"Bana 'mini etek giy' baskısı yapamazlar"

Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu ile 'Tarihin Arka Odası' isimli programla ekrana gelen Pelin Batu, kendisi için yapılan eleştirileri kabul etmiyor.

Programda uyurken görüntülenen Batu, "Bunun haber olmasına kızmıyorum ama çıkıp da 'Rol yaptı' denilmesi beni sinirlendiriyor. Tanıyabileceğiniz en doğal insanlardan biriyimdir. Film için rol yapabilirim, ama onun haricinde rol yapacak bir insan değilim" diyor.

Akşam gazetesine konuşan Batu, Habertürk TV'de mini etek ve dekolte dayatması yaşamadığını söyleyerek, "Eğer böyle bir dayatma yaşarsam tavrımı ortaya koyarım. Küfretmeyi de bilirim"' diye konuştu.

Sizi önce sinemada ardından da siyasi ve entelektüel tartışmalarda gördük. Sinema geri planda mı kaldı?

Sinema, hayatıma renk katıyor. Ama istediğiniz gibi oyunculuk yapamıyorsunuz. Türkiye'deki sinema sektörüne göre hayatınızı idame ettiremiyorsunuz. Televizyon, hayatımı kazanmak ve zevk aldığım bir iş yapmak adına var.

- 'Tarihin Arka Odası' adlı programın bu kadar ses getireceğini düşünüyor muydunuz?

Aklımın ucundan bile geçirmiyordum. İster istemez bir önyargım vardı. İnsanlar çok fazla okumuyor ve yazmıyor. Türkiye'de bir insan yılda ortalama 4 kitap okuyor. Bu kadar az okuyan insanların tarih programını izlemesi bana şaşırtıcı geliyor. Bir taraftan da Türkiye'ye daha olumlu bakmamı sağlıyor.

ARNAVUTUM DAMARIM VAR

- Programda başta çok sakin oluyorsunuz ama ilerleyen saatlerde sinirlenebiliyorsunuz...

Tipik bir Arnavutum, biri damarıma basınca patlarım. O programda yaptığım bazı şeyler haber konusu oluyor ya da gündeme geliyor. O kadar komik şeyler oluyor ki sabahın beşinde, kimsenin seyrettiğini düşünmediğim bir saatte 2 dakika daldım. Bunun üzerine 'Rol yaptı' denilince sinirlendim. Tanıyabileceğiniz en doğal insanlardan biriyimdir. Film için rol yapabilirim, ama onun haricinde rol yapacak bir insan değilim.

- Programın sabahın ilk ışıklarına kadar devam etmesi hayatınızı ne yönde etkiliyor?

Program yüzünden sabahlara kadar oturuyorum. Sabah erken kalkardım ama cuma, cumartesi ve pazar günleri sabaha karşı yatıyorum. Yaşam tarzım değişti. Murat Bardakçı'nın normal uyuma saatlerinde program yapıyoruz. Onun biyolojisine uyum sağlıyoruz.

- Habertürk'ten ayrılan spikerler yönetimin kılık kıyafete karıştığını ve dekolteli kıyafetler giymesi konusunda dayatmalarda bulunduğunu söylediler. Size böyle bir dayatma yaşadınız mı?

Hiç böyle bir şey söz konusu olmadı. Part-time çalışıyorum. Akşam giriyorum, sabah çıkıyorum. Böyle bir şey olduysa da gerçekten çok çirkin bir şey.

- Peki böyle bir durumda ne yapardınız?

Çok açık sözlüyümdür. Küfretmeyi de bilirim. Mini etek ya da dekolte konusunda dayatma olsaydı tavrımı ortaya koyardım.

- Yiğit Bulut'un, sizden memnun olmadığı, Murat Bardakçı'nın araya girmesiyle kanalda kaldığınıza dair haberler çıktı.

Medyada çok dedikodu dönüyor. Nagehan Alçı ile birlikte bir programa başlamıştık. Bir ay sonunda programı yapamayacağımıza karar verdik, istifa ettik. Yiğit Bulut da 'Bırakmayın' demedi. Biz istediğimiz gibi bir program yapamadık. Her hafta konuklarımızı belirler, çatır çatır politik konuşmalar yaparız diye düşündük. Ama öyle bir şey oldu ki haftanın 5 günü kendimi Habertürk'te buldum. Kendimi daimi eleman gibi hissetmeye başlamıştım. Hem psikolojik hem de fiziksel olarak çok
yoruldum.

Evlenmeyi düşünüyor musunuz?

Sanırım hiç evlenmeyeceğim. Şunu biliyorum, evlilik konusunda büyük konuşmamak lazım. 'Hiç evlenmeyeceğim' diyen insanlar pat diye evlenebiliyor. Ama evliliğin ne işe yaradığını tam olarak anlayabilmiş değilim. Birine aşıksan ve o insanla hayatını geçirmek istiyorsan zaten onunla evli oluyorsun. Ama gidip ailelere beyan etmek ya da belediyenin iznini almak bana garip geliyor. Çocuk istemiyorum. İnsanlar, bebek görürler severler. Bende bu konuda sevme güdüsü yok. Ama kedi ve köpekte var. Onları görünce bayılıyorum.

Boyum 1.63, keşke daha uzun olsaydım

- Hayranlarınızın sizi programda seksi bulmasını nasıl değerlendiriyorsun? Kendini seksi buluyor musun?
Hiç seksi bulmuyorum. Seksilik değil ama yakından beni tanıyan insanlar doğallığımı seviyorlar. Yalan söyleyemem, yüzüm kızarır hemen heyecanlanırım. Maske takmam. Bazen aynaya bakınca kendimi seksi bulduğum günler oluyor. Ama çoğu zaman aynaya bile bakmam. Kuaföre gitmek benim için tam anlamıyla bir kabustur.

- Dış görünümünüzde memnun olmadığınız noktalar var mı?

1.63 boyundayım. Daha uzun boylu olsam, daha hoş olurdu. Ama bir taraftan da bu kiloyla boyum uzun olmuş olsaydı leylek gibi olabilirdim. Mesela cildim çok beyaz. Bir taraftan beyazlığımı seviyorum ama bir yara olduğu zaman geçmiyor. Minicik bir diken batsın iki ay cildimde kalıyor. Dolayısıyla o da beni yoran şeylerden biri.

SEYİRCİ DALGASINI GEÇTİ

"Programda, I. Elizabeth'i anlatmamı istediler. İyi bildiğim bir konuydu, anlattım. O programdan sonra sistematik bir şekilde 'Pelin Hanım 'Elizabeth' der misiniz?' şeklinde mailler gelmeye başladı. Ben de her programda söyledim. Ama insanların neden söylememi istediklerini anlayamadım. Bir arkadaşım, 'Elizabeth'in argoda 'mastürbasyon yapmak' anlamına geldiğini söyledi."