13 Euro'ya Ferrari deneyimi!

Ferrari'nin Modena'daki müzesini 13 Euro karşılığında ziyaret etmek mümkün. Sadece İtalya'dan değil dünyanın dört bir tarafından ziyaretçi akınına uğrayan bu 'kutsal tapınak'ta yarış kazanan 'motorlardan', 1947 yılında yarışan ilk Ferrari 125S'e kadar ne ararsanız var...

Güneşli bir pazar günü Carpi'den yola çıkıp Modena'ya doğru hareket ediyoruz. İstikamet, dünyanın en seksi kırmızısı Ferrari'nin doğduğu topraklar... Sadece İtalyanların değil tüm dünyadan otomobil tutkunlarının adeta tapınak gibi ziyaret ettiği Modena'daki Ferrari Müzesi'nde biz de 'kutsal görevimizi' yerine getirmeden hemen önce bir benzin istasyonunda mola veriyoruz. O sırada gözüm kırmızı jean pantolonlu, kemik gözlüklü 70'lik ihtiyara takılıyor. Üzerinde rengarenk kareli bir gömlek var. Kırmızı pantolonlu 'Valentino'muzun yanında aynı yaşlarda, baştan ayağa Burberry giymiş teyzeyle otoparka doğru emin adımlarla yürüdüğünü görüyorum. İkisi kırmızı bir Ferrari'ye binip gidiyor! Daha kırmızı pantolonun şokunu atlatamamışken, bu son dalga beni iyice sersemletiyor.

SAĞA SEVGİLİ Mİ OTURMALI EŞ Mİ?

Sersemlemiş olmamın sebebi, 70 yaşında bir adamın Ferrari kullanması değil elbette. Bu Türkiye'de çok sıradan bir durum. Sıradan olmayansa o Ferrari'yi kullanan 70'lik 'bilge'nin yanında oturanın çocuğu yaşında sevgilisi değil aynı yaşta tin ton karısının olması! Sanırım, Ferrari kullanmak için yasal olmayan yaş sınırı sol koltukta 60, sağ koltuktaysa 20 kuralı Türkiye'ye özgü. Kim bilir, belki de burası Ferrari sahibi olunca önce karısını sepetlemeyen bilgelerin yeridir...

Nihayet Modena'dayız... Fabrikaya yaklaştıkça birlikte geldiğim grubun heyecanı artıyor. Kimsenin eli ayağı durmuyor! Ve sonunda müzenin bulunduğu alana doğru ilerliyoruz. Ferrari fabrikasının yakınlarında bulunan bu müze, aynı zamanda Milano'ya ve Monza'ya yarım saatlik mesafede. Müzenin duvarında Ferrari'nin logosu olan şaha kalkmış at bizi karşılıyor.

Öyle elinizi kolunuzu sallayarak, müzeye giremiyorsunuz. Önce ödeme yapmalısınız! Her gün 9.00'dan 18.00'e kadar açık olan müzeye girmek için 13 Euro ödemeniz gerekiyor. Öğrenciler ve 65 yaş üstü ziyaretçiler 11 Euro'ya ve 6-10 yaş çocuklar   9 Euro'ya girebiliyorlar. Yine de bu 'seksi kırmızı'lı için çok makul bir fiyat politikası...

CAZİBESİNE KARŞI   KOYMAK MÜMKÜN DEĞİL

Özellikle İtalya'da Formula 1 yarışlarının yapıldığı hafta sonu dolup taşan bu yer, adeta bir mabet özelliği taşıyor.  Ferrari Shop'tan alışveriş işini sonraya bırakıp biraz daha ilerlediğinizde Ferrari Cafe'yi görüyorsunuz. Müzeyi gezmekten yorulanlar, burada bir şeyler içip soluklanıyor. Cafe'nin karşısındaysa bütün bir duvarı kaplayan 'Ferrari Kitaplığı' yer alıyor. Yarış DVD'lerinin yanı sıra tasarımdan yıllık raporlara Enzo Ferrari'nin hayatından Ferrari ile ilgili merak edilen her şeyin satıldığı kitaplık, adeta koleksiyonerlerin kendilerini kaybetmesi için tasarlanmış!

Müzede iki farklı otomobil kategorisi bulunuyor. Yol otomobilleri ve yarış otomobilleri. Tabii müzenin önemli bölümünü, şirketin en başarılı olduğu ve vitrini olarak gösterilen Formula 1 başarıları kaplıyor. Hatta öyle ki Formula 1 yarışlarını kazanan otomobillerin motorları bile burada sergileniyor. Enzo Ferrari'nin ilk ürettiği otomobilden itibaren hepsinin birer küçük modeli de cam bir fanus içinde ziyaretçileri bekliyor.  O sırada gözüm müzenin erkek ziyaretçilerine takılıyor. Hepsinin gözlerin içi parlayarak, bir ateşli kırmızıdan diğerine koşup sonra tekrar geri gelip hipnotize olmuş bir şekilde otomobilleri seyrettiklerini gözlemliyorum. İçlerinden birinin 'Eğer otomobil buysa, peki diğerleri ne?' dediği kulağıma çalınıyor.

Turumu tamamlayıp çıkışa doğru yönelirken, daha önce gözümden kaçan Ferrari simülatörünü fark ediyorum. Etrafı biraz kolaçan ediyor, daha fazla dayanamayıp kendimi kokpite atıyorum. Debriyaj ve frenin yerini bile bilmeyen biri olarak, direksiyona geçtiğimde yüzümdeki tebessümüm histerik kahkahalar sınırında dolaşıyor. Ne yani,  bu kırmızı beni de mi baştan çıkardı şimdi? Lunapark'ta salıncak sırası bekleyen çocuklar gibi kocaman adamların kokpite geçmek için sabırsızlandıklarını görünce, istemeye istemeye kokpitten çıkıyorum.

SADECE BİR GECELİK İLİŞKİ

Müzeden çıkıp Modena Meydanı'nda İtalyan karı-kocanın işlettiği üç masadan oluşan restoranımsı yerde gnocchi'mi yerken bir yandan da İtalyanların kolası diye adlandırılan Lambrusco'mu yudumluyorum. Fonda çalan müzikse Modena sokaklarında birbiri ardına turlayan Ferrari'lerin motor sesleri... Dünyada metrekare başına en fazla Ferrari düşen yerin burası olduğu gerçeğini fark ediyorum. Sanırım 'ateşli kırmızı'nın üzerimdeki etkisi geçmeye başlıyor ve bir anda 'one night' ertesi banyo aynasına rujla veda notu yazma psikolojisinde hissediyorum. Not da ne mi yazıyor? 'Çok tatlıydın bebeğim ama üzgünüm, ben Corvette seviyorum...'

Ferrari Müzesi'nde neler var?

1990 yılında halka açılan Ferrari Müzesi, ilk yıllarda kasabanın desteğiyle yürütüldü. Daha sonra işi Ferrari fabrikası devraldı. Böylece müze, giderek daha da büyük bir simge haline ulaştı. Hatta kimilerine göre en gözde turistik mekanlardan biri haline geldi. 2004 yılında genişletilen müze, şu anda 2 bin 500 metrekarelik bir alana yayılıyor.

Burada sadece Ferrari'nin özel otomobillerini değil, çok önemli fotoğrafları, yarış ödüllerini ve Enzo Ferrari'nin eşyalarını görmek mümkün. Müze her geçen gün geliştirilse de 40 kadar otomobili yakından inceleme fırsatınız var. Yakından inceleme derken tabii ki 'dokunmamak' kaydıyla! Müzede neler yok ki... Örneğin 1947 yılında yarışan ilk Ferrari olan Ferrari 125S bile burada arz-ı endam ediyor. Müzede görülebilecek özel otomobiller arasında 250 TR 1957. 250 GT California 1957, 246 F1 1958, 250 GTO 1962, 275 GTB/4 1966, 365 GTS/4 Daytona 1968, 312 T4 1979, F399 1999, Enzo Ferrari 2002, F2005 2005 ve 599 GTB Fiorano 2006 gibi kült modeller de var.

Aylin Löle/Akşam