çin, uluslararası bir kreditör olarak hem ilk hem son durak olarak görülmek istiyor." değerlendirmesinde bulundu.

patronlardunyasi.com