CEO’ların artan yorgunluğu, şirketlerin performansını da aşağı çekiyor

Osman MÜFTÜOĞLU

Yeni bin yılın bir numaralı sağlık sorunu bu.

Üstelik en çok da iş insanlarını, üst düzey yöneticileri, CEO’ları, liderleri ve karar vericileri vuruyor. Çünkü modern dünyanın “yakıt ekonomisi” artık insanın kendi biyolojisi.

Patronların büyük kısmı bilmez ama şirket bilançosundaki en kritik kırmızı alarm bazen kâr-zarar tablosunda değil, bedenlerinin mitokondri tablolarında yanıp sönüyor.

Yorgunluk dediğimiz şey, aslında bir enerji bütçesi krizi.

Ve evet: Bilim de bu krizin artık küresel bir salgın olduğunu söylüyor.

Yorgunluk salgınının 5 temel bilimsel nedeni var:

Mitokondri yıpranması: Hücrenin enerji fabrikaları olan mitokondriler, yoğun stres, kötü uyku, yanlış beslenme, toksinler ve zamansız yemeklerle oksitleniyor. Faturası: enerji çöküşü.

HPA aksı tükenmişliği: Sürekli stres, kortizol düzensizliği yaratıyor. Sabahları “kalkamama”, akşamları “kapanamama”, gün içinde “performans kayması” bundan.

Kronik inflamasyon: CRP normal olabilir ama “sessiz iltihap” hücre seviyesinde enerjiyi kemiren büyük bir hırsız. Kilo artışı ve sisli beyinle el ele geziyor.

Uyku mimarisi bozukluğu: 6 saat uyku değil, 6 saat kaliteli uyku lazım. REM ve derin uyku çalındığında zihinsel dayanıklılık bitiyor.

Dijital yük: Günde ortalama 2.617 telefon dokunuşu… Mavi ışık, bildirim stresi, sürekli uyarılma hali. Beynin doğal ritmini bozuyor.

Bütün bunların üzerine bir de “insan üstü” hedefleri, toplantı denizlerini, gecikmiş karar yüklerini ve görünmez rekabet baskısını eklediğinizde… Yorgunluk kaçınılmaz bir sonuç oluyor.

Ama iyi haber şu: Yorgunluk yönetilebilir bir süreçtir. Ve yönetilmediğinde iş insanlarının sağlığını olduğu kadar karar kalitesini de düşürür.

Patronlarda yorgunluğu büyüten 4 görünmez tetikleyici:

Toplantı toksisitesi:

Uzun toplantılar sadece zamanı değil, karar enerjisini de tüketir. Bilim, 90 dakikadan uzun süren toplantıların prefrontal korteksi “karar yorgunluğuna” soktuğunu söylüyor.

Sürekli ulaşılabilir olma zorunluluğu:

Akıllı telefon, CEO’ların en büyük enerji vampirlerinden biri. Beyin sürekli tetikte kalıyor, parasempatik sistem devreye giremiyor.

Hız kültürü:

Hızlı karar vermek başarı göstergesi oldu. Ama hiçbir biyolojik sistem sonsuz hızda çalışamaz.

Kronik uyku borcu:

Uykusuz CEO ile uykusuz ekonomi arasında sıkı bir ilişki var. Harvard’ın verileri uykusu düşük liderlerin empati ve karar doğruluğunda dramatik düşüş yaşadığını söylüyor.

Peki yeni bin yılın bu “yorgunluk salgınına” karşı OM AGE yaklaşımı ne öneriyor?

OM AGE’nin yorgunlukla mücadele reçetesi:

Metabolik düzen:

Kan şekeri stabilitesi, enerji yönetiminin anahtarı. CGM (sürekli glikoz monitörü) kullanan yöneticilerde performans keskinliğinin %22 arttığı gösteriliyor.

Mitokondri koruma:

Koenzim Q10, pterostilben, kreatin, magnezyum treonat, nikotinamid ribozid—yeni çağın enerji destekleri artık lüks değil ihtiyaç.

Sessiz inflamasyonu kapatmak:

Omega-3, vücut ağırlığının %10’unun verilmesi, kısa aralıklı egzersizler ve haftada 2 kez “protein ağırlıklı” günler…

Mikro-molalar:

Her 50 dakikada 5 dakikalık ekran dışı mola, zihinsel performansı %30’a yakın artırıyor.

Nefes ve ritim:

Karar yorgunluğu yaşayan yöneticilerde 4-6 solunum ritmiyle vagus sinir aktivasyonu artırılıyor. Sonuç: netlik + sakin güç.

Uyku mimarisi düzeni:

Akşam 22:30–23:00 arası kapanan bir CEO’nun ertesi gün “karar doğruluğu” %25 artıyor.

Evet, bilim bunu ölçüyor.

Yorgunluk kader değil; biyoloji yasalarına uymamanın bedeli.

Yeni bin yılın liderleri, artık sadece ekiplerini değil, kendi enerji ekonomilerini de yönetmek zorundalar.

Çünkü iş dünyasında yeni gerçek çok net:

Enerjisi düşen liderin kararları da düşer.

Enerjisi güçlü liderin vizyonu büyür.

patronlardunyasi.com