Rahmi Koç'un sitemi
DENİZ TURMEPA DERNEĞİ'NİN KURUCUSU RAHMİ KOÇ: BİZE ÇÖPÇÜ GÖZÜYLE BAKIYORLAR
Deniz Temiz Turmepa Derneği'nin kurucusu ve Onursal Başkanı olarak, temiz bir çevre için de çalışan Rahmi Koç, 'Sahilleri temizliyoruz. Ama çöpçülükten ziyade milleti bilinçlendirmeye çalışıyoruz' diyor. Deniz tutkusunu ise şu cümleyle açıklıyor: Ankaralı olmamıza rağmen kanımızdan deniz suyu akar...
Rahmi Koç, teknesiyle dünya turu yapıyor. Ara verdiği dünya turuna önümüzdeki ay yeniden başlayacak. Koç, bize dünya turunda teknesinde nasıl vakit geçirdiğini ve neler yaşadığını anlattı. Bir de babasının ilk işyerinin bulunduğu Çengelhan'ı neden Rahmi Koç Müzesi haline getirdiğini... İşte, keyifli röportajımızın son bölümünde Rahmi Koç'a sorduğumuz sorular ve aldığımız cevaplar.
Biraz da 'soft' konulara girelim mi?
Yetmez mi bu kadar? Şimdi ben size öyle bir fatura çıkaracağım ki, Tercüman Gazetesi bunu ödeyemez, ben söyleyeyim...
O zaman faturayı bizim patrona yollarsınız?
(Gülümseyerek) Dostumuz Karamehmet...
Dünya turuna devam
Rahmi Bey, dünya turunuzu Yeni Zelanda'dan devam ettirecekmişsiniz? Ne zaman çıkıyorsunuz yola?
Evet, 12 Ekim'de yeniden yola çıkıyoruz. Biz Ankaralı olmamıza rağmen kanımızdan deniz suyu akar...
Galiba Deniz Temiz Derneği'nin de kurucusu ve Onursal Başkanısınız...
Evet, önceki hafta bildiğiniz gibi sahilleri temizledik. Herkes bize 'çöpçü' diye bakıyor; ama çöpçülükten ziyade milleti bilinçlendirmeye, uyandırmaya ve nazari dikkatlerini çekmeye çalışıyoruz.
Yapılan araştırmaya göre denizlerde 675 bin ton çöp bulunuyormuş?
Doğrudur. Şimdi belediyelerle başladık. İnşallah bütün deniz kenarlarındaki belediyelerin arıtma tesislerinin olması için çalışıyoruz.
Bu hanın (Çengelhan) sizin için önemi nedir?
Bu handa babamızın işe başladığı dükkan var. Ankaralı aileler burada tiftik yaparmış. Tiftik mi işlerlermiş, satarlar mıymış bilmiyorum. Dolayısıyla yalnız beni ve babamı değil, amcalarımızı da dedelerimizi ve sülaleleri de ilgilendiriyor. Dün hepsi buradaydılar; yani torunlar, torunların çocukları da buradaydılar, fevkalade mütehassis oldular.
Çengelhan'ın önemli
Burayı müze haline getirmenizin amacı nedir; kendi köklerinizi yaşatmak mı?
Gayemiz, bir defa müzemizin uzantısını Ankara'ya getirmektir; yani Ankara'ya hizmet etmektir. Ankaralılar'ın çoğu bizim İstanbul'daki müzeyi görmemiş olabilirler. Hafta sonları ben burada çok oturdum. Ankara'da 56'dan 58'den 64'e kadar oturdum. Ankara'da hafta sonu gidecek yer yok. Yani spor yapamazsanız, at binemezseniz. Biz at binerdik, golf oynardık. Çok zor öyle yer bulmak. O bakımdan yeni bir mekan burası. Tabii burası, yani Çengelhan kendiliğinden bir müzedir zaten. Üstüne bir de biz eşyalarımızı, eserlerimizi getirdik. Bunun üstüne bir de babamızın burada ticaret hayatına başlamış olması, bir de Ankara Kalesi'nde bulunuyor olması önemli. Kale turistik bir yer. Üç-dört tane çok önemli faktörü de bir arada toplamış oluyoruz.