'Ben Sakıp gibi yapamam'
RAHMİ KOÇ: RAHMETLİ SAKIP SABANCI EMİRGAN'DA SİMİT SATARDI, BEN YAPAMAM.

Ayşe Arman
Rahmi Mustafa Koç’un, insanı etkilemekte en belirleyici yanı, çocuk mavisi gözleri ve gülüşündeki o utangaç hal. Ama onunla konuşurken bir kontrol ustası ile karşı karşıya olduğunuz hissine de kapılıyorsunuz. Zaten o da duygularını kontrol edebilme özelliğiyle övünüyor. Gösterişi sevmiyor, ısrarla da bunu vurguluyor...
Her şeyi olan bir adam, ruhsal sıkıntıya düşer mi?
- Başkalarını bilemem, ben depresyona girmem.
Pardon ama nasıl beceriyorsunuz bunu?
- Transandantal meditasyon yapıyorum. Kendimle dış dünya arasına bir duvar koyuyorum. Kendimi dış dünyanın etkilerinden arındırıyorum.
İyi de nasıl?
- Beyin gücüyle. Gözlerini kapatıyorsun, derin bir transa giriyorsun. Etrafında gürültü olmayacak, herhangi biri de olmayacak, sen tek başınasın. Bir 15- 20 dakika öyle kalıyorsun, birden nefes alıp vermen değişiyor. Prof. Mahmut Görkey benim hocam. O bana öğretti, sonra Hindistan’a ve Hollanda’ya gittim. Maharaji ile bile tanıştım. Gerçi eskiden de zırt pırt depresyona giren biri değildim ama lüzumsuz şeyleri sıkıntı ederdim. Bu meditasyon gerçekten yardımcı oldu. Maçka’da bir okul açtılar, meraklılarına tavsiye ederim.
Özel hayatınızda mutlu biri misiniz?
- Çoook.
MAVİ KAN BİZDE YOK
Sizin oğullarınızla olan ilişkiniz, belli ki babanızla olandan farklı...
- Evet, ben mesafe koymuyorum. Biz derdimizi anamıza anlatırdık, oğullarım dertlerini bana anlatıyorlar.
300 yıllık bir aileden gelmiş olmak sizi nasıl etkiliyor? Kendinizi aristokrat olarak mı kabul ediyorsunuz?
- Ne münasebet, biz aristokrat filan değiliz. Sadece geçmişi olan köklü bir aileyiz. Mavi kan yok bizde. Biz Hacı Bayram Veli’den geliriz, geçmişimizin uzunluğuyla övünürüz ve aile geleneklerimize yüzde 100 bağlıyız.
Bu kadar köklü bir aileden gelince, insanın eğilip bükülmesi daha mı zor oluyor?
- Hayır çok daha mütevazı oluyorsun. Kimsenin burnu havada değildir bizde. Her tip adamla görüşebiliriz, buna müsait bir yapımız vardır.
FARKLI ALGILANIYORUZ
Buna rağmen Koç, Sabancı’ya göre halktan biraz daha uzak... Mış gibi duruyor...
- Öyle derler ama değil. Gerçi, rahmetli Sakıp Bey, benden daha fazla halk adamıydı. Mesela Emirgan’da Atlı Köşk’ün önünde simit sattı, ben onu yapamam. Neden uzak ve mesafeli algılandığımızı bir türlü anlayamadık. Koç Üniversitesi de farklı algılanır mesela. En pahalı üniversite zannedilir, oysa diğerleriyle arasında çok fiyat farkı yok, snob olarak algılanır. Niye öyle? Bilmiyorum. Amerikan Hastanesi de başka bir örnek. Nedense, insanlar oraya girmeye de çekinirler...
Peki siz Amerikan Hastanesi’ne girince, "Oh be hastaneme geldim!" filan mı diyorsunuz?
- Yok canım. Ben hastaneye ya toplantıya, ya hasta ziyaretine, ya da kendime baktırmak için giderim. Her gittiğimde de liste verirler elime, "Şunlar şunlar yatıyor" diye, onları teker teker ziyaret ederim. Bence insan, hayatın tadını anlamak için arada bir mezarlığa ya da hastaneye gitmeli. Şu lafı çok severim: "Sağlık demokrasi gibidir, elden gitmeyince kıymeti belli olmaz."
HEPSPORYAPTIM
75 nasıl bir yaş?
- Nasıl olduğunuza, bedeninize nasıl baktığınıza bağlı. Benim gibi iseniz "Allah’a şükür" dersiniz, kendinizi iyi hi