TOBB'dan siyasilere AB uyarısı
HİSARCIKLIOĞLU: POLİTİKACILARIN ÇELİŞKİLİ BEYANLARI AB DESTEĞİNİ AZALTIYOR.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'de Avrupa Birliği üyeliğine kamu oyunun geçen yıllarda yüzde 70 olan desteğinin bu yıl yüzde 50'nin altına düştüğüne dikkat çekerek, "Türkiye'nin AB üyelik görüşmeleri için siyasi kararı alan politikacıların, zaman zaman çelişkili beyanlarda bulunmaları Türk kamuoyunun desteğini azaltmaktadır' diye konuştu.
Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) 21. Toplantısı, Kayseri Hilton Oteli'nde sabah saatlerinde başladı. Toplantının açılış konuşmasında söz alan TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin AB ile bütünleşme sürecinde, sosyal tarafların temsilcileri olarak öncü bir rol oynadıklarını kaydetti. Bu süreçte sosyal tarafların ilişkisinin siyasi ve diplomatik ilişkilerin ötesinde, toplumun çok büyük bir bölümünü içine aldığını ve kazançlarla kayıpların sivil toplum örgütleri adına önem taşıdığını ifade eden Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Genel anlamda bu sürecin kazananları da kaybedenleri de sosyal taraflar olduğu için bizlerin yaklaşımları karar vericiler üzerinde etkili oluyor. Bu itibarla, Türkiye-AB ilişkilerinde sosyal tarafları ve örgütlü sivil toplumu bir araya getiren komitenizi çalışmalarından dolayı kutluyorum. Türkiye'deki işverenlerin çatı kuruluşu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak komiteye destek ve katılımlarımızı sürdüreceğiz. Benzer desteği yine çalışma hayatı, tarım ve esnaf temsilcilerinin çatı kuruluşlarında da görmekten mutluyuz."
Türkiye AB ilişkilerinde katılım müzakerelerinin başlamasıyla çok önemli bir kilometre taşının aşıldığını anlatan Hisarcıklıoğlu, bu aşamaya gelinmesinde hükümetlerin ve diplomatların başarısı kadar sosyal tarafların ve sivil toplum kuruluşlarının katkısının da olduğunu belirtti. Bu sürece kamuoyunun katkı ve katılımının sınırlı olduğunu iddia eden Hisarcıklıoğlu, bu eksikliğin görülmesinin ve müzakere sürecinin 3 temel ayağından birinin sivil toplum diyalogu olarak belirlenmiş olmasının ise geleceğe dönük beklentileri açısından olumlu olduğunu anlattı.
Hisarcıklıoğlu, AB üyesi ülkelerin kamuoyunda Türkiye'nin üyeliğine yönelik, düşük destek düzeyinin kendilerini cesaretlendirmediğini kaydederek, şunları anlattı; "Bizim açımızdan endişe verici olan durum, siyasi iradenin yani bazı üye ülke hükümetlerinin yaklaşımlarıdır. Türkiye'nin AB üyelik görüşmeleri için siyasi kararı alan politikacıların, zaman zaman çelişkili beyanlarda bulunmaları Türk kamuoyunun desteğini de azaltmaktadır. Geçen yıl Türkiye'nin AB üyeliğine kamuoyunun desteği yüzde 70'ler düzeyindeyken son yapılan kamuoyu yoklamalarında bu oranın yüzde 50'nin altında düşmesi endişe vericidir. Oysa sizler de çok iyi biliyorsunuz ki kamuoyu desteği olmadan aday ülke hükümetlerinin müzakere sürecini cesaretle ileri götürmeleri çok zordur. Türkiye'nin AB üyeliğinin hepimiz için bir kazanç anlamına geldiğini kamuoylarımıza anlatmalıyız."
Hisarcıklıoğlu, Gümrük Birliği sürecinde, 1996'dan itibaren sanayi mallarının serbest dolaşımında ciddi bir engel kalmadığını ancak, söz konusu ürünlere pazar arayan işadamlarının AB üyesi ülkelere yapacağı ziyaretlerde ciddi engellerle karşılaştıklarına dikkati çekti. Hisarcıklıoğlu, bu sorunun çözümü noktasında belirli adımların atıldığını vurgulayarak, "Çok yakın geçmişte Türkiye'nin önemli işadamlarından birine Danimarka Büyükelçiliği'nin vize konusunda çıkarttığı aşırı zorluklar bunun en çarpıcı örneğidir. Oysa, sizin Türkiye'ye gelişiniz sırasında da gördüğünüz gibi Türkiye'yi her hangi bir nedenle ziyaret etmek isteyen AB üyesi ülkelerin vatandaşları açısından böyle bir sorun asla yoktur. Rakip işadamlarının rahatça mallarını pazarlayabildiği bir ortamda, Türk işadamlarına karşı sergilenen bu tavır, eşit rekabet ilkelerine ve Gümrük Birliği hukukuna aykırıdır. Katılım müzakerelerin bu konunun kesin bir