Anne Akpınar'a torpil yok

DE LA GUARDA'DAN BİZ NE ANLADIK?
Bizim kuşakta genel olarak bir misyon yükleme alışkanlığı vardır. Hata mı? Tam olarak bilmiyorum. Ama itiraf etmeliyim ki bu yüzden zaman zaman yanlışa da düşeriz.
Ama olayların diyalektik bir akışı olduğunu düşündüğümüz için misyonu olmayan değerlendirmeler bize içi boş ve anlamsız gelir.

Son olarak Turkcell'in kısa sürede Türkiye'nin en büyük gençlik kulübü haline getirdiği Genç Turkcell'in (gnçtrkcll) organize ettiği De La Guarda gösterisine ve gruba önemli misyonlar yükledik.

Gösterinin koltuksuz ve yer göstericisiz olmasından başlayarak önemli değerlendirmeler yaptıkÖ Yaptık diyorum çünkü gösteriyi Perihan Çakıroğlu ve ismini kendilerine sormadığım için açıklayamayacağım bir grup gazeteci ile birlikte izledik. Dolayısıyla da yorumları birlikte ve kollektif olarak ürettik.

Bir kere gösteri bize çılgın gelmedi. Her ne kadar De La Guarda, ipler yardımı ile uçuyor ve ayakları yere değmiyorsa da verilen mesajlar dünyanın içinde bulunduğu sorunlara ışık tutuyordu.

Bize göre gösteri küreselleşmenin sonucu olarak ortaya çıkan bağımsızlığın yok olmasına göndermeler yapıyordu. Çünkü göstericiler iplerle bir yerlere bağlıydı.

Üstelik olayın çılgın bir boyutu da yoktu. Gösteri boyunca kent yaşamındaki sıkıntılar ortaya konuyor, insanın kendine yabancılaşması işleniyordu.

De La Guarda'nın gösterisi yalnızca dans ya da oyun değil sosyal içerikli bir tiyatro olarak değerlendirilmeliydi.

De La Guarda bu mesajları verirken yer çekimine meydan okuyor, teknolojinin bütün imkanlarını kullanıyordu. Ortaya konulan estetik mükemmele yakındı.

Bugüne kadar 3 kıtada 3 milyon seyirciye ulaşan gösteri Arjantin'in protest yanını ortaya koyuyor ve Türkiye'de gençlerin heyecanlarını yükseltiyordu.

De La Guarda'nın gösterisine yönelik değerlendirmelerimiz özetle böyleydi. Gösteriyi izleyen gençler bizimle aynı düşünmeyebilirler. Düşüncelerimizi abartılı hatta anlaşılmaz bulabilirler. Belki olması gereken de bu olabilir.

Çünkü kuşaklar arası farklılık yeni ufuklara yelken açmanın motoru olacaktır. Fikirlerin değişik ve değişiyor olması kadar doğal bir süreç olamaz. Unutulmasın ki değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.

ANNE AKPINAR'DA ABONE OLMUŞ

Şimdi bu kadar gencin arasında sizin ne işiniz vardı De La Guarda gösterisinde diyenler olabilir.
Soru sorulmadan cevap verelim. Turkcell Genel Müdürü Muzaffer Akpınar'ın verdiği cesaretle biz de kendimizi genç hissediyoruz.
Sevgili Akpınar'ın annesi de Genç Turkcell abonesi olmuş ve kendini genç hissettiğini önce şirketin genel müdürüne deklare etmiş.
Biz de anne Akpınar'dan cesaret aldık ve kendimizi genç hissederek bu gösteriye gittik. İyi ki gitmişiz. Tam bize göre bir gösteriymiş değerlendirmesini de yaptık.

Celal Toprak/Bugün