Tatilde yeni trend: Deniz manzarası yerine sanatla iç içe konaklama

Tatil anlayışı değişiyor. Artık yalnızca deniz manzarası ya da lüks hizmet değil, sanatla iç içe bir deneyim de tatilcilerin öncelikleri arasında yer alıyor. Dünyada ve Türkiye’de giderek artan sayıda otel, duvarlarına tablo asmanın ötesine geçerek müze-otel konseptiyle dikkat çekiyor. Sergiler, sanatçı odaları, arkeolojik alanların korunduğu yapılar ya da çağdaş sanat koleksiyonlarıyla desteklenen bu “sanat otelleri”, konuklarına farklı bir konaklama biçimi sunuyor. Bu otellerde lobiden odaya kadar sanat eserleriyle karşılaşmak, hatta sanatçılarla atölyelere katılmak mümkün. Paris’teki Le Royal Monceau, ABD’deki 21c Museum Hotels ya da Japonya’daki Benesse House bu yaklaşımın küresel örnekleri arasında öne çıkıyor. Türkiye’de ise Kapadokya’daki Museum Hotel, Bodrum’daki Casa dell’Arte ve Eskişehir’deki OMM Inn, sanat ve konaklamayı bir araya getiren yapılarıyla dikkat çekiyor. Sanat otellerinin cazibesi yalnızca duvarlara asılmış birkaç tabloyla sınırlı değil. Gerçek anlamda bir sanat oteli sayılabilmesi için bazı temel unsurlar aranıyor:

Milliyet'ten Melisa Vardal'ın haberine göre, küratörlü koleksiyonun şeffaflığı, sanatçı seçkisinde denge, eserlerin yalnızca otel müşterilerine değil halka da açılması gibi ilkeler öne çıkıyor. Bunun yanında kültürel mirasla kurulan ilişki de kritik. Uzmanlara göre bu tür otellerin gerçekten sanat oteli sayılabilmesi için ise birkaç kontrol sorusu da önemli: Koleksiyonun küratöryel çerçevesi var mı? Sergiler düzenli olarak yenileniyor mu? Yerel ve uluslararası sanatçı dengesi gözetiliyor mu? Ve mimari yapı, bulunduğu coğrafyayla özgün bir bağ kuruyor mu? Bu soruların yanıtı, konukların gerçekten sanatın içinde bir tatil deneyimleyip deneyimlemediğini belirliyor.

BEDELİ YÜKSEK

Sanatla konaklamanın bedeli ise otelin konumuna ve sunduğu deneyime göre değişiyor. Arkeolojik kalıntıların üzerine inşa edilen ve alt katında dev Roma mozaiği bulunan Antakya’daki Museum Hotel, 7 bin 635 TL’den başlayan fiyatlarla konaklama sunarken antikalarla döşenmiş “yaşayan müze” konseptiyle öne çıkan Kapadokya’daki Museum Hotel’in gecelik ücreti 32 bin lirayı aşıyor. Çağdaş sanat koleksiyonunu sergileyen Bodrum’daki Casa dell’Arte yaklaşık 22 bin liradan, endüstriyel mimariyi galeri mekânına dönüştüren Alaçatı’daki Warehouse by The Stay ise 19 bin 729 liradan başlıyor. Odunpazarı Modern Müze’nin yanında, müze programıyla entegre etkinlikler düzenleyen Eskişehir’deki OMM Inn’in fiyatı ise 3 bin 200 lira civarında.

DÜNYADAKİ FİYATLAR

Dünyada ise rakamlar çok daha geniş bir yelpazede. 24 saat açık çağdaş sanat sergileriyle bir müze-otel deneyimi sunan ABD’deki 21c Museum Hotel Louisville 9 bin 300 lira olarak fiyatlandırılırken odalarını sanatçıların boyadığı “Artist Room” projesiyle bilinen Tokyo’daki Park Hotel yaklaşık 13 bin lira. Afrika’nın en büyük çağdaş sanat müzesi Zeitz MOCAA ile aynı yapıyı paylaşan Güney Afrika’daki The Silo Hotel’de ise odalar 60-320 bin TL arasında değişiyor. Yerleştirmeleri, renkli tasarımı ve koleksiyonuyla ünlü Marakeş’teki El Fenn 17 bin 200, kamusal alanlarında Damien Hirst ve Joan Miro gibi sanatçıların eserlerini barındıran Zürih’teki Dolder Grand’ın odaları 52 bin liradan başlıyor, Antony Gormley’nin heykel-oda enstalasyonuyla tanınan Londra’daki The Beaumont’ta 41 bin TL üzerine çıkıyor. Astrup Fearnley Müzesi’nden ödünç alınan eserleri sergileyen Oslo’daki The Thief oteli yaklaşık 18 bin, Campana kardeşlerin çağdaş sanatla harmanladığı tasarımıyla Atina’daki New Hotel 12 bin 243, her odası farklı bir sanatçı tarafından tasarlanan Berlin’deki Arte Luise Kunsthotel ise 3 bin 115 TL’den başlayan fiyatlarla farklı bütçelere sesleniyor.

patronlardunyasi.com