Profesöre matematik dersi verdi

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, bazı kişilerce Mısır'da bulunulan temasların Türkiye'deki Türk girişimcilerin yurt dışına kaçması olarak algılandığını belirterek, ''Bugün Mısır'a yapılacak Türk yatırımları, ülkemiz adına bir gurur kaynağıdır. artık, yurt dışına sermaye de ihraç edebilen bir ekonomi olduğumuzun göstergesidir'' dedi.

Satıcı, Uludağ İhracatçı Birlikleri'nde (UİB) Türkiye'nin Ocak ayı ihracat rakamlarını açıkladığı basın toplantısında, geçen ay Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in önderliğinde Mısır'da yürütülen temaslara değindi. ''Her nedense bazı kişilerce Mısır temasları Türkiye'deki Türk girişimcilerin ve yatırımcıların yurt dışına kaçması olarak algılandı'' diyen Satıcı, oysa yıllardır Türkiye'nin yükünü beraberce omuzlayan değerli üretici ve ihracatçıların, Türkiye'de sürüp giden üretimi caydırıcı politikalara rağmen son senelerde rekor üzerine rekor kırarak, ihracatı 10 yıl önce hayal bile edilemeyecek noktalara taşıdıklarını ifade etti.

''BÜYÜK ÖZVERİLERDE BULUNDUK''

 Satıcı, tüm bu süreç boyunca her fırsatta Türkiye'nin üretim maliyetlerinin rakiplerine oranla çok yüksek olduğunu, yüksek faizlerin yatırımları engellediğini, çeşitli ülkelerle gerçekleştirilen serbest ticaret anlaşmalarının çoğaltılması gerektiğini dile getirdiklerini anlatırken, bu süreçte kendi karlarından, Türkiye'nin pazarları elden gitmesin diye büyük özverilerde bulunduklarını vurguladı.

Bugün yine aynı zihniyeti sürdürdüklerini, önemli olanın Türkiye'nin geleceği olduğunu ifade eden Satıcı, şöyle devam etti: ''Bu anlamda ülkemize döviz kazandırıp, müreffeh ve zengin bir ülke yaratmak istiyorsak, üretmek ve ihraç etmek zorundayız. Her nedense bazı kişilerce Mısır temasları Türkiye'deki Türk girişimcilerin ve yatırımcıların yurt dışına kaçması olarak algılandı. Bugün Mısır'a yapılacak Türk yatırımları, ülkemiz adına bir gurur kaynağıdır. Artık, yurt dışına sermaye de ihraç edebilen bir ekonomi olduğumuzun göstergesidir.

Bu girişimler, merkezleri Türkiye'de olan yatırımcılarımızın güçlenmesi ve Türkiye adına daha büyük işlere imza atmaları için gerçekleştirilmektedir. Türkiye'deki ihracatçıları temsil eden en yüksek kurum olan TİM'in görevi, Türk yatırımcısının uluslararası rekabet koşullarında rekabet güçlerine katkı yapmak ve Türkiye şirketlerinin küresel oyuncu olmalarına katkıda bulunarak Türkiye ve dünya ticaretine onurlu bir şekilde entegrasyonunu sağlamaktır. Bunun için Türkiye içinde üretime devam edilerek, rekabet yapma ihtimalini yitirmiş mal ve hizmetlerden Mısır'a veya dünyanın herhangi bir yerine yatırım yapılması gerekiyorsa, bunun önünü açmak başta dış ticaretten sorumlu bakanlığımız dahil olmak üzere, TİM'in asli görevidir.''

''ESEFLE KARŞILIYORUZ''

 Satıcı, TİM'in görevinin, ''İstihdam hamaseti'' yaparak rekabet şansını yitirmiş üretim kalemlerinin Türkiye'de kalması için devletten avantaj koparmak olmadığına işaret ederek, ''Bu çerçevede, TİM'in üstlendiği misyon hakkında ileri geri yorumlar yapılmasını ve işe irrasyonel saptamaların karıştırılmasını esefle karşılıyoruz'' ifadesini kullandı.

Dünyanın büyük şirketlerinin üretimlerinin yüzde 90'ına yakınını başka ülkelerde yaptığı, ancak katma değeri kendi ülkelerine transfer ettikleri gerçeğinin ortada durduğunu belirten Satıcı, Mısır'da veya başka bir ülkede yapılacak yatırımdan kazanılacak tüm katma değerin vergi ve servet olarak Türkiye'ye döneceğini bile bile bu konuda yorumlar yapılmasının, en iyimser tahminle, ''Vizyonsuzluk örneği'' olduğunu savundu. Satıcı, konuşmasında ayrıntılı şekilde Mısır'da yatırımcılara sağlanan avantajları da anlattı.

'İHRACATIN ARTMASI, BAZI ÇEVRELERDE HUZURSUZLUK YARATTI''

Satıcı, Türkiye'nin ihracatının son 4 yılda yüzde 137 artmasının bazı çevrelerde huzursuzluk yarattığını ifade ederek, ülkenin ileriye doğru yol alması ve bunun halkla paylaşılmasının bazı kişilere neden bu denli rahatsızlık verdiğini anlamakta zorlandıklarını, ayrıca pozitif bilimlerin temeli olan matematiğin çarpıtılarak, ''Güneşi balçıkla sıvama'' çabalarına da hiç anlam veremediklerini vurguladı.

Rakamların kişiden kişiye değişen, kolayca maniple edilebilir kuralları olmadığını, aksine bunun evrensel ve değişmez olduğunu dile getiren Satıcı, şunları kaydetti: ''Son 4 yılda ne kadar ihracat artışı yaşandığını hesaplamak oldukça basit bir işlemdir. Referans olarak 2002 yılı alındıktan sonra, 2006 yılı sonunda ihracatın ne kadar gerçekleştiği ve bu rakamın 2002'ye göre ne kadar arttığı hesaplandığında ortaya çıkan rakam, son 4 yılın ihracat artış oranıdır. Bu kadar basit ve ortada olan bir hesabın bilinçli olarak başka yönlere çekilmeye çalışılması ve ihracatçıların hesap bilmemekle suçlanması, biz ihracatçılar ailesini derinden üzmüştür.''