'Kral Tv ile ilgilenmiyoruz'
Doğan Yayın Holding Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, "Kral TV ile ilgilenmiyoruz. Şu anda mümkünse Star’daki çalışmaları tamamlayıp onu eski gücüne kavuşturmak istiyoruz."

NTV'de Murat Birsel'in sunduğu 'Basın Odası'na konuk olan Doğan Yayın Holding Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ, Yavuz Semerci ve Şahin Alpay'ın sorularını yanıtlıyor. Yalçındağ, gazetecilerin Star'ın geleceği ve tekel eleştirilerine bakın ne yanıtlar verdi...
"Kral TV ile ilgilenmiyoruz. Şu anda mümkünse Star’daki çalışmaları tamamlayıp onu eski gücüne kavuşturmak istiyoruz."
"Geçtiğimiz yıllarda ortalama 30-40 arasında bir büyüme gösterdik. Önümüzdeki yıllarda da yüzde 25’lik bir büyüme bekliyoruz. Önümüzdeki yıl bunu 1.2 milyar dolar olarak öngörüyoruz."
"Telekom’daki özelleşme ciddi bir canlılık getirecek. Telsim satılacak, bankalar da aynı şekilde. Bunların bütün tanıtımlarının ciddi bir hareketlilik getirmesini bekliyoruz. GSMH’da hala daha gerideyiz ama bunun artacağını tahmin ediyoruz."
"Genelde televizyonlar her ülkede gazetelere göre biraz daha fazla reklam alıyor. Şimdi televizyonlar 52 civarında. Gazeteler 30-35 civarı. Yüzde 52’nin daha fazla artacağını sanmıyoruz.
Reklamın artışı bizim olduğu kadar bütün medya kuruluşlarına olumlu olarak yansıyacak."
"Önümüzdeki dönemde Telekom’la medyanın ciddi bir yakınlaşmasını görüyoruz. Medyadaki içerik – telekom’u bir platform olarak düşünürseniz – bu platformda üretilen her şey, tekst, video, çeşitli teknolojilerle tüketicinin önüne gidecek. Bunların hepsi farklı platformlar, bunlarla ciddi bir yakınlaşma bekliyoruz."
STAR NASIL DEĞİŞECEK?
"Star, Türkiye'nin ilk özel kanalı. Bir dönem ilk olmanın da verdiği heyecanla seyirciyi kendine bağladı. Star’ın şimdiki durumu pazar payı 8-10 arasında değişiyor.
İçerik açısından çok fazla değişiklik yapmak istemiyoruz. Tabii mümkünse bu Pazar payını belki kültür ağırlıklı programlara biraz daha ağırlık vererek bu Pazar payını bir iki puan daha artırmayı planlıyoruz."
"Star bildiğim kadarıyla bir buçuk seneyi aşkındır TMSF’nin elinde. TMSF’nin elindeki malların satışı anons edildikten sonra biz bu televizyon kanalıyla ilgilenip ilgilenemeyeceğimiz konusunda birçok toplantılar yaptık ve yabancı bir kuruluşla bu ihaleye girebileceğimize karar verdik."
"İlk olarak Berlusconi’nin şirketi ile başladık, daha sonra Fransa’nın en büyük kanalıyla görüştük. Onlar MediaSet’ten daha ciddi olarak baktılar olaya ve çok ilgilendiler.
Bizim amacımız da bir yabancı kuruluşla yüzde 50 – 50 almaktı ama yabancı şirketlere yüzde 25 sınırlaması vardı. Sonunda biz kendimiz girmeye karar verdik."
"Yalnız medyada değil her alanda yabancı yatırımlar var. Faizlerimiz düşmüş, AB sürecine gelmişiz, enflasyon düşmüş, olumlu bir hava var. paranın gidebileceği yer de çok yok dünya da... Reklam sektörü büyüyor. Dolayısıyla bu yabancı kuruluşlara cazip geliyor."
"Bizim grubumuzda 3 tane yabancı ortak var. Bu şirketlerin hepsiyle yıllardır yarı yarıya yönetiyoruz. Birisiyle nasıl karar verilir bu kültürü grubumuzda hepmizi görmek istedik. Ve zamanla bunu öğrendik. Daha önce medyada kazanmak üzerine değil kaybetmek üzerine bir yarış vardı. 7.500 kişi bizim yayın kuruluşlarımızda çalışıyor. Bu kişilere, ortaklarımıza, patronlarımıza karşı sorumluluklarımız var. Dolayısıyla irrasyonel bir rekabet istemiyoruz."
"Açıkçası medyada bir tekel, tekelleşme böyle bir yapılanma var demek çok haklı