TÜİK kendi çalışanlarını bile enflasyon rakamına inandıramamış
TÜİK’in bir an önce farklı bir iletişim dili kullanarak, Türk kamuoyundaki bu tehlikeli inancı ortadan kaldırması, yeniden güven vermesi gerekecek. Kendi çalışanlarını bile ikna edemeyen bir kurum tüm enstrümanlar kullanılarak enflasyona karşı verilen mücadelenin başarı şansını azaltır.
0
Tartışmasız son yılların en çok tartışılan kurumlarının başında TÜİK geliyor. Vatandaşın hissettiği enflasyonla, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları örtüşmeyince belirsizlik ve şüphe tavan yaptı. Hele bir de bağımsız ENAG adlı kurumun açıkladığı rakamlarla TÜİK rakamları arasında dağlar kadar fark oluşunca, TÜİK’in açıkladığı rakamların hileli olduğuna inananların sayısı çoğaldı da çoğaldı.
TÜİK’in daha şeffaf olması gerektiğine dair siyasilerden, ekonomistlerden sık sık çağrı yapılıyor. Bu konuda gazeteci meslektaşım Alaattin Aktaş’ın çabaları son derece dikkat çekici ve övgüye değer. Tabiri caizse TÜİK’e kafayı takmış vaziyette ki; haksız da değil. Eline emeğine sağlık.
Yıllar önce CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da hatırlarsınız, TÜİK binasına gitmiş ancak kapıdan döndürülmüştü.
Şüphe duyulan rakamlarla ilgili olarak TÜİK yetkililerinden bilgi almak istemiş ancak kapılar yüzüne kapanmıştı. Kılıçdaroğlu açık söyleyeyim çok ses getirecek bir eylemi yüzüne gözüne bulaştırarak dönmüştü TÜİK binasından.
Emekli Ayşe Teyze’ye, memur Salih Bey’e, işçi Mehmet’e kendini daha iyi anlatabilirdi beceremedi. ‘Sizlerin hakkını savunmak için buradayım, çünkü bu kurum enflasyonu eksik hesaplayınca sizin maaş artışlarınız da eksik hesaplanıyor. Fakirleşiyor, alım gücünüzü kaybediyorsunuz’ basit cümlesini dahi kuramadı.
Hani dedik ya kamuoyunda TÜİK’e olan güven yerlerde, şüphe ise tavan yaptı diye.
Meğer TÜİK kurumunun içinde bile bu şüphe tavan yapmış.
TÜİK büyük bir kurum ve farklı departmanları var. Departmanlardan ‘Eleştirilerde doğruluk payı var mı? Hakikaten bu rakamlar çarşıdaki pazardaki fiyat artışını tam karşılamıyor gibi sanki’ eleştirileri çoğalınca ve kurum içinde dedikodu kazanı kaynayınca, enflasyonun hesaplanmasını gerçekleştiren ekip kurum içinde bir sunum yapmak zorunda kalmış. Bu kurum içi yüzleşme şimdiki yönetim döneminde değil, bir önceki yönetim döneminde gerçekleşmiş.
Biliyorsunuz ki TÜİK çok büyük bir kurum. İşi sadece enflasyona dair verileri açıklamak da değil. Türk boğazlarından geçen gemi istatistiklerinden tutun da düzensiz göç istatistiklerine, turizm istatistiklerinden tutun da, elektrik üretim istatistiklerine kadar yüzlerce farklı konuda veri açıklayıp analizler yapıyor.
İçeriden bu bilgiyi sızdıran arkadaşım bilgi alış verişi sırasında gerçekleşen şu diyaloğu da aktardı:
‘Yaklaşık 1 saat boyunca enflasyon hesaplaması ile ilgili bir sunum dinledik. Fiyatı yüzde 30-40 artan bir ürünün enflasyona katkısının nasıl yüzde 1’in altında kaldığını anlattılar uzun uzun. Ancak rakamlardan şüphe duyan ve işin mantığını anlamaya çalışanlardan hala sorular gelmeye devam edince, son noktayı efsane olacak şu cümle ile bitirdiler:
“Arkadaşlar hesaplamada bir yanlışlık hile hurda yok. Zaten öyle bir şey olsa sizlerin de çok iyi bildiği üzere Eurostat’tan uyarı alırdık. Almadığımıza göre işimizi doğru yapıyoruz. Yöntemimizin tartışılacak bir yanı yok”
Bence de efsane bir final cümlesi olmuş.
Evet Eurostat, TÜİK’i imzalanan protokoller çerçevesinde denetliyor. Amaç Avrupa istatistik sistemine tam uyumun sağlanması. Ancak unutulmamalı ki istatistiki hesaplama, verileri doğru ve gerçek zamanlı girdiğiniz takdirde doğru sonuç verir.
Doktor muayene ücretini 34 lira olarak belirleyen, kira seviyesini 2024 Haziran ayında 5.844 lira olarak güncelleyen bir kurum, kimse kusura bakmasın ama sorgulanır.
Hatta daha tehlikelisi herkes kendi enflasyonunu belirler ve kafasına göre zam yapar. Nitekim piyasa da tam olarak bunu yapıyor. TÜİK aylık enflasyonu yüzde 2.8 olarak mı açıkladı. Bu rakam kesin yüzde 7-8’dir diyerek, sattığı ürünlerin fiyatlarını buna göre güncelliyor piyasa.
TÜİK’in bir an önce farklı bir iletişim dili kullanarak, Türk kamuoyundaki bu tehlikeli inancı ortadan kaldırması, yeniden güven vermesi gerekecek.
Kendi çalışanlarını bile ikna edemeyen bir kurum tüm enstrümanlar kullanılarak enflasyona karşı verilen mücadelenin başarı şansını azaltır.
patronlardunyasi.com