Tütüncü Borovalı’nın konut açılımı
Selçuk Borovalı, eylül-ekim gibi İzmir iş dünyası temsilcilerini Slovakya’ya götürecek

Rahime Baş Uçar'ın haberi/Para Dergisi
Borovalı ailesi; tütün, otomotiv ve biyodizelden sonra şimdi de gayrimenkul sektörüne giriyor. Üstelik de yurtdışında. Slovakya’nın İzmir Fahri Konsolosu Selçuk Borovalı, bu ülkede konut ve iş merkezi inşa edecek...
TÜTÜN ve tütün ihracatı deyince akla ilk gelen ailelerden biri İzmirli Borovalılardır. Makedonya göçmeni olan Borovalı ailesi, 1800’lerdeki mübadeleyle İzmir Selçuk’a yerleşmiş. Ailenin üçüncü kuşak temsilcileri, 1960’lardan sonra dedelerinin işi olan tütün ticaretini İzmir’de sürdürmüşler. Şimdi Borovalı ailesinin dördüncü kuşağı, tütüncülüğün yanı sıra iş dünyasının farklı alanlarında boy gösteriyor.
2001’de ölen Vefa Boravalı’nın üç oğlu var. En büyükleri Ali Borovalı, tütün işlerinin başında. Küçükleri Selçuk Borovalı ise yeni işlere yelken açmış durumda. Kimya mühendisi olan Selçuk Borovalı, 2000 yılında girdiği biyodizel işinde daha fazla büyümenin planlarını yapıyor. Borovalı ailesi, bu alanda faaliyet gösteren “DB Tarımsal Ürünler”i, Delta Petrol’ün ortakları Mehmet Habbab ve Mustafa Aşur’la ortaklaşa kurmuş...
Aynı zamanda Slovakya’nın İzmir Fahri Konsolosu olan Selçuk Borovalı, bu ülkede konut işine girmeye hazırlanıyor...
Biyodizel Sanayi Derneği adında bir dernek kurduğunuzu öğrendik. Bu alanda mevcut dernekler vardı. Neden farklı bir yapılanma ihtiyacı duydunuz?
Mevcut dernekler, 2003-2004 yılındaki piyasadaki biyodizel beklentileriyle kurulmuş. Biz yeni bir başlangıç yapalım istedik. İzmir’de Biyosiad diye bir dernek var. Kurucuları arasında Öztüre Holding’in başkanı Nezih Öztüre de bulunuyor. Şimdi Biyosiad ile birleşmemiz söz konusu. Ayrıca derneğimizi Avrupa’daki European Biodiesel Board’a üye yapma çalışmalarımız da sürüyor.
2000’li yılların ortalarında biyodizel yatırımı yapmak çok popülerdi. Ama sanki şimdi sesleri pek çıkmıyor...
2006 sonunda hem Maliye Bakanlığı hem de EPDK, biyodizel sektörü için bir yasal çerçeveyi tanımladılar. Bu yasal değişikliklerle sektöre disiplin geldi. Bütün bu gelişmelerden sonra bazı yatırımcılar sektördeki çalışmalarına devam edemedi...
Sektörde elenen çok firma oldu mu?
Bizim dışımızdaki bütün firmalar elendi.
Nasıl yani?
EPDK’dan 55 firma biyodizel işleme lisansı almıştı. Halen faaliyette olan, bildiğim kadarıyla sadece biziz. Türkiye’de biyodizeli ya rafineriye ya da akaryakıt dağıtım firmalarına satmalısınız. Bu yasal bir yükümlülük. Bunu yaparken de ulusal marker ile karıştıracaksınız. Bu sistemle benim bildiğim kadarıyla, akaryakıt firmalarına satış yapan ve EPDK’ya düzenli raporlama tek şirket DB Tarımsal’dır. Biz yerli ve yabancı sermayeli dört akaryakıt firmasına ürünümüzü satıyoruz. Geçmişte biyodizel adı altında öylesine kötü ürünler üretildi ki, akaryakıt dağıtım firmaları artık biyodizeli kullandıklarını açıklamak istemiyor. Avrupa’da motorinin içine yüzde 5 biyodizel karıştırılması mecburi. Türkiye’de ise Maliye Bakanlığı, motorinle biyodizelin yüzde 2’ye kadar harmanlanmasına müsaade ediyor. Ve bu harmanlamayı yerli tarım ürünlerinden üretilmiş biyodizelle yaparsanız yüzde 100 ÖTV muafiyeti tanıyor.
Peki Türkiye’de biyodizelin gelişmesi için neler yapılmalı?
Kanola, aspir gibi yağlı tohumlar Tarım Bakanlığı’nın en çok teşvik ettiği ürünler arasında. Ancak teşvik mekanizmalarının ne kadar verimli çalıştığıyla ilgili bazı soru işaretleri var. Sektörün önünün açılması, akaryakıt dağıtım firmalarının daha çok biyodizel kullanmasından geçiyor. Ancak akaryakıt firmaları bu ürünü kullandığını söylemekten kaçınıyor...
Akaryakıt dağıtım firmalarının tamamı biyodizeli kullansa nasıl bir potansiyel ortaya çıkar?
Türkiye’de yıllık motorin tüketimi 14 milyon ton civarında. Yüzde 2 harmanlanması halinde 280 bin ton biyodizel ihtiyacı ortaya çıkar. Tahminimce sektör 1-2 yıl içinde bu noktaya gelir. Benim bildiğim, harmanlama yapan 4 akaryakıt dağıtım firmasının pazar payı yüzde 10 civarında. Onlar da bizden alıyor.
Sizin kapasiteniz ne kadar?
İzmir Torbalı’daki tesisimizin yıllık kapasitesi 22 bin ton. Pazarın büyümesiyle hammaddeye ve rafinerilere yakın bölgelerde de tesis kurabiliriz. Örneğin Marmara Bölgesi’ne, Mersin ve Adana civarına gidebiliriz. Kırıkkale Rafineri’sinin yakın bölgeleri de bu iş için ideal. Bu tesislerin her biri 5 ila 7 milyon euro arasında yatırımla kurulabilir.
Biraz da dede işiniz tütünden bahsedelim. Eski gücünüzü koruyor musunuz?
Tütün işlerimizin başında abim Ali Borovalı var. Diğer abim Doç. Dr. Murat Borovalı ise Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde akademisyen. Anadolu Frana şirketimizle 1960 yılından beri tütün ticareti yapıyoruz. Yılda 4-4.5 milyon kilo tütün alıp tamamını ihraç ederiz. Yıllık ihracatımız 20-25 milyon dolar arasında değişiyor. Amerika, Avrupa ve Uzakdoğu ülkelerine ihraç ediyoruz. Son yıllarda Türk tütünü için Endonezya’da büyük bir pazar oluşmaya başladı. Zaten artık ihracatımızın yarısına yakınını Endonezya’ya yapar hale geldik.
Avrupa’daki sigara yasakları iş hacminizi düşürdü mü?
Evet, son yıllarda ihracat hacmimiz biraz düştü. Batı ülkelerindeki sigara yasakları bunda etkili oldu. Sigara firmaları da son yılarda merkezi satın almaya giderek tedarikçi sayısını azaltmaya başladı. Benim çocukluğumda, yani 1980’li yıllarda İzmir’de tütün ihracatı yapan 46 firma vardı. Bugün bu sayı 6’ya kadar düştü.
Slovakya fahri konsolosluğu nereden çıktı?
2005 yılında bu göreve getirildim. Slovakya’yla bir miktar tütün ticaretimiz vardı. İzmir için bir fahri konsolos düşünüyorlarmış. Türk Petrol’ün ortaklarından Varol Dereli beni önerdi, onlar da uygun buldu. Öncelikli görevlerimden biri, bölgemde Slovak vatandaşlarının başına bir şey gelirse ilk temas noktası olmak. Slovakya’da iş yapmak isteyen Türklere de kaynak oluyorum. Yani ekonomi diplomasisi yapıyorum. Eylül-ekim aylarında İzmir’den ticaret ve sanayi odası temsilcileriyle Slovakya’ya gideceğiz, iş imkanlarını araştıracağız. Slovakya, Avrupa Birliği üyesi. Avrupa’da Türklerin iş hayatında en az aktif olduğu ülke. Orada elektrik trafosu üreten bir Türk şirketi var. Orhanlı Holding’in de otomotiv yan sanayiinde üretim yapan bir fabrikası bulunuyor.
Peki Slovakya’da sizin bir girişim düşünceniz var mı?
Var. Slovakya Avrupa Birliği’ne girdikten Avrupa’daki üreticiler bu ülkede yatırım yapmaya başladı. Bazı şehirler Avrupa’dan gelen göçle büyüyor. Büyüyen şehirlerde gayrimenkul yatırımları cazip görülüyor. Ben de Slovakya’da yerleşik bir inşaat firmasıyla ortaklık kurdum. Baladi unvanlı şirketimiz adına 25 dönümlük arazi aldık. Bu araziye iş merkezi ve konutlardan oluşan bir kompleks yapmak istiyoruz. Belediyeden izinleri almaya çalışıyoruz.
Söke Un’un da veliahtlarından...
Boravalı ailesi için ikinci yaşam, İzmir Selçuk’ta 1800’lü yılların ortalarında başlamış. Makedonya’dan İzmir Selçuk’a göçen aile adeta Selçuklu olmuş. Bu yüzden ailenin dördüncü kuşak temsilcisi Selçuk Boravalı’ya bu adı koymuşlar.
Selçuk Bovalı, Boğaziçi Üniversitesi’nden kimya mühendisi olarak mezun olmuş. 1992’de iş hayatına atılmış. Bir kimyacı olarak biyodizel yatırımları onu heyecanlandırmış. Yatırımı yapmadan önce 2 yıl dünyada bu alandaki tesisleri gezip, teknolojileri incelemiş.
Selçuk Borovalı ve eşi Ceyla Boravalı, cemiyet hayatının da saygın isimlerinden. Ceyla Borovalı, Söke Un’un veliahtlarından ve şirketin yönetim kurulu üyesi. Borovalı çiftinin iki çocuğu var. Kızları Leyla 13, oğulları Vefa ise 10 yaşında...