Süper Dede'den girişimci tüyoları

Süper Dede'den girişimci tüyoları

Zeki Başeskioğlu... Bir topmodel avcısı. Yarattığı ‘Zeki’ markasıyla Türk modasını dünyaya tanıttı. 'Hayatta yapmadığım hiçbir şey kalmadı' diyen Başeskioğlu, nasıl başarıyı yakaladığını anlattı.

Süper Dede'den girişimci tüyoları
16px
24px
24.07.2006 00:00
ABONE OLgoogle

Herkes onu mayonun kralı olarak biliyor. O, Zeki markalı mayo ve iç çamaşırlarını dünya kadınlarına giydiriyor. O, Cindy Crawford, Claudia Schiffer, Nikki Taylor, Heidi Klum, Eva Herzigova, Naomi Campbell ve Tyra Banks gibi yüzleri keşfeden bir 'top model avcısı'. Sektörünün duayeni Zeki Başeskioğlu'ndan bahsediyoruz... ‘Balonu şişirerek satan’ ilk kişi unvanıyla başladığı ticaret hayatına, bugün 5 kıtaya milyonlarca dolarlık ihracat yaparak devam eden Zeki Başeskioğlu, kendini ‘hiperaktif’ ve ‘açık dede’ olarak tanımlıyor. En büyük keyfi ise torunlarıyla sohbet etmek ve onlarla diskoya gitmek... 77 yaşında olsa da enerjisi bitmek bilmeyen Başeskioğlu, kendini 'Ben 300'le giden Ferrari'deyim çocuklar ise 130'la giden yerli arabada' diye tanımlıyor. Süper dede Başeskioğlu, bulunduğu noktaya gelirken başından geçenleri ve kendini star'a anlattı. İşte vitrindeki ve kamera arkasındaki Zeki Başeskioğlu...

Çocukluğunuz nasıl geçti? Zeki Başeskioğlu olmadan önce nasıl bir hayatınız vardı?

Ayakkabıcılık yapan Aksekili bir ailenin çocuğuyum, okumak için ekonomik durumumuz yetersizdi. Tek seçenek ticaretti. Henüz 12 yaşındayken Aydın'da çalışmaya başladım. İlk durak, her şeyin satıldığı bir çarşıydı. Sonra pazarcılık yaparken herkesin şişmemiş balon sattığını farkettim. İlk işim, uzun bir sırık yaptırıp şişirdiğim balonları bu tellere bağlamak oldu. Günde 200-300 balon şişiriyordum ve balonu şişmiş halde satan ilk kişi oldum. Rengarenk balonları gören çocuklar sönük balonlara rağbet etmiyordu, kısa zamanda paramı birkaç katına çıkarmıştım.

UYANIK MUAVİN

Muavinlik yaparken de, yolcuların binmek için dolu otobüsleri tercih ettiğini farkettim. Otobüs dolu görünsün diye parayla adam tuttum. Adamlar, ön kapdan binip arka kapıdan iniyor, otobüs de dolu ve hareket etmek üzereymiş gibi görünüyordu. Diğer otobüsler, 1 sefer yaparken benimki 6 sefer yapıyordu. Çorap da sattım. Defolu çorapları alıp onartıp, 2.5 liraya satardım. O zamanlar sağlam çoraplar 12.5 liraydı. Aydınlı kadınlar yokluk yılları olduğundan benim çoraplarımı alırlardı. 1950 yılında ise Ege'nin en büyük çorap toptancısı olmuştum.

Triko işine nasıl başladınız?

İplik tüccarı Yahudi bir komşum vardı. İsrail'den renkli çok güzel sentetik iplikler getirmişti. Makineleri olan bir arkadaşımla bu ipliklerle kadın giysileri ve kumaş üretmeye başladım. Zeki Triko'nun temelleri atılmıştı. Sonra dükkanın bulunduğu hanı satın aldım. Bundan sonra da defileler başladı. Baldızımın arkadaşları mankenlerim oldu. Elbiseleri kızlar üzerinde tanıtacaktım, Mahmutpaşa böyle şey görmemişti.

Topmodeller yaşamınızın hangi aşamasında devreye girdi ?

1985 yılıydı... Trikodan sıkılmış, mayoya merak sarmıştım. Dışarıdan kumaş alıp mayo işine girdim. Sonra çekim ve defileler için yabancı manken arayışına girdim. Henüz ünlenmemiş Cindy Crawford ilk mankenlerimdendi. Cindy'i diğerleri izledi. Zeki mayoları, artık Avrupa’nın ünlü moda dergilerinin kapaklarındaydı.

Şimdi neler yapıyorsunuz?

Her şey tıkırında. FTV için New York'ta defile yapacağız. En az 1 yıl gösterecekler. Yunanistan'da 30 mağaza açılacak, mallarımız satılacak. Çamaşırda Avrupa'ya ağırlık vereceğiz. Türkiye'de çamaşır kültürü yok. 2007'de iyi bir atılım bekliyoruz. Yılda en 250 bin dolardan 7.5 milyon dolarlık bir rakamdan bahsediyorum.

Bir de gazilik maceranız var.. <

E-Bülten Aboneliği
İş, Ekonomi ve Cemiyet hayatının özel gündemi Patronlar Dünyası'nda... Günlük E-Bülten'imize abone olun, Patronlar Dünyası ayrıcalıklarını yaşayın.
Patronlar Dünyası ile Bir Adım Önde