Bu hafta sonu Bodrum ilk yat fuarına ev sahipliği yapıyor, lüks yat endüstrisi Bodrum'u Monako Yat Fuarı ile yarıştırmak için ilk adımı attı
Bodrum'da düzenlenen ilk yat fuarı, büyük ilgi gördü. Bu hafta sonu da gezilebilecek fuarda yatçılık ve denizcilik uzmanları, Bodrum'u lüks yat fuarcılığında Monako ve Cannes gibi uluslararası bir marka yapmayı hedeflediklerini belirttiler. Ayrıca, lüks yatta KDV, marina fiyatları konusunda da çarpıcı açıklamalar yaptılar.

Burak ARTUNER
Perşembe günü resmi açılışı yapan Bodrum'un ilk yat fuarı, hafta sonu da açık olacak.
Fuarın resmi açılışından önce Cemre Tersanesi'nin Yönetim Kurulu Başkanı, İMEAK Deniz Ticaret Odası Fuarlar Komitesi Başkanı Orhan Gülcek'le sohbet ediyoruz.
Gülcek, Bodrum'un Türkiye'nin gözbebeği bir tatil cenneti olduğunu belirterek, şunları anlatıyor:
"Dünyada da 'boat show'ların örnekleri var. Monako, Cannes, Düsseldorf gibi fuarlar. Tüm bu fuarları ziyaret ettik. Bu ziyaretlerin sebebi, nasıl bir katkı sağlıyorlar görmekti. Çünkü sadece 'tekneyi getir, sat' mantığıyla düzenlenen bir fuar değil bu; farklı bir konsept olsun istedik. Özellikle zamanlama açısından sezon bitişini öngördük. Buradaki esnafın da para kazanması lazım. Malum, turist sayısı değişiyor. Bu sene çok iyi gitmedi. Mavi yolculuğumuzu tanıtalım dedik fuar esnasında. Charter firmalarını davet ettik, marinaları davet ettik. Ayrıca bölgede, özellikle Ege’de son zamanlarda küçük boy tekne üretimi ciddi şekilde arttı. Bunları davet ettik. Bodrum’un meşhur teknesini burada sergileyelim istedik.
"MONAKO 40 YIL ÖNCE BAŞLAMIŞ..."
İlk yıl olmasına rağmen gördüğümüz tablo çok iyi. Burada en önemlisi, dışarıdan ziyaretçi katılımını artırmamız ve çıtayı yükseltip uluslararası seviyeye getirmek için çaba sarf etmemiz. İlkini düzenledikten sonra, bundan sonra yurt dışında da tanıtımlarla bence Monako, Cannes seviyesine ulaşacağız. Amacımız o. Kolay değil tabii. Onlar 40 yıl önce başlamışlar. Emek vermişler."
TÜRKİYE MEGA YAT ÜRETİMİNDE 3'ÜNCÜ SIRADA
Bu sene Cannes’da 17 Türk firmasının, 22 Türk teknesiyle, Monako’da 12 firmanın, 7 Türk yapımı mega yatla yer aldığını hatırlatan Gülcek, "Türkiye, artık yat sektöründe uluslararası bir üne kavuştu. Mega yat üretiminde üçüncü sıradayız. Fakat tabii her şey iyi giderken bazı aksaklıklar da oluyor maalesef. Yat üretiyoruz ama yüzde 8 özel tüketim vergisi geldi. Önceden üretici KDV’den muaf olarak malı alıp üretimi yapıyor, sattığı zaman KDV ödüyordu. Şimdi bu değişti. Bu durum olumsuz etkiliyor, biraz kapasiteler düşmeye başladı. Ama tanıtımı artırarak bunları telafi edeceğimizi umuyorum" dedi.
"BEŞ TEKNE ÜRETEN BİR TEKNE AZ ÜRETMİŞ OLUR"
Yüzde 8 vergi meselesinin sonuçta tüketiciyi etkilediğine vurgu yapan Gülcek, şunları anlattı: "Yani otomobil gibi düşünün. Araba alırken bir lira vergi veriyorsak, teknede bu yoktu. Çünkü tekne işi uluslararası bir iş. Başka ülkelerde bu tür vergiler yok. Bizde ise şahsi kullanımlarda KDV vardı ama ihracatta yoktu. Şimdi yine ihracatta yok ama önce parayı harcayıp sonra devletten iade almanız gerekiyor. Bir teknenin üretimi iki buçuk yıl sürüyor. Yaklaşık 20 milyon Euro maliyeti varsa, yüzde yirmisi finansman demek. Önce harcayacaksınız, sonra sattıktan altı–sekiz ay sonra KDV iadesi alacaksınız. Bu durumda yılda beş tekne üreten bir firma, bir tekne az üretmiş olacak. Finansman yükü nedeniyle.
"KÜÇÜK ALICIYI ETKİLER"
Piyasada tekne alabilecek kişi sayısı belli. Geliri belli. Bu, büyük alıcıyı çok etkilemez ama küçük alıcıyı etkiler. Çünkü küçük teknelerdeki müşteri genelde emekli olur, 'bir tekne alayım, denize açılırım' der. Şimdi 200 bin dolar yerine 240 bin dolar olunca ister istemez düşünür, vazgeçer.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın “Bir Milyon Amatör Denizci” kampanyası vardı. İnsanlar ehliyet aldı, denizi görmek istedi, bu da büyük bir ivme kazandırdı. Deniz sevgisi arttı ülkede. Buna paralel olarak üretici sayısı da arttı. Bugün Ege, Antalya, Marmara bölgelerinde ciddi küçük tekne üreticilerimiz var. Ama şimdi bu vergiyle birlikte o segmentte sıkıntı yaşanacak.
"NORVEÇ'E İMRENİYORUM..."
Benim en çok ihraç ettiğim ülke Norveç. İmreniyorum, çünkü orada her evde bir tekne var. Denizin kenarında kulübeleri var, tekneyi oraya çekiyorlar. Hobi gibi balığa çıkıyorlar. Bizde 18 yaşına gelen çocuğun hayali araba ehliyeti almakken, Norveç’teki genç 16 yaşında tekne ehliyeti almak istiyor. Üretim etkilenir, maalesef. Piyasada zaten tekne alabilecek kişi sayısı belli. Ama bu vergilerle özellikle küçük üretici zorlanacak.
"GEMİLER VE YATLAR İHRACATI 2,2 MİLYAR DOLAR"
Yat ihracatında Türkiye şu anda sipariş sıralamasında üçüncü sırada. Gemiler ve yatlar dahil ihracatımız geçen sene 2.2 milyar doların üzerindeydi. Serbest bölgelerde yapılan ihracatlar bu rakama dahil değil. Bu yıl da siparişler devam ettiği için çok düşüş beklemiyoruz ama bu işin etkisi önümüzdeki yıllarda hissedilecek. Çünkü bir teknenin üretimi 2.5–3 yıl sürüyor. Şimdi sipariş alamadığınızda, bunun etkisi iki yıl sonra ortaya çıkar. Şu anda sipariş sayısında azalma var."
"YABANCI İLE TÜRK YAPIMI TEKNELERİN FİYAT ARALIĞI KAPANIYOR"
Türkiye'nin lüks yat yapımında en büyük rakiplerinin İtalya, Hollanda ve Fransa olduğu söyleyen Gülcek, "Eskiden Türkiye’den yat almakla İtalya’dan almak arasında ciddi fiyat farkı vardı. Biz ucuzduk. Ama son zamanlarda Türk kalitesi, fuarlara katıla katıla kendini gösterdi. Önceden ucuz sattık ama fark kapanmaya başladı. Şimdi ise biz onlardan pahalı olmaya başladık, çünkü artık ucuza mal edemiyoruz. Kalite yakalandı. Tabii firma bazında değişiyor ama genel olarak baktığınızda, bir tarafta yüz yıllık firmalar var, diğer tarafta yeni markalaşan Türk firmaları. Müşteri tercihi bazen bu nedenle yabancıdan yana olabiliyor" diye konuştu.
"FİYATLARIN YÜKSELMESİNDEN MARİNACILAR SORUMLU DEĞİL"
Bodrum’daki hedeflerinin, bundan sonraki yıllarda yerli imalatçıyı daha fazla öne çıkarmak olduğunu vurgulayan Gülcek, "Deniz Ticaret Odası olarak amacımız da bu: denizciliği geliştirmek. Bu yıl tersane ziyareti planlıyorduk basın ekibiyle ama yetişmedi. İnşallah önümüzdeki yıl gerçekleştireceğiz. Tersanelerde üretimi görmek gerçekten çok farklı bir deneyim olur. Marinacılarla ilgili de yanlış bir algı var. Fiyatların yükselmesinden sanki onlar sorumluymuş gibi düşünülüyor ama marinacılar da devletten kiralıyor, deniz alanına bile kira ödüyorlar. Artı hasılattan doğrudan pay veriyorlar. Bu nedenle marinacıya yüklenmek haksızlık olur."
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Kemal Barış Dillioğlu ise fuarla ve sektörle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Bodrum, Türkiye’de restoran markalarıyla, otel markalarıyla, genel anlamda baktığınızda İstanbul ve Antalya’yla birlikte Türkiye’nin en önemli üç bölgesinden biri olarak öne çıkıyor. Bu fuar bence çok daha önceden planlanmalıydı, ama bugüne denk geldi. Bana göre çok iyi bir başlangıç. Çünkü doğmuş bir çocuk olarak baktığımızda şu anda o çocuk bu fuar. Orhan Bey bahsetti; Monako, Cannes belki bir ihtimaldir ama Bodrum’un da onu yakalama şansı var. Mükemmel bir iş birliği var. İki belediye, Deniz Ticaret Odası olarak biz ve organizasyon şirketimiz harika bir düzenleme ve iş birliğiyle çalıştık."
"KDV KARARI, TÜRK BAYRAĞINI ÖTELER"
Yükselen KDV olayının etkisi üzerine ise Dillioğlu, şunları söyledi:
"Şimdi eğer tüketicilerimizden soruyorsanız, bence en büyük sebep şudur: KDV olayı Türk bayrağını öteler. Yani yabancı bayrağa dönen insanlar, yabancı bayrakla devam edenler. Çünkü sadece alırken KDV ödemiyorsunuz; tüketici olarak artık marinada da KDV ödüyorsunuz. Ama bayrağı değiştirirseniz, Türk bayrağından çıkarsanız bu vergiden muaf oluyorsunuz. Biz yıllarca 'Türk bayrağına geçelim' diye uğraştık. Bu sayı artmışken, bundan sonraki dönemde bu KDV ile beraber ciddi bir maliyet oluşacak. Türk bayrağından direkt yabancı bayrağa geçiş olacaktır. Bence yani en çok bu konuları bakanlık düzeyinde görüşmek gerekiyor. Sürekli görüşüyoruz ama şu andaki ekonominin pozisyonlanması, ülkenin vergiye olan ihtiyacı gibi birçok sebep var. Onların bakış açısı şu: 'Arabada bu var, şurada bu var, burada da olsun' Ama aynı mantık değil.
Birisi uluslararası suda kullanılan bir araç, diğeri karada, içeride kullanılan bir araç. Yani aynı kalemden değerlendirilmemeli. Zaten Türk bayrağı kullanma şansımız var ama bu tip düzenlemeler insanları bundan uzaklaştırıyor. Yani biz çok farklı görüyoruz. Bir gün belki buradaki teknelerin bir kısmı başka marinalara gitmeye başlayacak, çünkü zaten marina fiyatları en pahalıları."
"EKİM AYI BODRUM'UN DENİZCİLİK AYI OLACAK"
ED Fuarcılık Kurucu Ortağı Emel Yılmaz ise
"Fuarda teknelerin yüzde 40’ı yerli yüzde 60’ı yabancı. Fuarda ikinci el tekneler de sergileniyor. Aslında Türkiye’de brokerların bir fuarı yoktu ve Bodrum’a özellikle distribütörlerle birlikte broker firmaların da ilgisi çok büyüktü. Çünkü bu 25 metre üstündeki tekneleri İstanbul’daki fuarlara getirme imkânları yok. Broker firmalarının bütün tekneleri aslında bu bölgelerde konumlanmış durumda. Şu anda 55 tane teknesi var sadece broker firmalarının. Bu arada göreceksiniz, belki tatil döneminde gezerken limanda sadece guletleri görürsünüz ama şu anda farklı. Biraz önce de geçerken söyledim, Cannes’dan hiçbir eksiğimiz yok. Bizden sonra da Bodrum Cup başlıyor. Ekim ayını denizcilik ayı olarak belediye başkanımızla aynı tarihlere getirdik. Mümkün değil dediler ama yine de aynı haftaya denk geldi. Yine fuarımızın bir bölümünde guletlerimiz var. Bodrum, daha ziyaret edilebilir, daha canlı bir bölge olarak gerçekten çok ilgi çekiyor."
50 METRELİK LEGASEA 28,5 MİLYON EUROYA SATILDI
Bu arada fuarı gezerken, öğrendiğim ilk satışı da sizlerle paylaşayım. Bodrum İçmeler Tersanesi'nde Ada Yatçılık tarafından üretilen 50 metrelik Legasea modeli süper yat, 28,5 milyon euroya kimliği açıklanmayan bir iş insanına satılmış.
İKİ GENÇ İŞ İNSANI İLK MOTOR YATLARINI TANITTI
Fuarda Deep Yacth markası adı altında tekne üretimi yapan 2 genç iş insanı Doğa Yurttaş ve Erbil Eroğlu ile de sohbet ediyoruz. Her ikisi de kendi üretimleri olan Fly83 ve Fly52 model motor yatlarını üretip ilk kez Bodrum'da sergilemenin kendilerine gurur verdiğini belirttiler. İstanbul Tuzla'da üretim yapan iki genç iş insanı, 25,5 metrelik Fly83 ve 16 metrelik Fly52'den sonra yeni hedeflerinin fiyatı 100 bin Euro civarında olacak 8 metrelik lüks yat üretimi olduğunu belirttiler.
patronlardunyasi.com