Satıcı: Neden enflasyonda fırtına kopartılıyor?

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, son iki yıldır dünyada emtia fiyatlarının arttığını belirterek, er ya da geç bunun fiyatlara yansımasının beklenmesi gerektiğini kaydetti. Satıcı, "Bugün dünyanın her yerinde enflasyon endişesi var. Hal böyleyken neden bu kadar fırtına koparılıyor? 2004 yılının enflasyon oranlarında ortaya çıkan büyük sapmalarda bile bu kadar tartışma çıkmamıştı. Demek ki bazılarının hesabı ya da rüyası gerçek olmadı" dedi.

TİM Başkanı Oğuz Satıcı, yüksek çıkan enflasyon oranları sebebiyle yaptığı açıklamada, 2003 yılından beri döviz kurunu baskı altında tutan bir para politikası uygulandığını ifade ederek, "İki adet yan etki ortaya çıktı. Cari açık ve gecikmeli olarak fırlayan enflasyon. Zaten cari açığın hız artışı enflasyonun üzerinin örtülmesine yol açtı. Bizim beklentimiz Haziran ayı enflasyon rakamları açıklandığında TÜFE'de iki haneli veya yakın bir oran ayrıca TEFE ve ÜFE arasındaki makasın kapanmasıdır.

Aslında yapılan tartışmaların altyapısı zayıf. Son iki yıldır dünyada emtia fiyatları artıyor. Er ya da geç bunun fiyatlara yansıması beklenmeliydi. Hesabı bozan iki gelişme şunlar oldu: Halkın tasarruflarının azalması sebebiyle düşen talep ve endeks rakamlarında yapılan manidar revizyon. Bu iki gelişme fiyat artışlarının üzerinin örtülmesine ya da gecikmeli bir şekilde bugün ortaya çıkmasına sebep oldu" dedi.

Bugün dünyanın her yerinde enflasyon endişesi olduğunu ifade eden Satıcı, "Hal böyleyken neden bu kadar fırtına koparılıyor? 2004 yılının enflasyon oranlarında ortaya çıkan büyük sapmalarda bile bu kadar tartışma çıkmamıştı. Demek ki bazılarının hesabı ya da rüyası gerçek olmadı" dedi.

Enflasyon oranlarının arkasındaki gerçeği bilmek gerektiğine işaret eden Satıcı, son bir aydır ortaya çıkan döviz kurlarındaki artışın Haziran ayında ÜFE üzerinde hissedileceğini, eğer talep canlıysa bu artışın gecikmeli olarak TÜFE'ye de yansıyacağını kaydetti. Oğuz Satıcı, şöyle dedi:

"Fakat şunun da altını çizmek gerekiyor. Enflasyonun artacağı korkusuyla talebin arttığı günler geride kaldı. Artık Türk Halkının elinde eskisi kadar para yok. Bu nedenle bir süre sonra talep de gerileyecek. Faizler artar, döviz de düşmeyip olduğu yerde kalırsa sonbahar bitene kadar iç talep yetersizliği artacaktır. Buna rağmen gecikmeli yansıma nedeniyle fiyatlar artmaya devam edebilir. Korkumuz, durgunluk içinde enflasyon yaşamaktır.

Merkez Bankası'na yapılan yüklenmeleri de doğru bulmuyoruz. Medya ve uzmanların baskısı sonucu Merkez Bankası'nın faiz oranlarında yarım puan ya da daha fazla artırım yapması kaçınılmaz olacak. Bu arada dövize satım yönünde müdahale yapılmasını sağlıklı bulmuyoruz. Hem faiz artırımı hem de dövize müdahale para piyasalarının daha üzun süre toparlanamaması ihtimalini ortaya çıkarabilir. Daha da kötüsü Merkez Bankası'nın müdahalesi sonuçsuz kalabilir. AB ve ABD Merkez Bankaları ile faiz artırma yarışına girmemeliyiz. Çünkü bu yarışın galibi zaten belli. Daimi şekilde para ve sermaye piyasalarındaki ortamı iyileştirmeye çalışıyoruz. Halbuki reel taraftaki yatırım ortamını iyileştirmeliyiz. Bu nedenle düzeltmeyi bir fırsat olarak değerlendiriyoruz.

2003 yılında YTL'ye faizleri düşürmeyerek yüzde 30-50 oranında suni olarak değer kazandıran anlayış, hedeflerden en az yüzde 50 şaşmış olmasına neden şaşırıyor. Ekonomide yapılan hatalar kısa vadede değil uzun vadede ortaya çıkar demiştik. 20003'te yaptığımız uyarılarda ne kadar haklı olduğumuz da ortaya çıkmış oldu."