Cezaevi yolundan, Fenerbahçe Başkanlığı’na: İşte Sadettin Saran’ın hikayesi
Fenerbahçe’den ihraç edildi, bahis soruşturmasında ifade verdi, iş dünyasında sert rüzgârlarla sarsıldı. Ama her defasında geri döndü. Şimdi o koltukta oturuyor: Fenerbahçe Başkanlığı’nda.

Toygun ATİLLA
YENİLGİ İLE KAVGA EDEN ADAM
Futbolun, iş dünyasının dilinde hep aynı cümle dolaşır: “Sadettin Saran kolay pes etmez.”
Bu cümle, bir kararlılığın özetidir.
Aynı zamanda bir yalnızlığın da… Çünkü Türkiye’de kimse kolay kolay, dev bir kulüple, köklü bir sistemle, yüksek duvarlarla çevrili bir düzenle bu kadar uzun süre mücadele etmez.
Ama o etti.
FIRTINALI FENERBAHÇE SERÜVENİ
Sadettin Saran’ın Fenerbahçe serüveni, tıpkı bir fırtına gibi başladı.
Bir dönem yönetimde yer aldı; sonra rüzgâr tersine döndü
2000’lerin başında Disiplin Kurulu’na sevk edildi, hakkında ihrac talebi hazırlandı.
Birçoğu o noktada sahneden çekilirdi.
Ama Saran mahkemeye gitti. Hakkını aradı. Yıllarca süren bir hukuk mücadelesi sonunda ihraç kararı bozuldu.
Büyük aşkı Fenerbahçe’den atılan adam, yargı kararıyla geri döndü.
O dönem bazıları bunu “inat”, bazıları “adalet arayışı” olarak yorumladı.
Ama bugün geriye dönüp baktığımızda, o sürecin Sadettin Saran’ın karakterini en çıplak biçimde gösterdiğini anlıyoruz:
O geri adım atmazdı…
YILLAR SONRA ADAYLIK İÇİN SAHNEDE
Yıllar sonra aynı Saran, bu kez adaylık için sahneye çıktı.
Ama bu kez elinde başka bir yük vardı, “Bahis şirketi sahibi başkan olabilir mi?” tartışması başladı.
Tuttur.com’un sahibi Sadettin Saran hakkında Spor Hukuku’nun gri alanları konuşulmaya başlandı, köşe yazıları yazıldı, televizyonda tartışmalar başladı.
O ise kararlıydı.
“Gerekirse kapatırım,” dedi.
Ve gerçekten kapattı.
Faaliyetleri durdurdu, hisseleri devretti.
Kamuoyu önünde kendi işini feda etti.
Çünkü, Fenerbahçe başkanlığını istiyordu.
Sadettin Saran’ın özel sektördeki hikâyesi de düz bir çizgi değildir.
Yayıncılıktan spora, güvenlikten turizme uzanan geniş bir yelpazede çalışır.
Krizler yaşar, davalarla uğraşır, rekabetin en sert yüzünü görür.
Belki de bu nedenle, Saran Holding’in koridorlarında hâlâ “her kriz bir fırsattır” sözü yankılanır.
Bu, iş dünyasının değil, hayatta kalmanın felsefesidir onun için.
CEZAEVİ SÖYLENTİLERİNDEN BAŞKANLIĞA
Seçim sürecine girerken hakkındaki yasal tartışmalar sürüyordu.
Kimi “TFF izin vermez,” dedi, kimi “etik kurul devreye girer” diye yazdı.
Ama sonuç değişmedi.
Sandıklar açıldı oylar sayıldı, Fenerbahçe tarihinde yeni bir dönem başladı.
Sadettin Saran, cezaevi söylentilerinin, bahis tartışmalarının, ihraç kararlarının ardından Fenerbahçe’nin başkanı oldu.
Bir dönemin kulüpten dışlanan ismi, aynı duvarların içine bu kez başkan olarak girmişti.
HER YENİ ZAFER YENİ BİR SINAV
Sadettin Saran’ın hikâyesi, Türkiye’de “güç” kavramının ne kadar kişisel bir mesele olduğunu hatırlatıyor.
Bazıları bu hikâyeyi “azim”, bazıları “inat” olarak okur.
Ama bence bu hikâye, “yenilgiyle kavga eden, barışmayan bir adamın uzun yürüyüşüdür.”
İhraç edilir, döner.
Yargılanır, susmaz.
Eleştirilir, yine sahnede kalır.
Ve sonunda kazanır.
EN TEHLİKELİ BAŞLANGIÇ
Ama bu hikâyenin sonu değil, belki de en tehlikeli başlangıcıdır.
Çünkü her zafer, yeni bir sınavı çağırır.
patronlardunyasi.com