Dolar
40,9474
-0,17%
Euro
48,0178
0,87%
Sterlin
55,5463
0,85%
Bitcoin
4.702.785
2,19%
BİST-100
11.372,33
0,52%
Gram Altın
4.439,976
0,84%
Gümüş
38,92
1,97%
Faiz
43,98
0,00%

Türkiye'nin cennet denizleri, deniz araçlarına atık emisyon denetimi olmadığından büyük bir kirlilik tehdidi altında

Türkiye’de kara taşıtları için sıkı bir şekilde uygulanan denetimler herkesin malumu. Araç sahipleri her yıl ölçüm yaptırmak ve çevreye zarar veren salınımları kontrol altında tutmak zorunda. Ancak deniz araçlarına gelindiğinde tablo çok farklı: Binlerce tekne, yat ve gemi, hiçbir egzoz veya atık emisyon denetiminden geçmeden faaliyet göstermeye devam ediyor. Bodrum Çevre Platformu Kurucusu Avukat Remzi Kazmaz, "Denizdeki motorlu araçlarının denetimi gerçekten yok. Eski motorların saldığı gazın denetlenmesi lazım. Denetimsizlik kazalara ve denizin kirlenmesine neden oluyor” uyarısı yaptı.

23.08.2025 11:10Güncelleme: 23.08.2025 11:29
Türkiye'nin cennet denizleri, deniz araçlarına atık emisyon denetimi olmadığından büyük bir kirlilik tehdidi altında
16px
32px

Kenan GÜRBÜZ

Türkiye'nin cennet koylarında binlerce tekne, yat ve gemi, hiçbir egzoz veya atık emisyon denetiminden geçmeden faaliyet göstermeye devam ediyor.

Bodrum Çevre Platformu Kurucusu Avukat Remzi Kazmaz, Deniz Araçlarının Egzoz ve Atıklarının denetim dışında olmasına sert tepki göstererek şunları söyledi:

"Bu konularla ilgili devletin denetim eksikliği var. Bir hukukçu olarak diyorum ki, karasal anlamda bu kadar dikkatli davranan alabildiğine ceza yazan devletin bu alandaki boşluğu unutmasını hayretle karşılıyorum. Bunun 2 türlü yararı var. Bu olay hükümetin gelir hasılasına katkı sağlar. Ayrıca kamu yararı sağlar. Benim tespitlerime göre denizde hiçbir denetim yok. Denizdeki motorlu araçlarının denetimi gerçekten yok. Eski motorların saldığı gazın denetlenmesi lazım. Hukuki anlamda bu konularda denizlerde denetim şart. Bu denetimsizlik deniz kazalarına ve denizin kirlenmesine neden oluyor. Ayrıca eko sistemin bozulmasına da neden oluyor. Bunun önleyici tedbir olarak yapması lazım. Bizim asıl amacımız altına imza attığımız uluslararası anlaşmalara ve yeni çıkan iklim yasasına katkı yapacağını düşündüğüm bir konu unutulmuş. Torba yasanın içine girmesi bile bu konunun bir yönetmelikle düzenlenmesi lazım."

ULUSLARARASI DÜZENLEMELER VAR TÜRKİYE GERİDE KALIYOR

Yaşanan süreci değerlendiren uzmanlar Dünya denizcilik sektöründe yıllardır yürürlükte olan MARPOL 73/78 Sözleşmesi ve Annex VI hükümleri, gemilerin motorlarından çıkan NOₓ ve SOₓ emisyonlarını sınırlıyor. Ayrıca, IMO’nun (Uluslararası Denizcilik Örgütü) sera gazı stratejisi ile 2050’ye kadar deniz taşımacılığından kaynaklanan karbon salınımlarının yarı yarıya azaltılması hedeflendiğine işaret ediyorlar.

Avrupa Birliği, ETS ve FuelEU Maritime programlarıyla gemi yakıtlarının karbon yoğunluğunu denetim altına almış durumda. ABD’de ise EPA ve Coast Guard işbirliğiyle gri su dahil tüm gemi atıkları için özel izinler (VGP) zorunlu tutuluyor. Kısacası dünyada bu konuda hem mevzuat hem de denetim giderek sıkılaşırken, Türkiye’nin mevzuatında ciddi bir boşluk göze çarpıyor.

EGZOZ, GRİ SU VE SESSİZ KİRLİLİK

Türkiye’de liman başkanlıkları gemilere Denize Elverişlilik Belgesi veriyor. Ancak bu belgeler yalnızca teknik güvenlik kriterlerini kapsıyor; egzoz emisyonları ve gri su (deterjan, sabun, sintine atıkları) gibi çevresel kirlilik unsurları resmî olarak denetim dışı kalıyor.

Özellikle Akdeniz ve Ege'deki marinalarda ve kıyıya yakın sularda kullanılan jeneratörler, araç motorları gibi çalışan deniz motorlarıyla birleşince, kontrolsüz karbon ve kimyasal salınımları doğrudan denize ve atmosfere bırakılıyor. Bu kirliliğin ne ölçüde olduğu ise hiçbir kurum tarafından düzenli ölçülmüyor.

TÜRKİYE İÇİN RİSK VE FIRSATLAR

Bu açık yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik bir risk de barındırıyor. Turizm bölgelerinde deniz kirliliği, mavi bayraklı plajları ve kıyı turizmini tehdit ediyor.

Avrupa ile ticarette gemi uygunluk belgelerinde çevresel eksikler, Türkiye limanlarını rekabet dezavantajına itebilir.

Ayrıca, uluslararası çevre standartlarına uyumsuzluk, Türkiye’nin denizcilik vizyonunu zedeleyebilir.

Buna karşılık, etkin bir denetim mekanizması kurulması, hem çevreye hem de Türkiye’nin global rekabet gücüne katkı sağlayacaktır.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

MARPOL Annex VI’nın tam anlamıyla iç hukuka aktarılması. Egzoz ölçüm sistemlerinin kara araçlarındaki gibi tekneler ve gemiler için zorunlu hale getirilmesi.

Limanlarda gri su ve sintine atıkları için gerçek zamanlı izleme sistemleri kurulması. Teknolojik çözümler: IoT sensörleri ve blockchain tabanlı kayıtlarla salınımların şeffaf denetimi. Alternatif yakıt ve hibrit motorlara geçiş için teşvikler.

DENETİMSİZ DENİZ OLMAZ

Deniz araçları, kara araçları gibi birer motorlu taşıt ve çevreye bıraktıkları salınımlar aynı derecede tehlikeli. Ancak bugüne kadar bu konu Türkiye’de büyük ölçüde görmezden gelindi. Dünyada sıkı denetimlerin uygulandığı bir alanda, Türkiye’nin bu boşluğu kapatması hem çevre hem de gelecek vizyonu açısından artık bir zorunluluk. Çünkü temiz denizler yalnızca bir doğa meselesi değil; aynı zamanda bir ekonomi, turizm ve uluslararası saygınlık meselesidir.

ÇEVRECİ AVUKATTAN UYARILAR

Bodrum Çevre Platformu Kurucusu Avukat Remzi Kazmaz.

"Bu konularla ilgili devletin denetim eksikliği var. Bir hukukçu olarak diyorum ki, karasal anlamda bu kadar dikkatli davranan alabildiğine ceza yazan devletin bu alandaki boşluğu unutmasını hayretle karşılıyorum. Bunun 2 türlü yararı var. Bu olay hükümetin gelir hasılasına katkı sağlar. Ayrıca kamu yararı sağlar. Benim tespitlerime göre denizde hiç bir denetim yok. Denizdeki motorlu araçlarının denetimi gerçekten yok. Eski motorların saldığı gazın denetlenmesi lazım. Hukuki anlamda bu konularda denizlerde denetim şart. Bu denetimsizlik deniz kazalarına ve denizin kirlenmesine neden oluyor. Ayrıca eko sistemin bozulmasına da neden oluyor. Bunun önleyici tedbir olarak yapması lazım. Bizim asıl amacımız altına imza attığımız uluslararası anlaşmalara ve yeni çıkan ilklim yasasına katkı yapacağını düşündüğüm bir konu unutulmuş. Torba yasanın içine girmesi bile bu konunun bir yönetmelikle düzenlenmesi lazım."

patronlardunyasi.com