Zenginlik virüsü çok tehlikelidir

Zenginlik virüsü çok tehlikelidir

EN ZENGİN 14.ÜNCÜ TÜRK BÜLENT ECZACIBAŞI, ZENGİNLİK VİRÜSÜNÜ ANLATTI.

Zenginlik virüsü çok tehlikelidir
16px
24px
17.04.2006 00:00
ABONE OLgoogle

Bugün karşımda 1.1 milyar dolarlık servetiyle "Forbes, Dünyanın En Zenginleri" listesine 14'üncü Türk olarak giren biri var. Onun bir özelliği de doğuştan zengin olması. Yani gözlerini dünyaya açtığı anda kendini Eczacıbaşı imparatorluğunun tam ortasında bulmuş. Ailenin 2'nci kuşağını temsil eden Bülent Eczacıbaşı'ndan söz ediyorum. TÜSİAD Onursal Başkanı, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı. Küçükken önce "İtfaiyeci olacağım" diye tutturmuş, ardından inci avcılığına merak salmış. "Matematik mi fizik mi okusam" derken kendini kimya mühendisi olarak bulmuş. Hatırlatmadan geçemeyeceğim, mezun olduğu Alman Lisesi'nde yüzyılın rekorunu kırmasıyla da meşhur. Gülerek anlatıyor. "Not ortalamam 10'du. Hani bazen ben hiç çalışmadım, zekâmla yaptım derler ya bende o durum olmadı. Çok çalışırdım. İnek denilen öğrenci cinsi var ya öyleydim." Bülent Eczacıbaşı'nın öğrencilik yıllarındaki titizliği bugüne de yansımış. Röportajdan önce soruları istiyor, yazılı cevaplıyor. Mümkün olduğu kadar konu dışına çıkmamaya özen gösteriyor. Bu beni durdurmadı tabii. "Kurallar yıkılmak içindir" diyerek başladım sorularıma. Bugün farklı bir Bülent Ezcacıbaşı okuyacağınızı düşünüyorum.

Doğuştan zengin olmak nasıl bir his?

-Güzel bir his tabii (gülüyor). Ama sorunsuz değil. Zengin ailelerin savaşması gereken bir zenginlik virüsü vardır. Tehlikelidir. Hastalık gibi bir şey. Hayat için motivasyonunuz eksiktir. Ne için çalışacaksınız? Para mı? Zaten var. Bu virüse yakalanmamamız için babam çok uğraştı.

HAYATIMDA HİÇ EKSİK YOK
Ne yaptı?

-Bizi çok otoriter yetiştirdi. İlişkilerimiz mesafeliydi. Örneğin okulda bir başarı elde etmişim, annem akşam yemeğinde babama haberi verirdi. Babam da "Zaten olması gereken budur" diye cevap verirdi. Ona "Siz" diye hitap ederdim. Standartlarını çok yüksek koyardı. Ailede başarısızlığa yer yoktu. Böyle bir hayatın stres ve baskı yaratmaması mümkün değil tabii. Ben çözümü babamla yarışmamakta buldum.

Aile şirketinde ikinci kuşak olmanın olumsuz yanları var mıdır?
-
Hem iyi yönleri vardır hem de kötü yönleri. İkinci kuşak işadamlarının hepsinde aşırı muhafazakârlık tehlikesi vardır. Ya kurucunun gölgesi altından sıyrılmak için aşırı risk alırsınız, ya da isime zarar gelmesin diye yatırımlarda bulunmakta zorlanırsınız. İkisini de dengede tutmakta fayda var.

Forbes'un zengin listesinde yer almaktan gurur duydunuz mu? O kadar zengin misiniz gerçekten?
-O liste üzerinde fazla düşünmedim. Yaşamımı etkileyen bir durum değil yani. Mutluluğu ailemde ve işimde bulurum. Günün büyük kısmı işlerimle ilgilenmekle geçer. Boş zamanlarımı eşimle evde geçirmeyi tercih ederim. Kalan zamanlarda görsel sanatlardaki etkinlikleri izlemeyi severim.

Her yıl eşinizle baş başa
tatile çıkıyormuşsunuz. Çocuklarınızla yakından ilgileniyorsunuz. İşinizde ve özel yaşamınızda başarılısınız. Su sporları yapmaktan hoşlanıyorsunuz, kayağı seviyorsunuz. "Believe me" (İnan bana) isimli bir atınız var. Şöyle bir bakıyorum hayatınıza. Ne eksik Bülent Bey?
-Atımın ismini nereden biliyorsunuz (gülüyor)? Hayatımda çok şükür hiçbir şey eksik değil. Ama iş hayatımda hedeflerim var tabii. Babam bize sadece bir "Şirketler topluluğu" değil, "Değerler topluluğu" bıraktı. Bize düşen, topluluğun geçmişte olduğu gibi gelecekte de başarılı olmasını sağlamak.

İYİ Kİ BANKA KURMAMIŞIZ
Demin "İkinci kuşak muhafazakâr olur"

benzer haberler
E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde