Dolar
37,9762
0,11%
Euro
41,6469
0,27%
Sterlin
48,7298
0,31%
Bitcoin
3.076.117
4,75%
BİST-100
9.275,5
-2,13%
Gram Altın
3.768,104
3,60%
Gümüş
30,88
3,55%
Faiz
46,96
0,82%

'Babamla randevusuz görüşemezdim'

SANKO Holding Yönetim Kurulu Başkanı Konukoğlu, yanında sıfırdan iş hayatına atıldığı babasıyla randevusuz görüşemediğini söylüyor. 3 çocuk ve 8 torun sahibi olan Abdülkadir Konukoğlu ile özel hayatını, zevklerini ve iş hayatını konuştuk.

24.07.2005 16:33Güncelleme: 27.10.2023 14:25
Haberi paylaşın
'Babamla randevusuz görüşemezdim'
16px
32px

Sanko Holding Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Konukoğlu, tekstil sektörünün önde gelen işadamlarından. Holdingin yatırımlarını doğduğu ve büyüdüğü yer olan Gaziantep’te gerçekleştiren Konukoğlu, doğulu diğer işadamları gibi yatırımlarını İstanbul’a kaydırmayı da düşünmüyor. Konukoğlu “Hayır ben İstanbul’u sevmiyorum, sadece eğlenmek için geliyorum İstanbul’a. Hanım da sevmiyor, geliyor 1 hafta kalıp alışverişlerini yapıp geri dönüyor” diyor.

Babasının işyerinde çok ezilerek iş hayatında yükseldiğini söyleyen Konukoğlu, randevu almadan babasının yanına görüşmeye gidemediğini de belirtiyor. 3 çocuk ve 8 torun sahibi olan Abdülkadir Konukoğlu ile özel hayatını, zevklerini ve iş hayatındaki yeni projelerini konuştuk.

Kaç yaşındasınız?

1948 Gaziantep doğumluyum, anne babamın ilk çocuğuyum. Hem anne, hem baba tarafı Gaziantepli. Şu anda Gaziantep’te oturuyorum. Evliyim 2 oğlum, 1 kızım var onlar da evli. 8 tane torunum var kısaca.


Doğduğunuz ev şu anda sizin yaşadığınız ev mi?

Hayır değil, ama doğduğum ev duruyor. Doğduğum evi biliyor ara sıra ziyarete gidiyorum. 5-6 senede bir yada bazen çekim yapıyorum o evde. Başkası oturuyor ama, bedava kira
filan vermiyor.

Doğumunuzla ilgili anlatılan neler?

1948 yılında ekim ayında, ama tam gününü yazmadık, belli ki sobalar kurulu iken. Dayıma sordum, ben ne zaman doğdum diye. “Senin doğduğun gün teyzemin eli kırılmıştı” dedi. Ayrıca Çekici Zahide diye bir kadın vardı onun ayağı burkulmuş oda gelememiş. Yiğenim dedi ki, amca sen 10. ayda doğdun, ama hangi gün doğduğun belli değil, Onunda 23 Ekim doğum günü. ‘Gel berbaber kutlayalım’ dedim. 1 Ekim yazılı nüfusta ama değil.

Peki isminizi kim koydu? Adınızın bir hikayesi var mı?

Benden önce annem bir çocuk kaybetmiş. Doğduğumda, bizim mahallenin hocası Abdülkadir olsun demiş. İşte öyle kalmış. Ben torunların içinde de ilkim. Dedemin ilk torunu benim.

Kaç kardeşsiniz?

5 erkek, 3 kız toplam 8 kerdeşiz. Dedemin de 5 çocuğu vardı. Biz hemen hepimiz aynı sokakta büyüdük. Mahallede yıllar geçti, o zaman akşama kadar dışarıda ve hep iç içeydik birlikteydik. Şimdi herkes apartmanda büyüyor. Akşam oldumu eve girerdik. Kalabalık bir aileyiz. Dedemin bayağı torunu var, torununun çocukları.

Sanatı seviyorum

Çocukluğunuz nasıldı, yaramaz mıydınız?

Valla biraz haylazdım.zaman zaman çok kavga ederdim. Daha doğrusu semtin verdiği şeydi bu, genelde mahalle kavgaları vardı taşlaşırdık. Ben okumadım, fakat işimi çok seviyordum, fiilen 14 sene işletmede çalıştım. Buraya gelirken tepeden gelmedim. Her bölümde çalıştım ustalık, amirlik yaptım, müdür, genel müdür oldum, 1963 de başladım. Ben sanatı çok sevdiğim için okumadım. Ama bütün kardeşlerim okudu, yurt dışında okudu hepsi. Benim haricimde İngilizce bilmeyen yok.

Siz okumadığınız için mi desteklediniz kardeşlerinizi?

Dedim ki; ben okumadım, onun zorluğunu çekiyorum, sizler okuyun, onları daha çok sıkıştırdım.

Okumuş olsaydınız, şimdi çizginiz bu şekilde mi olacaktı?

Valla işte onu bilmiyorum, belki aynen giderdim tahmin ediyorum, belki de gidemezdim. Çünkü genelde alaylıların cesareti daha yüksek oluyor, biraz tahmin ediyorum onun büyük rolü var. Çünkü işçinin içinden yetişip geliyorsun, tabandan geliyorsunuz. Tabandan gelenler daha cesaretli oluyor. Tabandan gelenlerin sayısı çok az. Tabiattan gelen yöneticilik. İkincisi okulda görmüş olduğun veya etraftan aldığınla gelmiş olan yöneticilik. Üçüncüsü ise sadece okuduğunla okuduğunu uygulayan bir yöneticilik. Çok okuyan tabii ki çok güzel işler yapar.

İş hayatınızda babanızın yanında ticaretle meşgul olmaya başladığınızda, sizi ticarete çok heveslendiren bir şey oldu mu?

Ben makinalarla boğuşmayı çok severdim, kendi motorsikletim vardı. Kendim tamir ederdim, söker takardım. Tamiratı, bakımı severdim.