Krediler patlayınca bankada para kalmadı
Konut kredilerinin patlaması bankalarda YTL sıkışıklığına yol açtı. Toplam para arzının yüzde 60'ına ulaşan krediler, faizlerin düşmesinin önündeki en büyük engel oldu.

Faizlerin düşmesi ile birlikte geçen yıl taşıt, bu yıl da konut kredilerinde yaşanan patlama, finansal piyasalarda likidite sıkışıklığını da beraberinde getirdi. Daha önce kredi piyasasında olmayan vatandaşın hem kredi kartları hem de konut kredileriyle piyasaya girmesi bankacılık sisteminden 23 Eylül itibariyle 39.1 milyar YTL çekilmesine neden oldu. Geçen yıl aynı dönemde bu rakam 22.4 milyar YTL idi. Vatandaşların kullandığı tüketici kredileri 8.6 milyar YTL'si konut olmak üzere 23.5 milyar YTL'ye ulaştı. Kredi kartlarının kullanım miktarı ise yine Merkez Bankası 23 Eylül verilerine göre 15.6 milyar YTL. Veriler, bireysel krediler ve kredi kartları toplamı YTL kredileri içinde yüzde 15 iken yüzde 37'ye çıktığını gösteriyor. Aynı zamanda YTL kredilerin oranı, dolaşımdaki para ile vadeli-vadesiz mevduatı ile toplam repo miktarını kapsayan Merkez Bankası'nın geniş anlamdaki para arzı olan M2R'nin yüzde 60'ı düzeyine çıktı. Oran 2003 başında yüzde 25 civarındaydı.
MEVDUAT FAİZİ HALEN YÜZDE 18
YTL yokluğunun bir başka göstergesi ise mevduat faizlerinin hâlâ ortalama olarak yüzde 18 civarında seyretmesi... Bankalar gelecekte faizlerin düşeceği ve bu işlemden para kazanacakları beklentisiyle bu rakamın çok altında, yüzde 1.20 ile yani yıllık bileşik yüzde 15.40 ile kredi vermeye devam ediyor. Bu nedenle mevduatlar yılbaşından bu yana yüzde 23.7 artarken tüketici kredisi ve kredi kartlarındaki artışın yüzde 45.1'e ulaşmasına neden oldu. Bir başka ifadeyle bankalar kredi vermek için kaynak ihtiyacını mevduat faizlerini yükselterek sağlıyor.
MERKEZ BANKASI MÜDAHALE ETTİ
Diğer taraftan Merkez Bankası'nın açık piyasa işlemleri (APİ) yoluyla günlük olarak çektiği miktar da haziranda 6.9 milyar YTL'den eylülde 1.4 milyar YTL'ye düştü. Bu da bankaların günlük olarak elinde kalan fazla parayı ifade ediyor. Haziranda 7 milyar YTL'ye ulaşan fazlalığın 1.4'e kadar düşmesi de likidite sıkışıklığının göstergesi. MB son olarak APİ'de fonlama oranını 500 milyondan 1 milyar YTL'ye çıkararak piyasaya para vererek bu sıkışıklığı çözmeye çalışıyor. Merkez Bankası'nın bu ortamda faiz indirmesinin ise bono faizleri üzerinde etkili olacağı çünkü genellikle yabancı yatırımcı ağırlıklı olan piyasanın MB gecelik faiz oranını baz aldığı ancak mevduat faizleri üzerinde etkili olamayacağı kaydediliyor. Öte yandan Merkez Bankası'nın YTL para arzını artırmasının ise enflasyona neden olacağı kaydediliyor.
Hazine de para bırakmadı
Tevfik Eraslan İş Portföy Yöneticisi
"Piyasadaki sıkışıklığın kaynağı Hazine ihalelerine yoğun ilgi ve ekonomideki büyüme nedeniyle devletin vergi gelirlerindeki artıştır. Genel olarak ekonominin büyüdüğü dönemlerde kişilerin ceplerinde, şirketlerin kasalarında tuttuğu parada artış olur. 28 Eylül itibariyle 4.8 milyar YTL'lik para bankacılık sisteminden çıkıp insanların ceplerine, şirketlerin kasalarına gitti. Hazine de itfasının üstünde veya itfaya yakın borçlanarak piyasada fazla para bırakmadı."
TL daha da değerlenecek
Saruhan Doğan Finansbank Başekonomisti
"Gecelik faiz yüzde 14.25'ken bankalar aylık mevduatı yüzde 18- 19 bandından topluyor. Bu son dönemde finans piyasasında borçlanma talebinin dövizden TL'ye kaymasının sonucu. Bu kayma kredi kartları tüketici ile konut kredileri kaynaklı. Bireylerin kredi piyasasındaki bu hızlı artışı TL'nin ekonomimizde daha önce hiç olmadığı kadar güçlü bir yere oturmasına neden oldu. Bu trend sürecek. Bu ise TL faizlerinin düşmesini zorlaştıracak. TL daha da değerlenecek."
Rahim Ak/Saba