Arşivden çıkan en ilginç fotoğraf
Yılllar önce Londra'da çekilmiş olan bu poza dikkatlice bakın. Bu pozda öndeki kişi...

Can Dündar, Milliyet Gazetesi'nde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün hayatından kesitler aktarırken, yıllar önce Londra'da çekilmiş bir fotoğrafı yayınladı. Fotoğrafta Gül ile birlikte görünen gazeteci Fehmi Koru, verdiği pozla dikkat çekti.
LONDRA YILLARI
Gül Milli Kültür Vakfı'nın bursuyla İngiltere'ye gitti.
Orada önce dil öğrenecek, sonra da Exeter Üniversitesi'nde doktora öncesi çalışma yapacaktı.
26 yaşına kadar, Büyük Doğu Fikir Kulübü'nün etkisiyle Batı karşıtı görüşlerle yetişmişti. Şimdi, o karşıtı olduğu Batı'yla yakından tanışacaktı.
Lisede yabancı dili iyi olduğu için üniversitede İngilizceden muaf tutulmuştu; oysa kendi tabiriyle, "biri yol sorsa tarif edecek durumda değildi".
Londra'da gündüzleri dil kursuna gitti, geceleri Müslüman Öğrenciler Birliği'nin yurdunda kaldı. Orada farklı dünyalardan Müslüman gençlerle dostluklar kurdu.
Londra'da Gül'le birlikte okuyan Fehmi Koru, "Orada gözümüz, zihnimiz biraz daha açıldı" diyor:
"Gider gitmez, iki toplum arasındaki farklılığı fark ettik ve bunun sebeplerini düşünmeye başladık. Maddi imkânlar mı? Kültür farklılığı mı? Din faktörü mü? Kendi aramızda fikir jimnastiği yaparak bir olgunlaşma devri yaşadık. Gül için de çok yararlı bir dönem oldu."
Gül, pazarları Speaker's Corner'da özgürce nutuk atanları hayretle izliyor, Royal Albert Hall'da konserlere, sinemaya, tiyatroya gidiyor, Muhafazakâr Parti'nin, İşçi Partisi'nin toplantılarına katılıyordu.
En çok, gördüğü çoğulcu yapıdan etkilenmişti.
Sonra da özgürlüklerden...
Namaz saatleri, ders saatleriyle kesişiyor, mescit bulmak sorun oluyordu. Bir gün okulun yanındaki kiliseye girdi, papaza bu sorunu nakletti. Papaz kendi odasını açtı; "Burası benim özel yerim. Sizce mahzuru yoksa, istediğiniz zaman gelip namaz kılabilirsiniz" dedi. O günden sonra namazlarını hep o kilisede kıldılar.
'İdeolojik eğilimler anlamsız'
Londra'nın gelişmişliği ve intizamı da Gül'ü etkilemişti. Röportajda Londra'yı hayranlıkla anlatırken şöyle dedi:
"Oxford Street, Londra'nın merkezinde dar bir cadde, ama trafik tıkanmıyor. Metro çok etkileyici, yerin üstündeki kadar yerin altında da yollar, insanlar var. Her meydanda şairlerin, edebiyatçıların, büyük komutanların heykelleri, sanat galerileri, kültür faaliyetleri... Bunlar beni çok, çok etkiledi. Giderken belki üniversitede bulunduğumuz yılların doğal neticesi olarak daha çok ideolojik eğilimlerimiz varken, oraya gidince onların çok da anlamlı olmadığını ilk defa görmüş olduk."
Londra'da Batı karşıtı önyargıları törpülenmeye başlamıştı. O kadar ki, Fehmi Koru, dönüşe yakın, "Jöntürkleri daha iyi anlıyorum şimdi" demişti. Onlar da "Büyük Doğu"nun, Osmanlı'nın köhnemişliğini Batı'ya gittiklerinde fark etmişlerdi.
2 yıllık İngiltere dönemi, 1978 Ağustos'unda bitti. Dönecekleri gün Fehmi Koru ile birlikte saatlerce Recent Street'te Necip Fazıl'a hediye aradılar. Sonunda bir çakmak ve yaka iğnesi aldılar. Ve hayli değişmiş olarak yurda döndüler.
Gül, 2005'te Exeter Üniversitesi'ne bu kez Dışişleri Bakanı olarak gidecek ve 30 yıl sonra fahri doktor unvanı alıp cüppe giyecekti.