Dolar
41,2763
0,16%
Euro
48,5773
0,22%
Sterlin
56,1006
0,26%
Bitcoin
4.646.066
0,78%
BİST-100
10.511,65
0,60%
Gram Altın
4.846,403
0,60%
Gümüş
41,27
-0,19%
Faiz
42,87
0,00%

Türkiye’de borçların GSYH’ye oranı düştü: Hanehalkı, şirketler ve finansal sektör borçları gerilerken kamu borcu hafif yükseldi

Yılın ikinci çeyreğinde finansal olmayan şirketlerin borçlarının GSYH’ye oranı yüzde 40,6’dan yüzde 34,9’a gerilerken, hane halkı ve finansal sektör borçları da düşüş gösterdi. Kamu borcu ise yüzde 28’den yüzde 28,3’e yükseldi.

25.09.2025 14:55Güncelleme: 25.09.2025 14:57
Haberi paylaşın
Türkiye’de borçların GSYH’ye oranı düştü: Hanehalkı, şirketler ve finansal sektör borçları gerilerken kamu borcu hafif yükseldi
16px
32px

Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), "Küresel Borç Monitörü" raporunu "Küresel Borç Piyasalarında Sismik Değişimler - Demografi, Küreselleşmeden Geri Dönüş, Karbonsuzlaşma ve Dijitalleşme" başlığıyla yayımladı.

Toplam borcun küresel GSYH'ye oranı, yılın ilk yarısında düşüşünü sürdürerek yüzde 324'ün altına geriledi.

Sektörlere göre eğilimin farklılaştığı görülürken, kamu borcunun GSYH'ye oranı yükselmeye devam etti, özel sektörün borç oranları ise düştü.

Toplam GSYH'ye oranları dikkate alındığında, hane halkına ait borçlar ikinci çeyrekte geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 60'dan yüzde 59,1'e, finansal olmayan şirketlere ait borçlar yüzde 91,7'den yüzde 90,8'e ve finansal sektöre ait borçlar yüzde 77,6'dan yüzde 76,2'ye geriledi. Aynı dönemde kamuya ait borçlar yüzde 96,6'dan yüzde 97,6'ya çıktı.

Ülke bazında toplam borç oranlarındaki en keskin artışlar Kanada, Çin, Suudi Arabistan ve Polonya'da kaydedildi. Buna karşın İrlanda, Japonya ve Norveç'te borcun GSYH'ye oranlarında kayda değer düşüşler görüldü.

TÜRKİYE’DE ŞİRKETLERİN BORCU AZALDI

Türkiye'de ise borçların GSYH'ye oranları dikkate alındığında, yılın ikinci çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla hane halkına ait borçlar yüzde 10,1'den yüzde 9'a, finansal olmayan şirketlere ait borçlar yüzde 40,6'dan yüzde 34,9'a ve finansal sektöre ait borçlar yüzde 17,7'den yüzde 16,6'ya geriledi.

Kamu borcu oranı ise aynı dönemde yüzde 28'den yüzde 28,3'e çıktı.

KÜRESEL BORÇ ARTTI

Rapora göre, toplam küresel borç 2025'in ilk yarısında 21 trilyon dolardan fazla arttı.

Bu artışın ölçeği, Kovid-19 salgınıyla ilgili politika tepkilerinin küresel borçta benzeri görülmemiş bir artışı tetiklediği 2020'nin ikinci yarısında kaydedilen yükselişle karşılaştırılabilir düzeyde oldu.

ABD dolarının zayıflaması ve Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere Merkez Bankası (BoE), Çin Merkez Bankası (PBoC) ile İsviçre Merkez Bankası (SNB) dahil başlıca merkez bankalarının daha gevşek politika duruşlarıyla desteklenen küresel finansal koşullardaki gevşeme, bu yılki artışın başlıca itici güçlerini oluşturdu.

Yılın ikinci çeyreğinde yaklaşık 338 trilyon dolarla rekor seviyeye ulaşan küresel borç, geçen yılın aynı döneminde 313,6 trilyon dolar olarak hesaplanmıştı.

EN BÜYÜK BORÇ ARTIŞI ÇİN, FRANSA, ABD, ALMANYA, İNGİLTERE VE JAPONYA'DA

Çin, Fransa, ABD, Almanya, İngiltere ve Japonya, borç seviyelerinde dolar cinsinden en büyük artışları kaydetti.

Gelişmiş ekonomilerin toplam borcu yılın ikinci çeyreğinde 228,2 trilyon dolar olarak hesaplanırken, gelişmekte olan ülkelerde toplam borç 109,5 trilyon dolara ulaştı.

Küresel borcun dağılımına bakıldığında, hane halkına ait borçlar bu yılın ikinci çeyreğinde 63 trilyon dolara, finansal olmayan şirketlere ait borçlar 97,4 trilyon dolara, kamu borçları 101,3 trilyon dolara ve bankalar gibi finansal şirketlere ait borçlar 76 trilyon dolara yükseldi.

BİRÇOK GELİŞMİŞ EKONOMİDE BORÇLANMA İHTİYACI, SALGIN ÖNCESİ SEVİYELERİN OLDUKÇA ÜZERİNDE

IIF'in raporuna göre, birçok gelişmiş ekonomide borçlanma ihtiyacı salgın öncesi seviyelerin oldukça üzerinde seyretmeye devam ediyor ve anlamlı bir tersine dönüş işareti görülmüyor.

Artan popülizm, sık kabine değişiklikleri ve hükümet değişimleriyle birleşince, politika yapıcıların son yıllarda artan kamu borcunun seyrini düzeltmek için gereken zorlu kararları alması giderek zorlaşıyor.

Mali baskılar, artan faiz giderleri, demografik değişimlerden kaynaklanan sağlık hizmetleri maliyetlerindeki artış, savunma harcamalarındaki yükseliş ve doğal afetler ile iklim değişikliğinden kaynaklanan ekonomik kayıpların artmasıyla daha da şiddetleniyor. Tüm bunlar gelişmiş piyasalarda uzun vadeli borçlanma maliyetinin artmasına katkıda bulunuyor.

patronlardunyasi.com