Babacan'dan ekonomi milliyetçiliği
Milliyetçilik tartışmalarına Bakan Babacan da katıldı. Babacan, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu'nda başkanları Türkiye'yi sevmenin anlamını anlatıı.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, ''Bizim için Türkiye'yi sevmek demek, gayri safi milli hasılamızın 1 trilyon dolara ulaşması, kişi başına milli gelirimizin 10 bin doları aşması, dış ticaret hacmimizin 1 trilyon doları aşması, işsizliğin makul seviyelere çekilmesi, yoksulluğun tamamen yok edilmesi için çalışmak demektir'' dedi.
Babacan, Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu (YOİKK) çalışmaları ve YOİKK bünyesinde oluşturulan Teknik Komite'nin eylem planlarına ilişkin özel sektör temsilcisi sivil toplum kuruluşları ile birlikte Hazine Müsteşarlığında basın toplantısında, doğrudan yatırımları daha da artırmayı hedeflediklerini söyledi. Yatırımların artırılmasının tüm dünya ekonomilerinin öncelikli hedefleri arasında yer aldığını, bu nedenle yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda ülkeler arası rekabetin her geçen gün yoğunluk kazandığını belirten Babacan, ''Türkiye bu rekabet ortamında var olduğunu, uygulanmakta olan yatırım ortamını iyileştirme reform programının başarılı sonuçları ile ortaya koymuştur'' dedi.
Bu anlamda sağlanan ilerlemelerin ekonomik programa sağladığı katkının açık olduğu ifade eden Babacan, ''ancak yatırım ortamının hızla değişen öncelik ve ihtiyaçları düşünüldüğünde yeterli değildir. Zira, yatırım ortamının iyileştirilmesi, sürekli hareket eden bir hedeftir. Politikalarımız ve stratejilerimiz bu hareketli hedefi yakalayacak şekilde süreklilik arz etmeye devam edecek, çalışmalarımız aynı heyecan ve kararlılıkla sürecektir'' şeklinde konuştu.
YOİKK Teknik Komitelerinin önümüzdeki dönem için hazırladıkları eylem planlarına da dikkat çeken Babacan, bu eylem planına bakıldığını, 2007'nin kayıp bir yıl olmadığının iyice görüleceğini belirterek, ''özellikle dikkatinizi çekmek istiyorum ki eylem planının takvimine baktığınızda yapılacak çalışmaların önemli bir bölümünün 2007'de tamamlanacağını göreceksiniz. Bu takvimi bugün kamuoyuna açıklayarak, bir bakıma tüm iş dünyamıza çalışmaları takip etme fırsatını da sunmuş oluyoruz ''dedi.
YATIRIMLARIN TÜRKİYE'YE KATKISI...
Babacan, yatırımların Türkiye'ye sağladığı katkı konusunda şunları söyledi: ''Yatırım ortamının iyileştirilmesi amacıyla yaptığımız tüm bu çalışmaların ülkemize sağladığı katkılar artık net bir şekilde herkes tarafından görülmektedir. Nitekim, gerek ulusal gerekse uluslararası yatırımlarda kayda değer artışlar sağlandığı ilgili tüm kesimler tarafından dile getirilmektedir. Alınan tedbirlerin uygulamada sağladığı etkileri ortaya koymak bakımından, her geçen gün artan sayıda ülkemizi tercih eden uluslararası yatırımcıların kurdukları şirket sayısı önemli bir göstergedir.
2006 yılı Kasım ayı sonu itibariyle (toplamda), ülkemizde 14 bin 782 adet uluslararası sermayeli firma faaliyette bulunmaktadır. 2005 yılı Ocak-Aralık döneminde yaklaşık 9,7 milyar dolar olan uluslararası doğrudan yatırım girişi, 2006 yılının Ocak-Kasım döneminde, 18,3 milyar dolara ulaşmıştır. Bunun içindeki gayrimenkul tutarı 2,8 milyar dolardır.''
Ali Babacan, son yıllarda yatırım ortamının iyileştirilmesi konusunda atılan adımların olumlu sonuçlarının uluslararası kuruluşlarca yapılan çalışmalara da yansıdığının görüldüğünü kaydetti. Dünya Ekonomik Forumunun 2006-2007 'Küresel Rekabet Endeksi'ne göre Türkiye'nin, 125 ülke içinde 59. sırada yer aldığı bildiren Babacan, şöyle devam etti:
''Aynı endekste Türkiye geçen sene 117 ülke arasında 71. sırada yer almıştı. 'AT Kearney Uluslar Arası Doğrudan Yatırımlar Güven Endeksi' 2005 yılı verilerine göre, Türkiye, yatırımcıların güvenini kazanan yatırım yeri sıralamasında 29. sıradan 13. sıraya yükselmiştir. 'Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Teşkilatı (UNCTAD) tarafından yayımlanan 2006 yılı Dünya Yatırım Raporu'na göre ise Türkiye, 35. sıradan 22. sıraya yükselerek bu anlamda gelecek vaat eden ülkeler arasında yer almıştır. Gerek yurt içi yatırımlarda gerekse uluslararası doğrudan yatırım girişindeki bu gelişmeler ve değerlendirmeler, Türkiye'nin artık yatırımlar için cazip bir ülke haline geldiğine, bu hedefte çok hızlı ilerleme kaydettiğine ve dünya ekonomisinin güçlü bir aktörü olma yolundaki iddiasını açıkça sergilemekte olduğuna işaret etmektedir.''
DEMOKRATİKLEŞME VE İNSAN HAKLARI...
Türkiye, son 4 yıl içinde, ekonomik, siyasi, diplomatik alanda tarihi nitelikte başarılar elde ettiğini, ancak ilerlemelerin diğer alanlarda da görüldüğünün altını çizen Babacan, ''demokratikleşme ve insan hakları konusunda standartlarımızı çok daha üst seviyelere çekme çabalarımız devam etmektedir'' şeklinde konuştu. Türkiye'nin bu hızlı ilerleme süreci şüphesiz bazı kesimlerde rahatsızlığa neden olduğunun altını çizen Babacan, özellikle uluslararası doğrudan yatırımlardaki artışın, Türkiye'nin içine kapanmasından medet uman, yıllar boyu içine kapanık bir Türkiye'den nemalanmış kesimleri rahatsız ettiğini vurguladı.
''TÜRKİYE'Yİ SEVMEK...'
Babacan, ''bizim için Türkiye'yi sevmek demek, Türkiye'nin kalkınması, ileriye gitmesi, dünya üzerinde siyasi ve ekonomik olarak bir güç haline gelmesi, ülkemizin her alanda sonsuz itibar sahibi olması için çalışmak demektir'' dedi. Ali Babacan, şöyle devam etti:
''Bazıları sadece slogan atarak ülkenin yönetilebileceğini zannediyorlar. Biz, slogan atarak değil, paradan sıfır atarak, enflasyonu tek haneli oranlara çekerek, faizleri düşürerek, Türkiye'nin borç yükünü azaltarak ülkemizin istediği, hak ettiği yere gelebileceğine inanıyoruz. Uluslararası doğrudan yatırımlara, 'ülkemiz elden gidiyor' mantığıyla yaklaşmak, ülkeyi geçmişte olduğu gibi karanlığa sevketme çabalarının somut bir tezahürüdür. Eğer bu yaklaşımda bir art niyet yoksa, açıkça bir paranoya söz konusudur. Türkiye, kalkınmak için, ilerlemek için, bölgesinde ve dünyada söz sahibi güçlü bir ekonomi olmak için, yatırımlarını artırmaya devam etmek zorundadır. Yatırımların önüne engel çıkarmak, Türkiye'nin bu büyük hedeflerinin önüne engel çıkarmaktır. Bizler de bu anlayışla, Türkiye'nin yatırım ortamını iyileştirme konusundaki kararlılığımızı devam ettireceğiz. 4 yıl boyunca yatırım ortamını iyileştirme konusunda verdiğimiz mücadele, önümüzdeki dönemde artarak devam edecektir.''
YERLİ-YABANCI SERMAYE AYRIMI YOK...
Babacan, sermayenin yerlisi, yabancısı olmayacağını ve uluslararası bir nitelik taşıdığını belirterek, Türkiye'nin büyüme ve istihdam için sermaye ayrımcılığı lüksüne sahip olmadığını vurguladı. Ali Babacan, Hükümet'in, hiçbir sektörde yerli-yabancı sermaye ayrımı yapmayacağının da altını çizdi. Devlet Bakanı Babacan, 2006 yılı için toplam yerli ve yabancı yatırım harcamaları tutarını 75 milyar dolar olarak tahmin ettiklerini de vurguladı.
Toplantıya YOİKK üyesi Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Başkanı Şaban Erdikler, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi Ethem Sancak, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakcı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Ahmet Tıktık, Maliye Bakanlığı Müsteşarı Hasan Basri Aktan, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Adem Şahin de katıldı.