Resmi dinleme bugün başlıyor

Türkiye bugün, telefonları yasal yollardan dinleme konusunda yeni bir döneme giriyor. Telekulak skandallarını önlemek amacıyla telefon dinleme ve izleme konusunda tek yetkili otorite olarak kurulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB), bugün resmen faaliyete başlıyor. Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı bugünden itibaren telefon dinlemek için TİB'in onayını alacak. Yasalara aykırı olarak dinleme yapanlara Türk Ceza Yasası'na göre 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Bu tür dinleme kamu görevlilerince yapılırsa ceza 1.5 kat artırılacak. TİB Başkanı, faaliyetleriyle ilgili olarak Başbakan'a bilgi verecek. TİB'in bağlı olduğu Telekomünikasyon Kurumu'nun Başkanı Tayfun Acarer, yeni dönemle ilgili şu bilgileri verdi:

* DİNLEME KARARI: Mevzuat hükümleri açık. Dinlemeye ihtiyaç duyan birim, gerekçesiyle birlikte ve hakim kararıyla talebini iletecek. Terörist bir faaliyetten endişe ediliyorsa, acil bir durum varsa, o zaman direkt başvurabilecek. Burası, talebi değerlendirecek. Başkanlık, gelen her talebi kabul etmek zorunda değil.

* İÇERİK YOK: Başkanlık'ta dinlemenin içeriğiyle ilgili kayıt bulunmayacak. Dinleme talebi nereden geldi, kim dinledi, ne zaman dinledi, ne kadar süreyle dinledi, bu ve benzeri verilerin kaydı TİB'de hazır tutulacak.

* İMHA EDİLECEK: Dinleme için "acil" dendi ve mahkeme kararı alınmadıysa, mahkeme kararı 24 saat sonra getirilecek. Mahkemeden karar alınamazsa, kayıtların imhası istenecek. Teknik olarak da dinleme kayıtlarının kopyası alınamayacak.

* BİLGİ GÜVENLİĞİ: Dinleme telli ortamda olacak. Telli ortamda bilgi güvenliği daha sağlıklıdır. Tellide şifreleme varsa, zaman içinde çözülebilir.

Patron da bugün dinlenip dinlenmediğini öğrenecek

ACARER, kendi telefonlarının dinlenip dinlenmediği konusunda şüphesi ya da bilgisi olup olmadığı sorumuza, şu yanıtı verdi: "Açıkçası bilmiyorum. Bir kaygım da, sakladığım bir şey de yok. Telefonlarım kesinlikle dinlenmiyor desem, diyeceksiniz ki nereden biliyorsunuz. Onu bu kadar kesin biçimde söylemem için, bu sistemin içinde olmam lazım." Acarer, bugün öğrenebileceğini hatırlatmamız üzerine ise "O zaman başka. O zaman da kendi durumum hakkında konuşmak biraz sıkıntılı olur!" dedi ve bir Nasrettin Hoca fıkrası anlattı: Adamın biri, Nasrettin Hoca'ya gider, "Senin hayvan benim tarlaya girdi. Tarladaki bütün ürün mahvoldu" der. Hoca, "Ne yapayım kardeşim, hayvan işte. Benim ne suçum var" karşılığını verir. Adam, "Yanlış söyledim, Hocam, benim hayvan senin tarlaya girdi, senin tarla mahvoldu" deyince Hoca, "Haa!" der, "Şimdi bütün iş değişti!"

Olcay Aydilek/Sabah