Namıdiğer Salt Bae yani Nusret Gökçe, spor etkinlikleri ve kazanılmamış VIP erişimi söz konusu olduğunda seri bir suçlu mu?
Bugün mevzumuz etin patronu, namıdiğer Salt Bae, Nusret Gökçe... O, Türkiye'nin dünyaya ihraç ettiği bir marka. Her pozu bir olay, her paylaşımı bir viral. Son olarak ise Şampiyonlar ligi after partisi ile gündeme geldi. Peki, ne kadar viral olursanız olun, erişim her zaman alakart mıdır?" Ve bir diğer soru, Salt Bae, spor etkinlikleri ve kazanılmamış VIP erişimi söz konusu olduğunda seri bir suçlu mu?

Toygun ATİLLA
NUSRET'İ KONUŞURKEN DUYDUM
Dün telefonla konuşmamızdan öncesine kadar Nusret Gökçe'nin sesini hiç duymamıştım, benim için o sadece tuzlama hareketi yapan, sonrasında Dünya Şampiyonası'nda Messi'nin peşinde koşan, kupa seremonilerinde yer alan, ünlülerle poz veren bir kişiydi.
Sizleri temin edebilirim ki, Nusret Gökçe konuşuyor. Hatta şöyle diyeyim, karşısındaki insanı ikna edebilecek ölçüde fena da konuşmuyor.
Mevzu, Şampiyonlar ligi final maçından sonra kendisinin oteldeki partiye alınmadığına yönelik iddiaydı.
Dün hem Patronlar Dünyası'nda hem de kendi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada okudunuz, "Bu bir itibar suikastı. Kovulma olayı yok, gerçek değil" dedi.
Bir videodan hareketle, önü arkası belli olmayan bir görüntü ile "Nusret Şampiyonlar Ligi partisinden kovuldu" haberleri sosyal medyada yayıldı, Patronlar Dünyası'da dahil olmak üzere birçok ciddi yayın organında bu haber yayınlandı.
NUSRET YERDEN GÖĞE KADAR HAKLI
Önce çuvaldızı kendimize batıralım.
Bence Nusret Gökçe bu isyanında haklıydı. Önü arkası bilinmeyen bir görüntü, kendisine bu konu hakkında tek bir soru dahi sorulmadan yayınlanmıştı.
Bunun adı "gazetecilik" değil.
Maalesef, yeni nesil gazeteciliğin en büyük sorunlarından biri. Hızlı haber vermek adına, "sosyal medyada dolaşıma giren" bir fotoğrafı, bir videoyu sorgulamadan olayın kahramanlarına sormadan haber yayınlamak.
Bu maalesef ciddi bir sorun.
Nusret Gökçe'de buradaki isyanında yerden göğe kadar haklı.
ŞENKAYALI HEMŞEHRİM
Nusret Gökçe, Erzurum Şenkayalı...
Her ne kadar ben sektörde Karslı olarak bilinsem de (doğum yerim) rahmetli babam da Şenkayalı...
O yüzden Nusret Gökçe'yi böyle bir hemşehrilik bağımdan dolayı geçmişten beri takip eder, izlerim.
Ancak ilk defa dün telefonda tanıştık.
Nusret Gökçe hep gündemde hep popüler. Ancak kendisini seven kadar sevmeyen de çok.
Bunu nereden biliyoruz. Sosyal medya hesaplarından kendisine yöneltilen eleştirilerden, paylaşımlardan vs...
NUSRET NEDEN SEVİLİYOR, NEDEN SEVİLMİYOR?
Dün telefonu kapattıktan sonra Nusret Gökçe'yi insanlar neden seviyor ve neden sevmiyor diye biraz kafa yordum, çalıştım.
SAYGI DUYULAN ÇALIŞKANLIK
Nusret Gökçe'yi sevenlerin ortak noktası, "çalışkanlığı"... Aslında bu sevmenin de ötesinde insanların kendisine "saygı" duymasına yol açan bir özelliği.
Nusret Gökçe'yi tanıyan herkesin bana ilk söylediği cümle onun "çalışkanlığı" oldu.
İkinci nokta ise, sıfırdan zirveye çıkması da övgüye değerdi. Gerçek bir başarı öyküsünün kahramanıydı.
Onu tanıyan insanlara göre, bir diğer özelliği ise geldiği noktayı unutmamış olması geçmişte tanıdığı insanlara karşı hep aynı nezaket ve saygı içinde davranıyor olmasıydı.
Benim konuştuğum insanların Nusret Gökçe ile ilgili verdiği cevaplar bu konuda ortaktı.
SOSYAL MEDYA ALGISI, SAMİMİYET SORUNU
Nusret Gökçe'den hoşlanmayan insanların büyük çoğunluğunu ise onu tanımayan ve medyada tanınan özellikleri ile görenlerden oluşuyor.
Nusret Gökçe için yaratılan bilinçli imaj mıdır yoksa kendiliğinden oluşan bir durum mudur bilmiyorum.
Ama bunda hiç konuşmayan ve sürekli poz veren Nusret Gökçe imajının da bir etkisi var.
Her ne kadar kendisi bir röportajında "Ben konuşmam, yaptığım etler konuşur" dese de...
Sürekli ünlülerle poz veren, VIP etkinliklerde gözüken Nusret Gökçe karakteri uzaktan çok gerçekmiş gibi gözükmüyor.
Bu gerçek dışılık algısı da, yapılan her hareketin, verilen her pozun, katıldığı her etkinliğin bir amaca yönelik reklama dönük faaliyetler olduğu algısı doğuruyor. Bu da hali ile samimiyet sorununu beraberinde getiriyor.
ÖNCE DÜNYA KUPASI SONRA AFTER PARTY SIRADA NE VAR?
Özellikle Katar'daki Dünya Şampiyonası sonrasında kupa seremonisindeki tavrı, bir "görgü" problemini de beraberinde getirmiş olmalı.
Gulf News haber sitesinde eğlence editörü Manjusha Radhakrishnan'ın dün bu konu ile yazdığı makalesindeki şu sözleri de bu konuya katkısı için anlamlı:
"İddia ediyoruz: Salt Bae, spor etkinlikleri ve kazanılmamış VIP erişimi söz konusu olduğunda seri bir suçludur. Önce Dünya Kupası, şimdi Şampiyonlar Ligi after party, Sırada ne var: Olimpiyat podyumuna ay yürüyüşü mü?
VİRAL OLABİLİRSİNİZ AMA ERİŞİM HER ZAMAN ALAKART DEĞİLDİR
Belki de Nusret'in altın biftek bıçaklarını görgü kuralları konusunda kısa bir kursla değiştirmesinin zamanı gelmiştir. Çünkü ne kadar viral olursanız olun, erişim her zaman alakart değildir"
Nusret Gökçe, "yalan, yanlış haberlerin" yayınlanması konusunda son derece haklı. Ancak kendi davranışlarını da gözden geçirmesi gerekmiyor mu?
Uluslararası bir Türk markası haline gelen Salt Bae'nin bence de bu anlamda ciddi bir dönüşüme ihtiyacı var.
Onun için meslektaşım Manjusha Radhakrishnan'ın şu değerlendirmesini tekrar ederek yazıya noktayı koyuyorum:
"Belki de Nusret'in altın biftek bıçaklarını görgü kuralları konusunda kısa bir kursla değiştirmesinin zamanı gelmiştir. Çünkü ne kadar viral olursanız olun, erişim her zaman alakart değildir"
patronlardunyasi.com
İLGİLİ HABER