Petrol Ofisi CEO'su Mehmet Abbasoğlu, bu yıl 14 milyar dolar ciro hedeflediklerini söyledi: Bunun 1.5 milyar dolarının BP'den gelmesini bekliyoruz
Petrol Ofisi Grup CEO’su Mehmet Abbasoğlu, bu yılı 14 milyar dolar ciroyla kapatmayı öngördüklerini belirterek, “Bu cironun yaklaşık 1.5 milyar dolarının BP’den kaynaklanmasını bekliyoruz” dedi. BP satın almasıyla toplamda 2 bin 700 istasyona ulaştıklarını, kendilerini bir enerji altyapı şirketi olarak konumlandırdıklarını anlatan Abbasoğlu, havacılık ve denizcilik alanında büyümeyi planladıklarını, yatırımlarını sürdüreceklerini vurguladı.

Necla DALAN
Geçer yıl 458 milyar TL’lik ciroya ulaşan Petrol Ofisi Grubu, 1941’den bu yana faaliyette ve Türkiye’nin en büyük beş özel şirketi arasında yer alıyor. VITOL Group’a bağlı olan, 2 bin 700’ü aşkın istasyon, 9 akaryakıt terminali, 18 havaalanı ikmal ünitesi, 1 LPG terminali ve 1,5 milyon metreküplük yakıt depolama kapasitesiyle sektör lideri olan şirket, geçen yıl BP Türkiye’yi bünyesine katarak sektördeki konumunu güçlendirdi.
Bu yılın başında birleşme işlemleri biterken perakende akaryakıt istasyonlarının marka dönüşüm süreci Kasım 2026’ya kadar tamamlanacak.
Muğla’daki yedinci marina istasyonunu Milta Bodrum Marina’da hizmete açan Petrol Ofisi Grup CEO’su Mehmet Abbasoğlu ile buluştuk. Petrol Ofisi’nin Muğla genelinde Milta Bodrum Marina’ya ek olarak, Marmaris’te iki, Bodrum’da iki, Göcek’te de üç marina istasyonu bulunuyor.
Tekrar Mehmet Abbasoğlu ile buluşmamıza dönersek… Abbasoğlu, büyüme planlarından yeni satın almalar yapıp yapmayacaklarına kadar birçok sorumuzu yanıtladı. Özellikle BP operasyonu ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi ve Petrol Ofisi’ni akaryakıt dağıtım şirketinden ziyade bir enerji altyapı grubu olarak konumlandırdıklarını vurguladı.
'JET SKI DEĞİL TANKER YÖNETİYORUZ'
2025 yılı konsolide ciro hedeflerinin 14 milyar dolar olduğunu kaydeden Abbasoğlu, şöyle devam etti:
"Bu cironun yaklaşık 1,5 milyar dolarının BP’den kaynaklanmasını bekliyoruz. 2025 yılı, Petrol Ofisi için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Şirket, BP’nin Türkiye’deki akaryakıt dağıtım ağını ve altyapı varlıklarını devralarak, enerji sektöründe son yılların en büyük dönüşümlerinden birini gerçekleştirdi. BP istasyonlarının Türkiye genelinde yoğun nüfuslu ve merkezi lokasyonlarda bulunması, Petrol Ofisi’ne özellikle büyük şehirlerde kılcallık ve ölçek ekonomisi açısından önemli bir avantaj sağladı. Bu satın alma ile BP’den gelen 770 istasyonla birlikte istasyon ağımız 2 bin 700 adet oldu. Dönüşüm 2026 yılının son çeyreğine kadar tamamlanmış olacak. Satın alma süreci, operasyonel uyum ve finansal entegrasyon açısından bir Harvard vaka çalışması düzeyinde başarılı bir M&A örneği olarak değerlendiriliyor.
Biz kendimizi akaryakıt dağıtım şirketinden ziyade bir enerji altyapı grubu olarak konumluyoruz. Teşbihte hata olmaz, jet-ski değil tanker yönetiyoruz. Biz yolcu değil hancıyız."
'ATAŞ ÖNEMLİ BİR KATMA DEĞER OLDU'
Bu satın almanın bir diğer önemli katma değerinin de ATAŞ rafinerisiyle ilgili olduğunu anlatan Mehmet Abbasoğlu, “ATAŞ’taki BP hisselerinin bize geçmesiyle 1,5 milyon metrekarelik bir alanda kurulu 577 milyon metreküpe yakın depolama kapasitesiyle ülkenin enerji güvenliği ve erişimi açısından önemli bir değere sahip olduk” dedi.
Mehmet Abbasoğlu’na başka şirket satın almalarının gündeme gelip gelmeyeceğini sorduk, şöyle cevapladı:
'VITOL TEMETTÜ ÇEKMİYOR, TÜM GELİR YATIRIM İÇİN KULLANILIYOR'
"Ekosistem dahilinde şirket satın alınması elbette gündeme gelebilir ama başka alanlarda olur. VITOL Petrol Ofisi satın alması 2017’de 1,3 milyar euroluk bir işlemle gerçekleştirildi. Bugüne kadar hiç temettü çekilmedi. Tüm gelir yeni yatırımlar için kullanılıyor. Yılda 2 milyar TL’ye yakın bakım, onarım ve operasyonel iyileştirme yatırımı rutin olarak gerçekleştiriliyor.
Grubun 7-8 yıldır hiç temettü almayıp, yatırıma ağırlık vermesi, BP Türkiye operasyonlarının satın alınması, Türkiye’ye yatırım iştahının sürdüğünü gösteriyor."
DERİNCE’DEKİ MADENİ YAĞ FABRİKASI DÜNYADAKİ EN BÜYÜK 10 ÜRETİM TESİSİNDEN BİRİ
CEO Mehmet Abbasoğlu, Petrol Ofisi’nin Kocaeli Derince’deki madeni yağ fabrikasının yıllık 220 bin tonluk kapasitesi ve 8 bin ton depolama alanıyla dünyanın en büyük 10 üretim tesisinden biri olduğunu söyledi. Abbasoğlu, şunları kaydetti:
"Derince tesislerinde yer alan ve 4 kıtada 33 ülkeye ihraç edilen teknolojilerin geliştirildiği Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi POTEM, Ar-Ge merkezi olarak onaylandı. Yaklaşık 30 milyon dolarlık yeni yatırımla kapasite artırıldı; Türkiye’nin yıllık 500 bin tonluk ihtiyacının neredeyse yarısı tek başına karşılanabilir hale geldi.
Yapılan ihracatla yılda ortalama 50 milyon dolar döviz girdisi sağlanıyor. Chevron gibi global markalara üretim yapılıyor. Kia Rusya, Petrol Ofisi Madeni Yağları son tüketiciler için ilk dolum ve takibi madeni yağ tedarikçisi olarak belirledi."
YAT İKMALİNİN YÜZDE 40’I BODRUM BÖLGESİNDEN KARŞILANIYOR
Mehmet Abbasoğlu, Bodrum’un stratejik önemini ise şöyle anlattı:
"Türkiye’deki yat bağlama kapasitesi ve ikmalinin yaklaşık yüzde 40’ı Bodrum bölgesinde karşılanıyor. Türkiye’de yat ve tekne sektörünün büyüklüğü 2 milyar dolarlık hacme sahip, yıllık büyüme kapasitesi yüzde 20. Yat turizminin turizm gelirlerin içindeki payı yüzde 25’in üzerinde.
Petrol Ofisi’nin Türkiye genelinde 16 marina istasyonu bulunuyor; bunların 7’si Muğla’da. Bodrum bölgesinde Petrol Ofisi’nin denizcilik satışlarında pazar payı yüzde 50 civarında.
EPDK’nın 2024 verilerine göre PO/Marine, yaklaşık 1 milyon tonluk satış hacmi ile transit pazarda yüzde 33, yurtiçi denizcilik yakıtları pazarında yüzde 49,8 ve toplam denizcilik pazarında yüzde 36,1 paya ulaştı.
Her yıl iç pazarda 30 binden, transit pazarda 3 binden, madeni yağ tarafında ise 2 bin 500’den fazla gemiye ikmal gerçekleştiriyor.
2024 yılında Singapur’da gerçekleştirilen 300 tonluk ilk biyoyakıt (B24) ikmali ile Türkiye merkezli ilk uluslararası biyoyakıt satışını yaptı."
'HAVACILIK VE DENİZCİLİK AYDINLIK YÜZÜMÜZ'
Mehmet Abbasoğlu, Petrol Ofisi’nin 18 havaalanındaki ikmal üniteleriyle yılda çeyrek milyon uçağa yakıt ikmali yaptığını anlattı ve şöyle devam etti:
"Antalya Havalimanı’nda POTAS iştirakimizle yer alıyoruz. Antalya Havalimanı 82 milyonluk yolcu kapasitesiyle dünyanın en yoğun ilk 10 havalimanından biri. Ortağımız ATS Antalya Akaryakıt öncülüğünde bu çok önemli projeye katkı sağlıyor, toplam 85 bin metreküplük 5 yeni akaryakıt tankı ile birlikte yeni Antalya Havalimanı’nın gücüne güç katıyoruz. Şimdi benzer bir projeyi yeni bir iştirakle Sabiha Gökçen Havalimanı’nda da hayata geçirmek üzereyiz."
HIZLI ŞARJ ÜNİTELERİNE 1 MİLYAR TL YATIRIM
Mehmet Abbasoğlu, BP Türkiye operasyonlarının devralınmasının ardından şehirler arası yollar ve büyükşehir merkezlerinde 180–350 kW hızlı şarj ünitelerinin kurulumu önceliklendirildiğini de belirtti. Abbasoğlu, "Borusan EnBW işbirliğiyle 1 milyar TL yatırım kapsamında istasyonlara yüksek hızlı şarj altyapısı entegre ediliyor. Her bir şarj noktası, yaklaşık 4 bin 500 ton karbon salımını engelleyecek" diye konuştu.
SEKTÖRDE 1.000 İSTASYON KAPANDI, SON TÜKETİCİYE AKARYAKIT DEĞİL İSTASYON SATILIYOR
Mehmet Abbasoğlu’nun verdiği bilgiye göre geçtiğimiz yıl sektör genelinde 14 bin olan istasyon sayısı 13 bine düştü; yani 1.000 istasyon kapanarak sektörden çıktı.
Abbasoğlu, akaryakıt dağıtım şirketleri, son tüketiciye dağıtım tarafında artık yakıt değil istasyon sattığını vurguladı. Abbasoğlu, "Özellikle şehirlerarası yollarda marketlerde ciddi cirolar elde ediliyor" dedi.
TÜRKİYE AVRUPA’NIN EN UCUZ ÜÇ ÜLKESİNDEN BİRİ
Abbasoğlu, Türkiye’nin akaryakıt ve denizcilik yakıtlarında Avrupa’nın en ucuz ilk 3 ülkesinden biri olduğuna dikkat çekti ve şöyle devam etti:
"Bu yıl yayımlanan raporların bazılarında ilk sıraya oturdu. Petrol fiyatlarının 70 doları geçmesi şaşırtacaktır. Bölge hareketli ama 70 dolar bandını aşmamasını öngörüyoruz. Petrolün fiyatı rafineri karlılığını etkiler ancak bizim fiyatlarımızı etkilemez, çünkü regüle bir pazarda faaliyet gösteriyoruz."
patronlardunyasi.com