Sanal âlemde hackerlar savaşı
İnternet fazla yaygın değilken ne hacker vardı ne de virüs. Virüsler geliştikçe koruma programları, koruma programları arttıkça virüsler arttı. Bankaların ATM'lerine giren holdinglerin bilgisayarlarını çökerten hackerlerin son savaşı..
Artık sıradan bilgisayar kullanıcılarının değil, dünya devi kabul edilen holdinglerin başına bela oldular. Belli dönemlerde, değişik isimlerle saldırıya geçtiler. Kimilerinin bilgilerini çaldılar, kimilerinin bilgisayarlarını tamamen çalışmaz hale getirdiler. Yakalananlar meşhur oldu, yakalanmayanlar saldırılarını sürdürmeye devam ettiler. Bazısı saldırılarını belli alanlarda yoğunlaştırmayı tercih etti. Bu alanlardaki saldırılarla öğünme payını çıkardılar. Sanal âlemin yeraltı dünyasında yaşanan uluslararası hakimiyet savaşlarıyla kaosa sürüklenen internette, hack sitelerinden eğitim alanlar banka, GSM ve limited şirketleri hedef aldılar. Dünyanın en tehlikeli hacker grubu olan DHG (Danger hacker Groups) üyesi S.G., web sitelerinin yanı sıra, internet ve bluetotuh (telsiz bağlantı) bankaları, GSM operatörleri ve ABS fren sistemlerine hakim olduklarını iddia ediyor. Silahlı soygunların ve hesaplaşmaların yerini sanal âlemlerdeki soygunlar aldı. Üstelik şimdiki soygunlarda kan yok, silah yok ve kavga yok. Ancak tehlike tahmin edilenden daha büyük. Birkaç dakikada uluslararası iletişim araçları tuzağa düşürülüyor, milyonlarca dolar çalınabiliyor ya da gizlilik derecesi fazla olan kişisel bilgilere el konulabiliyor. İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte hackerlar (şifre kırıcılar) sanal ortamda tasarladıkları ordularla uluslararası arenalarda savaşıyor. Bu savaşta çok ülkenin resmî sitesi ya da özel şirketlerin web siteleri sebep aranmaksızın hedef olabiliyor. Şifre kırıcılar kendi web sitelerinde daha çok üye (savaşçı) toplamak için hackerlık eğitimi veriyor. Çıraklar iyi bir şifre kırıcı olduklarını anladıkları zaman meziyetlerini kolay yoldan para kazanmakta kullanıyorlar.
Hackerlık eğitimi verilen internet sitelerinde komuta zinciri hakim. Bu sitelerin başında ise isimlerini, ABD askerlerinin Irak’ta Türk askerlerinin başına çuval geçirilmesi olayıyla duyuran ve bin 500 ABD sitesini intikam almak için çökerten “www.cyber-warrior.org” geliyor. Cyber saldırı takımını ise “www.korsanadasi.com, www.hackpower.net” gibi siteler takip ediyor. Yeni üye olan kişi “er” olarak sanaldaki birliğine katılıyor. Belirli aşamalardan geçirilen kişi deneyim kazandıkça rütbesi de artıyor. İşte bu aşamadan sonra hacker olan kişi bilişim teknolojisindeki bilgileriyle gruptan ayrılarak sanal alemde suç örgütleri kurabiliyor. Yeni kurulan suç grupları kobay olarak yeterli güvenlik tedbiri olmayan siteleri çökertmekle işe başlıyor. Daha sonra kişisel bilgilere ulaşmak isteyen hackerlar e-mail şifrelerini kırıyorlar. Kırdıkları e-mail şifrelerinin içeriğinin önemine göre, adresin esas sahibi olan kişiye yeni şifresi para karşılığında satılıyor.
Çıkar amaçlı sanal korsanların listesinin başında ise politikacılar, işadamları ve kişisel gizlilik derecesi önemli olan kişilerin bilgisini internette koruyanlar geliyor. Zaman içerisinde profesyonel sanal suç örgütlerine dönüşen hackerların yerini tespit etmek güç. “Prograd” ismini verdikleri bir yazılım programıyla, tek yakalanabilecekleri IP ve DNS adreslerini kamufle edebiliyorlar. Bu program sayesinde hacker’ın kullandığı IP adresi iki dakikada bir olarak yer değiştirebiliyor.
İnternette yaşanan uluslararası hakimiyet savaşlarında amaç hacker gruplarının öğretilerini otoriter bir şekilde kabul ettirmek. Karşıt görüşlerin yayınlandığı web sitelerini çökerten hacker’lar çökerttiği siteye ise kendi imzasını koyuyor. Kimi zaman bu imza bir bayrak olurken, kimi zaman ise kurukafa şeklinde kendini gösteriyor. Sanal dünyada da tıpkı reel evrende olduğu gibi toprak savaşları yaşanıyor. Ancak hedef ne petrol, ne de demokratikleşmek için veriliyor. Saldırı gruplarının tek amacı sanal dünyayı ele geçirmek. Çünkü ne kadar çok hakimiyet kurabilirlerse;