Latmos’a dokunma
Maden aramalarının yapıldığı Latmos Dağı’ndaki Çavdar köyünde, geçen günlerde linyit madenciliği için acele kamulaştırma kararı alınması tepki çekti. Yerli halk "Yaşam alanlarımız yok ediliyor, kabul edilemez” dedi.

BirGün’den Sibel Bahçetepe’nin haberine göre, Aydın’ın Söke ilçesinde 8 bin yıllık tarihi geçmiş olan Latmos Dağları'ndaki (Beşparmak) Çavdar Mahallesi sınırlarında kalan 19 parsel için acele kamulaştırma kararı verilmesine tepki gösteren yaşam savunucuları ve bölge halkı "Bu karar ekoloji, tarım ve çevre sağlığına zararlı kararlardır. Bu kararlardan vazgeçilmeli" diye konuştu.
BÖLGENİN TARİHİNE ZARAR VERİYOR
Yatağan Termik Santrali'ne kömür temini için Çavdar ile Mersinbelen köyleri arasındaki linyit yataklarının bulunduğu alanda yer alan 19 parsel arazi için 18 Ağustos günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla kamulaştırma kararı alındı. Latmos'un yanı başında yer alan ve giderek artan maden ocaklarının bölgenin tarihine, kültürüne ve jeolojik yapısına zarar verdiği belirtildi.
‘KARAR KABUL EDİLEMEZ’
Karara tepki gösteren Aydın Çevre Mücadelesi (AYÇEM) Sözcüsü Dr. Metin Aydın, "Latmos Dağı'nda daha önce madencilik ile birkaç kez girişimler oldu. Hatta oradaki köylüler ve çevre dernekleri davalar açtı. Ama maalesef Türkiye'nin pek çok yerinde olduğu gibi Latmos'da da kamulaştırma şeklinde bir karar çıktı" dedi. Bu kararın kabul edilemez olduğunu vurgulayan Aydın "Latmos Dağı ve çevresinin hem kültürel hem doğal güzellikleri hem de dünyada eşi benzeri olmayan bir jeolojik ve tarihi bir yapısı var. UNESCO’nun koruma altına alması gereken bir yer. Kaya resimleri, manastırlar, yerleşim yerleri olan bu bölge için yıllardır mücadele ediyoruz” diye konuştu. Aydın, özetle şunları söyledi:
“Tarihi ve kültürel dokulara bakılmadan madenler açılıyor. Oradaki doku olduğu gibi ortadan kaldırılıyor ve ortalık toz duman. Sağlık dokusu olarak baktığınızda Kisir Köyü üzerinde yine Latmos dediğimiz bölgede uranyum madenleri var. Yani radyoaktif özellikleri olan madenler de var. Siz oradaki dokuyu ortadan kaldırdığınızda, yeraltındaki tüm radyoaktif maddeler, tüm kirleticiler de ortaya çıkar. Ağır metaller yeraltı ve yerüstü sularıyla Latmos Dağı’nın dibindeki yerleşim yerlerine gidiyor ve o bölgede ciddi zehirlenmeler yaşanıyor, kanser vakaları ortaya çıkmasına sebep oluyor. Oradaki Kisir Köyü, Nalbantlar Ovası’ndaki bütün yerleşim yerlerinde ciddi anlamda kanser vakalarında artışa neden oluyor. O nedenle Latmos Dağı’nda madenciliğe izin verilmemeli. Daha önce açılan ve kazanılan davalarda, bilirkişilerin kararlarında madenciliğin yapılmamasına ilişkin kararlar var. Acele kamulaştırma kararını kabul etmiyoruz. Verilen kararlar maalesef kamu sağlığı, ekolojik denge yararı güdülmeden veriliyor. Biz orada yaşayanlar, çevre mücadelesi verenler ve Aydın halkı olarak bu karardan kesinlikle vazgeçilmesini istiyoruz."
‘SULARIN AZALMASI SIKINTI AMA KİRLENMESİ DAHA BÜYÜK SIKINTI’
Kuşadası’na içme suyu temini için yapımı devam eden Çalışlı Barajına akan Sarıçay’ının da kirleneceğini anlatan Aydın “Barajlardaki suların azalması sıkıntı ama kirlenmesi daha büyük sıkıntı. İçme ve sulama sularında ciddi kirlilik de olacak. Latmos Dağı’ndaki maden ocakları çok arttı, verilen kamulaştırma kararıyla daha da artacak. Bu sular tamamen kanser odağı olacak. Maelesef o kadar vahşi bir saldırı altındayız ki bölgemizde jeotermal, rüzgâr enerjisi santralı ve maden ocağı saldırısı var. Tarım bölgesi tamamen enerji üssü haline getirilmeye çalışılıyor. Ekoloji, doğal, tarım, çevre, sağlık gözetilmeden sadece enerji amaçlı yapılan bu kararları kabul etmiyoruz” değerlendirmesini yaptı.
ZİRVE DE TEHLİKE ALTINDA
Latmos Platformu ise sosyal medyadan özetle şu açıklamayı yaptı: "Ne yazık ki Latmos'un zirveleri de tehlike altında. Alman Enercon şirketi, Latmos'un zirvelerinde 3000 hektarlık alanı aşan bir alanda 30 türbinden oluşan devasa bir Rüzgâr Enerji Santrali kurmayı planlıyor. Rantın yeni adı 'yenilenebilir ve temiz enerji'."
patronlardunyasi.com