Yem sanayicilerine göre yağlı tohumlu bitkilerde yerli üretim teşvik edilmeli
Türkiye Yem Sanayicileri Birliği (TÜRKİYEM-BİR) Başkanı Ülkü Karakuş, Türkiye'de yeterince üretilemeyen yağlı tohum bitkilerinin ekiminin teşvik edilmesi talebinde bulundu.

Karakuş, sektörün 2025 yılını nasıl geçirdiğine ilişkin değerlendirmede bulunarak, yem sanayisinin bitkisel ve hayvansal üretim arasında köprü görevi gördüğünü söyledi.
Dünyada 1,4 milyar ton yem üretildiğini bildiren Karakuş, Çin'in 322 milyon tonla en çok yem üreten ülke olduğunu, AB ülkelerinde de 147 milyon ton karma yem üretimi yapıldığını söyledi. Karakuş, Türkiye'nin 29,3 milyon ton karma yem üretimiyle AB ülkeleri arasında birinci, dünyada da yedinci sırada yer aldığını ifade etti.
Kuraklığın yem üretimini de etkilediğine dikkati çeken Karakuş, 2025'te hububat üretiminin bu gelişmeden olumsuz etkilediğini, rekoltelerin 2024'e göre düştüğünü anımsattı.
Yağış yetersizliği ve su kaynaklarındaki azalmanın, üretim maliyetlerini yükselttiğini, hayvansal üretimi etkilediğini ve yem ham maddesi temininde dışa bağımlılığı artırdığını anlatan Karakuş, "Kuraklık olduğunda hububat, yağlı tohumlar gibi bitkisel kaynaklı hammaddelerin temininde de sıkıntılar yaşanıyor. Dolayısıyla bu durum ithalatın da artmasına ve fiyatların yukarı yönlü hareketine neden oluyor. Yükselen fiyatlar da yem ve hayvansal gıda maliyetlerinin artmasına sebep oluyor." diye konuştu.
Karakuş, damlama, basınçlı sulama gibi modern sulama yöntemlerinin yaygınlaştırılmasının önemine işaret ederek, "Su tüketimi yüksek ürünlerin, su kıtlığı olan bölgelerde yetiştirilmemesi önem taşıyor." dedi.
"KIRMIZI ET ÜRETİMİNDE AR-GE DESTEKLENMELİ"
Hububat piyasalarının büyük ölçüde devlet ağırlığında yürütüldüğünü, özel sektörün daha etkin olduğu, çiftçinin de kazanç sağladığı sürdürülebilir piyasa yapısının oluşturulması gerektiğini ifade eden Karakuş, "2025'te karma yem üretimi artmış olsa da sektör karlı bir yıl geçirmedi. Yem ham madde ve karma yem fiyatları arttı. Hububat fiyatları ithalatla kontrol edilmeye çalışılırken, mısır ithalatı 4,5 milyon tona çıktı. Artık pandemi dönemi sonrası ekonomik yaklaşımlar terk edilmeli, serbest piyasa ekonomisi yeniden aktif hale getirilmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Karakuş, kırmızı et ithalatına işaret ederek, "Besilik ve damızlık materyal sorununun çözülmesi ve bu alanda dünya ile rekabet edebilir seviyeye ulaşılması önemlidir. Araştırma enstitüleri ile özel sektör tarafından yürütülen AR-GE projelerine sağlanan destekler artırılmalı, bununla birlikte, verilen desteklerin yerinde ve amacına uygun kullanılıp kullanılmadığı da etkin şekilde denetlenmelidir." ifadelerini kullandı.
Hayvansal ürün fiyatlarının üreticiyi tatmin etmediğini bildiren Karakuş, "Fiyatların sürdürülebilir seviyelere gelmesi ancak arz artışıyla mümkün olacağı için ihracat engellerinin kaldırılması önem arz etmektedir. Üreticilerin karlılığını artırabilmesi için arz artışı ve alternatif pazarların geliştirilmesi stratejik bir zorunluluk olarak görülmektedir. Ayrıca, ülkemizde yeterince üretilemeyen yağlı tohumlu bitkilerin ekiminin teşvik edilmesi yerinde bir yaklaşım olur." diye konuştu.
"EKONOMİDEKİ İYİLEŞME YEM SANAYİSİNİ DE OLUMLU ETKİLEYECEK"
Karakuş, yüksek faiz oranlarının sektördeki yatırımları ve ham madde alımlarını olumsuz etkilediğini belirterek, şunları kaydetti:
"Ekonomideki iyileşmelerin, hayvansal üretimi ve yem sanayisini de olumlu etkilemesini bekliyoruz. Ayrıca, ithalatın azaltılması için tarımda altyapı sorunlarının giderilmesi, yeni iklim koşullarına uygun çeşitlerin geliştirilmesi ve verimin arttırılması için AR-GE çalışmalarının yapılması da bu süreçte önem teşkil ediyor. Kırsal alanda altyapı, sosyal ve ekonomik imkanlar iyileştirilerek, özellikle gençlerin tarıma ve kırsalda yaşamaya özendirilmesi gerekiyor."
patronlardunyasi.com















