Ömer Koç’un da mezun olduğu Le Rosey krallar ve milyarderlerin okulu
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Vakko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Allan Hakko, Profilo Holding Yönetim Kurulu Üyesi Melda Kosif Kamhi ile Fiba Holding Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin’in çocukları Lal ve Ege Özyeğin’in mezunları arasında yer aldığı İsviçre merkezli Le Rosey, yıllık yaklaşık 150 bin sterlini bulan eğitim ücreti, yaz ve kış için iki ayrı kampüste sunduğu eğitim modeli ve küresel elitler ağıyla dünyanın en pahalı ve en ayrıcalıklı okulları arasında ilk sırada gösteriliyor.
İspanya Kralı Juan Carlos, Mısır Kralı II. Fuad ve Belçika Kralı II. Albert gibi isimlerin mezunları arasında yer alması nedeniyle bu okula haklı olarak “Krallar Okulu” lakabı veriliyor. Mezunlar listesinde Winston Churchill’in torunu Winston Spencer Churchill, Prenses Diana’nın talihsiz sevgilisi Dodi Al Fayed ile Rothschild ve Rockefeller aileleri de dâhil olmak üzere dünyanın en zengin hanedanlarının üyeleri bulunuyor.
1880 yılında kurulan İsviçre’deki Le Rosey, dünyanın en pahalı ve en seçkin özel okulu olarak anılıyor. Burada aileler, çocuklarının prensler, şahlar ve genç milyarderlerle birlikte eğitim alması için yıllık yaklaşık 150 bin sterlin ödüyor.
Institut Le Rosey Gstaad kış kampüsünün genel görünümü
ETON VE HARROW’DAN DAHA MI DEĞERLİ?
Eton ve Harrow gibi köklü İngiliz okullarının iki katından fazla ücrete sahip olan Le Rosey, sunduğu imkânlarla dikkat çekiyor. Okulda 39 milyon sterlinlik, bin kişilik bir konser salonu, 38 metrelik özel bir yat, beş öğrenciye bir öğretmen düşen eğitim sistemi bulunuyor.
Le Rosey’i benzersiz kılan özelliklerden biri, biri yaz diğeri kış dönemi için kullanılan iki ayrı kampüse sahip olması. Yaz aylarında öğrenciler, Rolle kentindeki 14. yüzyıldan kalma Château du Rosey malikanesinde kalıyor. Noel tatilinin ardından ise Mart ayına kadar Gstaad’daki kayak merkezinde bulunan dağ evlerine taşınıyorlar.
İsviçre'nin Rolle kentindeki Le Rosey'de bulunan Carnal Hall Oditoryumu
İKİ KAMPÜS, İKİ AYRI DÜNYA
Kayak ve yelken sporundan yogaya, sanal gerçeklik film yapımından gastronomiye kadar uzanan ders dışı etkinlikler, Le Rosey’deki yaşamı sıradan bir devlet okulundan tamamen farklı kılıyor.
Ana kampüs, Cenevre ile Lozan arasında yer alan 28 hektarlık geniş bir arazi üzerinde bulunuyor. Asırlık ağaçların çevrelediği bu alanda spor sahaları, yatakhaneler ve eğitim binaları yer alıyor. Cenevre Gölü kıyısındaki kampüste spa, sauna ve hamam içeren bir su sporları merkezi, 30 atlık özel binicilik ahırları ile kapalı ve açık yüzme havuzları da mevcut.
Le Rosey'nin ana kampüsü, Cenevre ve Lozan arasında, 28 hektarlık bir arazi üzerinde yer almaktadır
ÜNLÜ AİLELER VE BİTMEYEN KRALİYET LİSTESİ
Radziwill ve Metternich aileleri Le Rosey’de eğitim gördü; Sir Roger Moore ve Elizabeth Taylor çocuklarını bu okula gönderdi. John Lennon da oğlu Sean’ı Le Rosey’e kaydettiren isimler arasında yer aldı. Mezunlar arasında İran Şahı, Prens Rainier, Kent Dükü ve Aga Han gibi çok sayıda kraliyet mensubu bulunuyor.
MİLLİYET KOTASI VE ÇOK DİLLİ EĞİTİM
Okulun en dikkat çeken uygulamalarından biri, her milliyetten öğrenci sayısının yüzde 10 ile sınırlandırılması. Amaç, kültürler ve diller arasında canlı bir denge oluşturmak.
Forbes yazarı Cécilia Pelloux, 2018’de kampüsü ziyaret ettiğinde öğrencilerin aynı anda İspanyolca, Arapça ve Fransızca konuşabildiğini ve bunun farklı arkadaş gruplarıyla yapılan sohbetlerden kaynaklandığını aktardı.
70 ülkeden 460 öğrencinin bulunduğu okulda, kütüphanede 20’den fazla dilde kitap yer alıyor. Öğrencilerden en az iki dil bilmeleri beklenirken, Dzongkha veya Svahili gibi diller dâhil olmak üzere aynı anda dört lehçeye kadar eğitim alabiliyorlar.
Le Rosey Enstitüsü'nde ziyaret günü, 1957
EN İYİ ÜNİVERSİTELERE GİDEN YOL
Le Rosey, mezunlarının yaklaşık yüzde 30’unun Ivy League üniversiteleri, MIT ve Oxbridge gibi dünyanın en iyi 25 üniversitesi arasında yer alan kurumlara kabul edildiğini belirtiyor.
İran Veliaht Prensi Muhammed Rıza Pehlevi (1919-1980, ayakta, soldan ikinci), yaklaşık 1935 yılında İsviçre'nin Rolle kentindeki yatılı okulu Institut Le Rosey'de spor kıyafetleriyle
LE ROSEY’DE TİPİK BİR GÜN
İsviçre’nin en eski uluslararası okulunda disiplin ön planda. Hafta içi kampüs içinde ya da dışında alkol kesinlikle yasak. Yatma saatleri yaşa göre 20.45 ile 23.30 arasında değişiyor. Karşı cinsten biriyle “katta” yakalanmak ve “aşırı sevgi gösterileri” disiplin suçu sayılıyor.
Öğrenciler sabah 07.00’de uyanıyor, ardından sınıf arkadaşlarıyla birlikte açık büfe kahvaltı yapıyor. Saat 08.00–12.00 arasında altı ders işleniyor; bu sürede geleneksel sıcak İsviçre çikolatası eşliğinde kısa bir mola da veriliyor.
Öğle yemeğinin ardından dersler saat 15.30’a kadar devam ediyor. Gün, saat 16.00 ile 19.00 arasında spor ve sanat etkinlikleriyle sürüyor.
SANAT, MÜZİK VE “UZAY GEMİSİ”
Paul & Henri Carnal Salonu, okulun sanat ve öğrenim merkezi konumunda. Üç orkestra, iki koro, üç tiyatro grubu, fotoğraf atölyeleri ile dans, sanat ve gastronomi alanlarında çok sayıda imkân sunuluyor.
2014’te inşa edilen ve Bernard Tschumi tarafından tasarlanan fütüristik yapı, paslanmaz çelikten kubbemsi formu nedeniyle kampüste “uzay gemisi” olarak anılıyor. Rosey Konser Salonu ise Berlin ve Saint Petersburg Filarmoni Orkestraları ile Hélène Grimaud ve Maxim Vengerov gibi dünyaca ünlü sanatçıları ağırladı.
Öğrencilerin yüzde 60’ından fazlası bir enstrüman çalıyor ya da şarkı söylüyor. Okulda 28 müzik öğretmeni bulunuyor ve haftada 320’den fazla müzik dersi veriliyor.
18 Temmuz 1953: Kent Dükü Edward George (sağda) ve arkadaşları, Cenevre'deki Le Rosey erkek okulundaki son dönemlerinin bitişini yerel bir kafeyi ziyaret ederek kutluyorlar
SPORUN MERKEZİNDE BİR OKUL
Le Rosey her yıl 25’ten fazla spor dalı sunuyor. Futbol ve ragbi sahaları, atletizm pisti, basketbol ve plaj voleybolu alanları, tenis kortları, iki fitness salonu ve bir atış poligonu kampüste yer alıyor.
Kürek sporu, okulun köklü geleneklerinden biri. Bu alandaki başarılar 1951’de Aga Khan IV’ün İsviçre şampiyonluğu ile başladı. Okul, 1948’de buz hokeyinde de şampiyonluk yaşadı.
RESMÎ AKŞAM YEMEKLERİ VE KURALLAR
Saat 19.30’daki akşam yemeği resmî bir tören niteliği taşıyor. Erkek öğrenciler lacivert ceket, gömlek ve okul kravatı; kız öğrenciler ise lacivert ceket ve beyaz elbise giymek zorunda.
Öğrenciler, dönem boyunca değişmeyen ve kişisel peçeteleriyle işaretlenmiş koltuklarda oturuyor. Altı ila sekiz öğrenci, bir ya da iki öğretmenle birlikte yemek yiyor. Masada sırayla servis yapılıyor ve bir yetişkin geldiğinde öğrenciler ayağa kalkıyor.
Le Rosey'de son teknoloji spor tesisleri
GECE DE BİTMEYEN EĞİTİM
Akşam yemeğinden sonra ödev çalışmaları, kültürel geziler ve Model Birleşmiş Milletler gibi etkinlikler devam ediyor. Dersler Fransızca ve İngilizce olarak, “à la carte iki dillilik” sistemiyle veriliyor. Tüm öğrenciler Uluslararası Bakalorya (IB) ya da Fransız bakaloryası sınavlarına giriyor.
Okula yalnızca üniversiteye girmesi beklenen öğrenciler kabul ediliyor ve başvuranların sadece beşte biri bu ayrıcalığı elde edebiliyor.
AŞIRI ZENGİNLİK TARTIŞMASI
Okul, kültürel ve akademik başarılarıyla övünse de öğrenci profilindeki aşırı zenginlik dikkat çekiyor. Daha önce yurt müdür yardımcısı olarak görev yapan Annabel, Telegraph’a verdiği demeçte, bir Rus öğrencinin ailesiyle helikopterle futbol sahasına inişini gördüğünde şaşırdığını söyledi.
Buna karşın okul yönetimi, paranın öğrenciler arasında sorun yarattığı iddialarını reddediyor. Eski müdür Michael Gray, Times’a yaptığı açıklamada, “Kimse ‘Ben senden daha zenginim’ demiyor” ifadelerini kullandı.
ÖMÜR BOYU SÜREN MEZUN AĞI
Le Rosey’den mezun olmak, aynı zamanda küresel bir elitler ağına katılmak anlamına geliyor. Anciens Roséens adlı mezunlar programı, tamamen gizli bir rehber aracılığıyla eski öğrencileri bir araya getiriyor; kariyer fırsatları ve tatil imkânları bu ağ üzerinden paylaşılıyor.
GSTAAD’DA ÜÇ AY: KAYAK AKADEMİSİ
Ocak–Mart ayları arasında öğrenciler, İsviçre Alpleri’ndeki Gstaad kampüsüne taşınıyor. Dersler öğle saatlerine kadar sürerken, öğleden sonra kayak pistlerinde antrenman yapılıyor. Bir mezunun ifadesiyle, “Sekiz yaşından 18 yaşına kadar yılda üç ay kayak yaparsanız, neredeyse bir Olimpiyat sporcusu oluyorsunuz.”
NORMAL ÇOCUKLAR OLMA İDDİASI
Okul sözcüsü Felipe Laurent’e göre Le Rosey pahalı bir kurum olsa da amaç, öğrencilerin “normal çocuklar” olarak kalması. Laurent, öğrencilerin lüks arabalar yerine kalp kırıklıklarını ve arkadaşlıklarını konuştuğunu vurguluyor.
YÜZDE 1’LİK BİR HAYATA HAZIRLIK
Le Rosey, öğrencilerine insani yardım projeleri ve gönüllülük çalışmaları sunsa da, nihayetinde onları dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesimine ait bir yaşama hazırladığı gerçeğiyle öne çıkıyor.
TÜRKİYE’NİN ÖNDE GELEN İSİMLERİNİN ORTAK NOKTASI
İsviçre’de faaliyet gösteren ve “Krallar Okulu” olarak anılan Le Rosey, Türkiye’nin iş dünyasında öne çıkan birçok ismin de tercih ettiği bir eğitim kurumu olarak dikkat çekiyor. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç’un yanı sıra Vakko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Allan Hakko, Profilo Holding Yönetim Kurulu Üyesi Melda Kosif Kamhi ve Fiba Holding Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin’in çocukları Lal ve Ege Özyeğin de bu okulun mezunları arasında yer alıyor.
Dünyanın en pahalı özel okulu olarak bilinen Le Rosey, sunduğu iki kampüslü eğitim modeli, çok dilli akademik yapısı ve küresel elitler ağıyla yalnızca bir okul değil, aynı zamanda uluslararası ölçekte güçlü bir sosyal ve profesyonel çevrenin kapısını aralıyor.
patronlardunyasi.com
İLGİLİ HABER
