Babacan'dan sivil toplum kuruluşlarına güvence
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, sivil toplum kuruluşlarının, bundan sonraki aşamalarda da AB ile müzakere sürecinin içinde mutlaka bulunacaklarını söyledi.
17.12.2005 18:58 •

16px
32px
Babacan, Hazine Müsteşarlığı'nda, AB'ye katılım süreci çalışmaları kapsamında, 'Kamu Alımları' ile 'Rekabet Politikaları' fasıllarının tarama çalışmaları hakkındaki teknik düzeyde bilgilendirme ve değerlendirme toplantısının açılış konuşmasında, 19 Kasım'da yapılan ilk bilgilendirme ve değerlendirme toplantısında konuşulan konuların, görüşlerin takip edildiğini kaydetti.
Müzakere sürecinin uzun bir süreç olduğunun altını çizen Babacan, 'bizler bu sürecin henüz başındayız, henüz hiçbir fasılda fiili müzakereler başlamadı. Sivil toplum kuruluşları bundan sonraki aşamalarda da mutlaka sürecin içinde bulunacaklardır' şeklinde konuştu.
Henüz fiili müzakerelerin başlamadığını, sadece karşılıklı olarak eksiklikler ve uyum sağlanan konuların AB ile ele alındığını belirten Babacan, sivil toplum kuruluşlarının, geç kaldıkları kaygısına kapılmamaları gerektiğini vurgulayarak, 'hiç kimse birşey kaçırmıyor' dedi.
MÜZAKERE POZİSYON BELGESİ...
'Sosyal Politikalar ve İstihdam' faslında, sendikaların mutlaka bu sürecin içinde olacağını vurgulayan Babacan, Türkiye'nin 'Müzakere Pozisyon Belgesi'nin sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hazırlanacağını ifade etti.
Bugün Kamu Alımları ve Rekabet Politikaları fasıllarındaki tarama süreci konusunda, bu sürece katılan kamu yetkilileri tarafından bilgi verileceğini belirten Babacan, Kamu Alımları konusunun, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Emin Zararsız, Rekabet Politikaları konusunun da, DPT Müsteşar Yardımcısı Halil İbrahim Akça tarafından anlatılacağını ifade etti.
Taramaların, bir günü Brüksel'de bir günü de Ankara'da olmak üzere, her fasılda ikişer gün yapıldığını anlatan Babacan, bu konuda tüm detayların sivil toplum kuruluşlarına anlatılacağını ve bu kuruluşların sorularının yanıtlanacağını kaydetti.
İlk bilgilendirme toplantısında, sivil toplum kuruluşlarının kendi yaptıklarını anlatmaları nedeniyle zamanın etkin kullanılamadığını hatırlatan Babacan, bu toplantının amacının, bu kuruluşların kendi yaptıklarını anlatmaları değil, fasılların içeriğiyle ilgili olarak bilgilendirmek olduğunu ifade etti.
Bugün yapılan toplantıya, Başbakanlık, AB Genel Sekreterliği ve Dışişleri Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Rekabet Kurumu'ndan yetkililer katıldı.
'ARTIK TÜRKİYE ADAY ÜLKE DEĞİL'
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, demokrasinin Türkiye'de daha iyi işliyor oluşunun, güçlerin bağımsızlığı, yargının bağımsızlığı ilkelerini göz ardına alamayacaklarını belirtirken, "Bugün güçlerin ayrılığı ilkesi eğer temel bir prensip ise buna herkesin saygı duyması lazım, AB'nin de saygı duyması lazım, bizim içimizde de saygı duyulması lazım" dedi.
Başmüzakereci Babacan, AB'ye katılım süreci çalışmaları kapsamında "Kamu Alımları" ile "Rekabet Politikaları" fasıllarının tarama çalışmaları hakkında, Hazine Müsteşarlığı'nda düzenlenen teknik düzeydeki bilgilendirme ve değerlendirme toplantısının açılışında konuştu.
3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Türkiye-AB ilişkilerinin yepyeni bir döneme girdiğini anlatan Babacan, artık Türkiye'nin bir aday ülke değil, katılım sürecine başlamış bir ülke konumuna geldiğini hatırlattı.
"AB'ye uyum demek aslında AB'nin kurum ve kurallarına kendi kurum ve kurallarımızı uygun hale getirmek demektir" diyen Babacan, AB müktesebatının 35 fasıla ayrıldığını, Türkiye'nin bu 35 başlık altında müktesebatla ilgili konuları tek tek inceleyeceğini söyledi.
Babacan, bu başlıklarda öncelikle "AB nerede Türkiye nerede"nin karşılaştırmasının yapılacağını, daha sonra AB
Müzakere sürecinin uzun bir süreç olduğunun altını çizen Babacan, 'bizler bu sürecin henüz başındayız, henüz hiçbir fasılda fiili müzakereler başlamadı. Sivil toplum kuruluşları bundan sonraki aşamalarda da mutlaka sürecin içinde bulunacaklardır' şeklinde konuştu.
Henüz fiili müzakerelerin başlamadığını, sadece karşılıklı olarak eksiklikler ve uyum sağlanan konuların AB ile ele alındığını belirten Babacan, sivil toplum kuruluşlarının, geç kaldıkları kaygısına kapılmamaları gerektiğini vurgulayarak, 'hiç kimse birşey kaçırmıyor' dedi.
MÜZAKERE POZİSYON BELGESİ...
'Sosyal Politikalar ve İstihdam' faslında, sendikaların mutlaka bu sürecin içinde olacağını vurgulayan Babacan, Türkiye'nin 'Müzakere Pozisyon Belgesi'nin sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte hazırlanacağını ifade etti.
Bugün Kamu Alımları ve Rekabet Politikaları fasıllarındaki tarama süreci konusunda, bu sürece katılan kamu yetkilileri tarafından bilgi verileceğini belirten Babacan, Kamu Alımları konusunun, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Emin Zararsız, Rekabet Politikaları konusunun da, DPT Müsteşar Yardımcısı Halil İbrahim Akça tarafından anlatılacağını ifade etti.
Taramaların, bir günü Brüksel'de bir günü de Ankara'da olmak üzere, her fasılda ikişer gün yapıldığını anlatan Babacan, bu konuda tüm detayların sivil toplum kuruluşlarına anlatılacağını ve bu kuruluşların sorularının yanıtlanacağını kaydetti.
İlk bilgilendirme toplantısında, sivil toplum kuruluşlarının kendi yaptıklarını anlatmaları nedeniyle zamanın etkin kullanılamadığını hatırlatan Babacan, bu toplantının amacının, bu kuruluşların kendi yaptıklarını anlatmaları değil, fasılların içeriğiyle ilgili olarak bilgilendirmek olduğunu ifade etti.
Bugün yapılan toplantıya, Başbakanlık, AB Genel Sekreterliği ve Dışişleri Bakanlığı ile Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ve Rekabet Kurumu'ndan yetkililer katıldı.
'ARTIK TÜRKİYE ADAY ÜLKE DEĞİL'
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, demokrasinin Türkiye'de daha iyi işliyor oluşunun, güçlerin bağımsızlığı, yargının bağımsızlığı ilkelerini göz ardına alamayacaklarını belirtirken, "Bugün güçlerin ayrılığı ilkesi eğer temel bir prensip ise buna herkesin saygı duyması lazım, AB'nin de saygı duyması lazım, bizim içimizde de saygı duyulması lazım" dedi.
Başmüzakereci Babacan, AB'ye katılım süreci çalışmaları kapsamında "Kamu Alımları" ile "Rekabet Politikaları" fasıllarının tarama çalışmaları hakkında, Hazine Müsteşarlığı'nda düzenlenen teknik düzeydeki bilgilendirme ve değerlendirme toplantısının açılışında konuştu.
3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Türkiye-AB ilişkilerinin yepyeni bir döneme girdiğini anlatan Babacan, artık Türkiye'nin bir aday ülke değil, katılım sürecine başlamış bir ülke konumuna geldiğini hatırlattı.
"AB'ye uyum demek aslında AB'nin kurum ve kurallarına kendi kurum ve kurallarımızı uygun hale getirmek demektir" diyen Babacan, AB müktesebatının 35 fasıla ayrıldığını, Türkiye'nin bu 35 başlık altında müktesebatla ilgili konuları tek tek inceleyeceğini söyledi.
Babacan, bu başlıklarda öncelikle "AB nerede Türkiye nerede"nin karşılaştırmasının yapılacağını, daha sonra AB