Kuşaktan Kuşağa temalı Adana Lezzet Festivali binlerce misafir ağırladı, şehir UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na da aday
Türkiye’nin ilk ve tek karnaval yapılan şehri Adana’da, Adana Lezzet Festivali bu yıl da dünyanın dört bir yanından misafirlerini ağırladı. Adana’nın zengin mutfak mirası, onu UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na en güçlü adaylardan biri yapıyor. Kentin bu unvana olan inancı çok yüksek.

Elif Yıldız HARMANKAYA
Üzerine senaryolar, destanlar yazılmış, filmler çekilmiş bir şehir ve insanları…
Burası, Yaşar Kemal’in kelimeleri, Orhan Kemal’in işçileri, Yılmaz Güney’in kamerası, Şener Şen’in gülüşü ve Abidin Dino’nun fırçası ile resmedilmiş bir coğrafya.
Müslüm Gürses’in feryadı, Ferdi Tayfur’un hüzünlü notaları hep bu sıcağın içinde demlenmiştir.
Cömert, yemeyi de yedirmeyi de seven; sıcağıyla, sesiyle, neşesiyle hayatın tam ortasında duran çok renkli bir şehir: Adana.
Türkiye’nin ilk ve tek karnaval yapılan şehri burası.
KUŞAKTAN KUŞAĞA
2017 yılından bu yana dokuzuncusu düzenlenen Adana Lezzet Festivali’nin bu yılki teması “Kuşaktan Kuşağa” idi.
Büyük bir titizlikle hazırlanan festivalde lezzetler yine zirvedeydi.
LEZZET ZİRVEDE
Bu yılki festivalde meydanlarda o alışıldık taşkın sevinç yoktu.
Lezzet aynıydı, yine şahaneydi…
House of Kamer’in şıklığından Ciğerci Mehmet’e, Rıza Börek’ten Levent Börek’e ve Onbaşılar Kebap’tan Kazım Büfe’ye kadar tüm ustalar kaliteyi koruyordu.
İştah Kebap bu sene en çok konuşulandı. Tatlılarda Gönül Kardeşler taş kadayıfı ve Ağaç Altı tatlıcısında Adana burması damakları şenlendiriyordu. Yağlar Kasap’ta yediğimiz mangalda içli köfte ise unutulmazdı.
Ama bu yıl şehirde sanki kimse kimseyle konuşmadan, herkesin içinde aynı ortak hüzün dolaşıyordu.Halkın sevgisini siyaset üstü bir noktaya taşımış Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar yoktu festivalde.
Onun yokluğu, sanki Adana’nın coşkusunu da sofra başından kaldırmış gibiydi.
LOKOMOTİF: UNESCO VE DÖRT MEVSİM STRATEJİSİ
Festival alanında sohbet ettiğimiz Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, kentin geleceğini tek bir cümleyle özetledi:
“Deniz turizmini Antalya ve Muğla’ya bırakmak lazım. Bizim lokomotifimiz lezzet ve gastronomi olacak. Adana’nın öne çıkan şöhreti budur.”
Vali Köşger, Adana’nın turizm stratejisini UNESCO’dan aldığı güçle bölgesel bir vizyona taşıyordu:
“Adana, Antakya, Gaziantep ekseninde bir gastronomi destinasyonu oluşturalım. Deniz turizmi dört beş ay sürerken, gastronomi turizmi dört mevsimdir.”
UNESCO YOLUNDA KRİTİK EŞİK
Adana’nın zengin mutfak mirası, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na en güçlü adaylardan biri yapıyor.
Kentin bu unvana olan inancı çok yüksek.
Ön başvuruları ve diplomatik süreçleri tamamlanan Adana için nihai karar bu ay sonu (Ekim/Kasım) gerçekleşecek.
Kararın açıklanacağı uluslararası toplantının Özbekistan’da, Taşkent veya Semerkant’ta yapılması bekleniyor.
Yaşar Kemal’in coğrafyasından gelen bu gastronomi unvanıyla, Adana küresel tanınırlığını kalıcı hale getirmeye sadece günler uzaklıkta.
Bu unvan, Adana için sadece bir onur değil; gastronomi turizmini 365 güne yayarak on iki ay süren Portakal Çiçeği Karnavalı coşkusunu yaşama hayalinin stratejik temeli.
BU KÖZ HİÇ SÖNMEZ
Bu yıl Adana Lezzet Festivali’nde bir yokluk vardı, evet. Başkan Zeydan Karalar'ın yokluğu hissediliyordu ama Çukurova’nın bereketi yalnız toprağa değil, insana da işlemiş bir yer.
Adana’nın ruhu, en lezzetli direnişini sofrasında kurar.
Yine geleceğim, yine yiyip içip eğleneceğiz.
Çünkü ağzımızın tadı tuzunun geleceği güzel günlere bağlıdır.
Ve bu şehir, UNESCO mührüyle birlikte tüm yıl boyunca karnaval gibi geçecek bir geleceğe inanıyor ve hak ediyor.
patronlardunyasi.com