2'nci raunt Temmuz'da
AB İLE MÜZAKERELERE BAŞLAYAN TÜRKİYE'Yİ TEMMUZDA SANCILI BİR DÖNEM BEKLİYOR.

Türkiye, AB ile 35 başlıktan oluşan fiili müzakerelere başlayarak Avrupa yolculuğundaki en kritik dönemeçlerden birini geçti, 'ilişkilerin normalleştirilmesi ve limanların açılması' talebiyle masaya oturan Rumlar, veto tehdidini geri çekince 'Bilim ve Araştırma' başlıklı ilk müzakere süreci tamamlanmış oldu. Şimdi Türkiye'nin önünde 34 müzakare başlığı daha bulunuyor. Tüm AB üyelerinden, her müzakere başlığı açıldığında ve kapandığında iki kez onay isteniyor. Bir başka deyişle, Türkiye'nin limanlan açması için bastıran Rumlar'ın elinde, nihai katılım anlaşması da eklendiği takdirde 69 veto hakkı bulunuyor.
"Aşk yoksa evlilik yürümez"
AB diplomatları, Türkiye'nin limanları açması için 31 Aralık'a kadar süresi olduğunu ve Ankara'nın 'yükümlülüklerini' yerine getirmemesi durumunda sonbahar aylarında ciddi bir kriz yaşanabileceğini vurguladı.
Bir diplomat "Türkiye ile AB arasındaki evlilik bir aşk evliliği olmayacak. Peki böyle bir evlilik yürüyebilir mi? Hayır... Türkiye, 31 Aralık tarihine kadar hava ve deniz limanlarını açmazsa, bunun çok olumsuz sonuçları olacak" dedi. Lüksemburg'daki çetin müzakerelere katılan bir Fransız diplomat ise konuyu şöyle değerlendirdi:
"Ucu gerçekliğe uzanan bir şırınganın içinde gibiyiz. Giderek baskı ve ivme artıyor. Limanlar sorununun bir an önce çözülmesi lazım. Hayal dünyasında yaşamayalım. Bizi en şaşırtan olay, Türk tarafının Rumlara karşı 24 üye ülke bulunduğu izlenimini vermesiydi. Bilim ve Araştırma faslının açılıp kapatılması kolaydı. Ama diğer fasıllar bu kadar kolay olmayacak."
"Başrolü Fransızlar oynayacak"
Bu çerçevede, Kıbrıs konusunda bir açılım yapmadığı takdirde her müzakare başlığında AB ile ciddi krizler yaşanacağına artık kesin gözüyle bakılıyor. İkinci yol kazasının, 'Eğitim ve Kültür' başlığındaki ikinci fiili müzakerelerin başlatılmasında yaşanacağı belirtiliyor.
AB Dönem Başkanlığı görevini Avusturya'dan devralmaya hazırlanan Finlandiya, Temmuz ayında 'Eğitim ve Kültür' başlığını açmayı hedefliyor. Ancak Rumlar'ın yanı sıra Fransa, Avusturya ve Danimarka, bu başlığa azınlık hakları gibi siyasi kriterlerin de eklenmesi gerektiğini savunuyor. Ankara ise teknik bir konu olan müzakerelere siyasi kriterlerin iliştirilmesine karşı çıkıyor.
Sonuç olarak Temmuz'da Kıbrıs, Güneydoğu ve anadilde eğitim gibi konuların yer aldığı bir eksende Ankara-Brüksel hattında yeniden sancılı bir süreç yaşanmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Avusturya: Türkiye çıkmaz sokağa girebilir
AB Dönem Başkanı Avusturya'nın Dışişleri Bakanı Ursula Plassnik, "Fiili müzakerelerin başlaması Türkiye için hem teşvik hem de ciddi bir uyarı sinyalidir" dedi. Türkiye'nin ek protokolü uygulamakta isteksiz davranmasının kaygıyla izlendiğini belirten Plassnik, "Bu konuda adım atılmaz ve Türkiye üyelerden birini dışarıda tutmaya kalkarsa büyük sorunlarla karşılaşacağız. Bu ilişkilerimizin çıkmaz sokağa gireceği tehlikesine işaret eder" diye konuştu.
Rum Yönetimi: Veto etseydik kahraman olurduk
Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Yorgo Yakovu, Lüksemburg'da istemeleri halinde Türkiye'ye veto uygulayarak "adaya bir kahraman gibi dönebileceklerini" söyledi. Yakovu, görüşmelerin her sürecinde Yunanistan'ın arkalarında olduğunu vurgulayarak, "Çok iyi ve ses getiren bir uyarı atışı yaptık. Artık çıkış yolları yok" dedi. Dışişleri Bakanlığı görevini devralan Yorgo Lillikas de Ankara'ya net mesajlar gönderdik" dedi.
Müzakere AB basınında yankılandı
Şantaj sürecek
POLİTİS (R