Renault'ta yüzde 30 daralma
Renault-Mais A.Ş. Türkiye Genel Müdürü İbrahim Aybar, bu yıl otomotiv sektörünün 2006 yılına oranla yüzde 25-30 civarında bir daralmayla gittiğini belirtti.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Endüstri Mühendisliği Kulübünün gerçekleştirdiği kariyer sohbetlerine katılan Aybar, yaptığı konuşmada, Türkiye'de gelişmenin ve büyümenin temelinde istikrarın bulunduğunu söyledi.
İstikrar varsa insanların piyasaya çıktığını, iş ortamına girdiğini ifade eden Aybar, harcanacak paranın yerine yenisinin konulabileceği güveninin, işlerin yürümesini sağladığını dile getirdi. Bu nedenle otomotiv sektörünün son derece hassas bir sektör olduğunu kaydeden Aybar, şunları söyledi: ''Moraller bozulduğu an, otomotiv sektöründe işler bir anda durur. Çünkü otomobil, adı üzerinde motorlu araç. Halen Türkiye'de hepimizde bir servet olarak algılanıyor. Öncelikle temel ihtiyaçlarımızı gözetiyoruz. Eğer temel ihtiyaçlarımızın yanında kendimiz yaşadığımız ülkenin geleceğine ekonomik anlamda güveniyorsak o serveti edinmek için çaba gösteriyoruz.''
GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 25-30 DARALMA
2001 yılındaki krizle otomotiv pazarının yüzde 70'inin yitirildiğini kaydeden Aybar, 2003 yılından itibaren sektörde istikrar ve canlanma oluştuğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''2003, 2004, 2005, nihayet bu yıla girdik ve yansımaları hala devam ediyor. 2006 yılında da ufak bir çalkalanma oldu, makro ekonomik piyasalarda. Döviz ve faizler yükseldi. O nedenle tüketici moral endeksi bir anda etkilendi. Şu anda 90,1'lerde gidiyor. Bizim sektör de buna reaksiyon verdi ve geçen yıla oranla yüzde 25-30 civarında bir daralmayla gidiyoruz.''
SEÇİMLER
Konuşmasında Türkiye'nin önünde iki önemli seçim bulunduğuna dikkat çeken Aybar, belirsizliklerin yatırımcıyı en çok korkutan şey olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Önümüzdeki dönemde iki tane seçim var, Türkiye'nin önünde. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler. Bu seçimlerden Türkiye'nin yüzünün akıyla çıkması, bizi çok ilgilendiriyor. İstikrarın bozulmaması lazım. İstikrar bozulmazsa insanlar alışveriş eder, iç pazar canlı olur. İç pazar canlı olursa da bizler de yatırımlarımıza devam ederiz. 3 yıldan beri olan şu, Türkiye'de yılda yaklaşık 5-6 milyar doları geçmeyen bir ihracat büyüklüğü varken, geçen yıl toplam 14,5 milyar dolarla en fazla ihracat yapan sektör olduk.
Yatırımlar da Türkiye'yi öyle bir noktaya getirdi ki, iç pazar yaklaşık 600 bin civarında araç sattırıyor. Halbuki üretimimiz geçen yıl 1 milyon 75 bindi. Bunun yaklaşık 700 binini biz bütün dünyaya ihraç ettik. Bu yıl beklentilerimiz kapasiteyi daha da arttırmak, üretimi 1 milyon 500 bine çıkarmak, kapasiteyi 1,5 milyona çıkartırken sektörde ve ihracatta da 800 binin üzerine çekmek.''
SEÇİMLER NEDENİYLE YÜZDE 10-15 DARALMA NORMAL
Otomotiv sektöründe bütün dünyaya Türklerin kaliteli ürünler ürettiğini kanıtladıklarını bildiren Aybar, seçimler nedeniyle istikrar konusunda daha temkinli olduklarını, ancak bu temkinliliğin geçen yıllarda olduğu gibi ''büyük düşüşler, büyük salınımlar'' beklentisi anlamı taşımadığını dile getirerek, ''Yüzde 10-15 gibi bir daralma olursa bunu normal kabul edeceğiz. Ama ilk aşamayı (nisan - mayıs) aylarını atlatırsak, eğer her şey umduğumuz gibi istikrarlı devam ederse, önümüzdeki yılın ikinci yarısında daha iyi neticelere doğru gideceğimizi biliyoruz'' diye konuştu.