Kaçan patronların öyküsü
Maliyet artışından bunalıp uzak diyarlarda çıkış arayan tekstilciler, dertli mi dertli

Türk tekstil ve hazır giyim sektörü artık kurtuluşu uzak diyarlarda arıyor. Son yılların moda ülkesi ise Mısır ve Ürdün. Bu ülkelerde Limuzinlerle karşılanan Türklerin en büyük sorunu çalıştıracak adam bulamamak.
Yabancı sermayeyi kendisine doğrudan yatırımcı olarak çekmeye çalışan Türkiye, maliyetlerden yorularak kendine yeni çıkışlar arayan yerli sermayesinin arkasından bakıyor. Son yıllarda düşük kur, yüksek maliyetlere bir de Çin faktörü eklenince Türkiye'de üretim yapmanın zorluğundan bunalan tekstil ve hazır giyim sektörü kendisine yurtdışında hayatta kalma formülleri üretir oldu. Sayıları artık 100'lü rakamlarla ifade edilen gidenlerin öyküsünü dinlemek için yola koyulduğumuzda görüyoruz ki aslında halen köklerinin Türkiye'de. Çünkü onlar gittikleri yerlerde Çin, Hindistan, Bangladeş gibi ülkelerle rekabet etme peşinde. Bir şirketi ağaca benzetirsek, bu ülkelerdeki yatırımları şimdilik onların dalları, kökleri ise halen Türkiye'de. Ama süreç böyle devam ederse o köklerin de sökülüp gitmemesi için bir neden yok. Çünkü global rekabette 'duygusallık' işlemiyor. Artık şirketlerin tek amacı ayakta kalmak, bu sırada hangi ülke toprakları üzerinde olduklarının bir anlamı yok.
BAKANLAR İLGİLENİYOR
Bir dönem Romanya ve Bulgaristan'a giden tekstil ve hazır giyim sektörünün son dönemde gözdesi Özbekistan, Mısır ve Ürdün. İplikçiler hammadenin beşiği olan Özbekistan'a, ABD pazarında fırsat arayanlar ise Mısır ve Ürdün'e koşuyor. Mısır ve Ürdün, Amerika ile yaptıkları Nitelikli Sanayi Bölgeleri - Qualifying Industrial Zones (QIZ) anlaşması nedeniyle ön plana çıkıyor. Mısır'da hükümet yetkililerinin yatırım arayışı için gelen Türk patronları Limuzinlerle karşılayıp gezdirdikleri yönünde dolaşan söylentileri sorduğumuz Şahinler Holding'in patronu Kemal Şahin'in, "Doğrusu güzel arabalar ile karşılanıyoruz. Bakanlar bir telefon kadar uzağımızda" sözleri gördükleri itibarın işareti.
İTHAL İŞÇİ GETİRİYORLAR
Peki gittikleri yerlerde her şey güllük gülistanlık mı? Gidenler memnun mu, pişman olup dönenler var mı? İşte bu soruları sorduğumuzda öncelikli sorunun işçilik olduğunu görüyoruz. Mısır, Özbekistan, Ürdün gibi ülkelerde yerleşik bir çalışma yaşamı yok. Yani bir çalışan bir hafta gelip, üç gün işe uğramayabiliyor. Türk patronlar üst düzey yöneticileri Türkiye'den getirirken, o ülkenin çalışanları için özel eğitim kursları veriyor. Bazıları ise Bangladeş, Hindistan gibi ülkelerden ithal işçi getiriyorlar. Bir patron, "Eğer işçi sorununu halledemezseniz, oralarda durmanız mümkün değil. Hüsranla geri dönebilirsiniz. Bizim Türk çalışanları artık leb demeden leblebiyi anlıyor. Bu ülkelerde net olarak ne istendiği ortaya konulmazsa sürprizler ortaya çıkabiliyor" diyerek sorunun önemini ortaya koyuyor.
Mısır, ABD'ye açılan kapımız
SON yıllarda özellikle tekstil ve hazır giyim sektörünün ilgisini çeken Mısır'da en cazip alanlar tabi ki serbest bölgeler. DEİK'in çalışmalarına göre bu bölgelerde elektriğin kilovat saati 3 sent, suyun metreküpü 3.5 dolar. Nitelikli sanayi bölgelerinde ise işçilik ücreti dolar/saat 0.40 sent, elektriğin kilovat saati 3 sent, doğalgazın metreküpü ise 2.5 sent civarında. Özellikle tekstil, hazır giyim, deri, yiyecek-içecek ve cam eşya alanlarında faaliyet gösteren Türk firmalar için nitelikli serbest bölgeler oldukça avantajlı. 2005 yazı itibarıyla bu bölgelerde üretim yapmak isteyenlerin sayısının 400'ü bulduğu belirtiliyor. Şimdilik Türk firma sayısı 9. Ancak Mısırlılar'ın ifadeleri ile TIR'lar dolusu yatırımcı gelip nitelikli sanayi bölgelerinde yatırım şartlarını araştırıyor, hangi alanlarda faaliyet gösterebileceklerini soruyor.
9 Türk şirketi Mısırlı oldu
* Gülteks Egypt: 10 Ramazan kentinde 2005 yılında faaliyete giren yüzde 100 Türk sermayeli.
* Denk Aboelela Tekstil: El Obour City'de 2005 yılından beri faaliyetlerini sürdürüyor.
* Şahinler Holding: 2006 yılında İskenderiye'de konfeksiyon alanında faaliyet göstermeye başladı.
* Betek Boya: 6 Ekim kentinde yüzde 100 Türk sermayesi ile bir boya üretim tesisi kuruyor.
* Aksa Akrilik: Bourg El Arab kentinde bir akrilik boya fabrikası kurdu.
* Yaşar Grubu: 6 Ekim şehrinde Mısırlı bir firma ile boya üretimi yapmak üzere ortak bir firma kurdu. (Dyospies)
* Nile Kordsa: 10 Ramazan kentinde yüzde 51 Türk, yüzde 49'u Mısır ortaklığı ile kurulan fabrikada kord bezi üretiyor. Ham madesi Türkiye'den temin edilerek üretilen ürün iç piyasaya Afrika ve Arap ülkelerine ihraç ediliyor.
* Evyap Egypt Sae: Yüzde 100 Türk sermayesi ile İskenderiye yakınlarındaki Bourg El Arab kentinde kuruldu. Türkiye'den ithal ettiği temizlik maddesi ham maddelerini işlemden geçirerek iç pazara, Afrika ve Arap ülkelerine ihraç ediyor.
* Taha Grup: Bir boya fabrikası ile tekstil ve konfeksiyon tesisi kurmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Arsa ve izinler alındı, bir yıl içinde üretime geçmeyi planlıyor.
Sorunlar neler?
* Türkiye ile Mısır arasındaki para transferlerinin büyük bölümü Avrupa ve ABD bankaları kanalı ile yapılıyor bu da ticareti yavaşlatıyor.
* Mısır gümrüklerinde bürokrasi ağır işliyor.
* Bazı Türk firmalar Mısır'a ihraç ettikleri ürünlerin taklitleri yüzünden büyük sıkıntı çekiyor.
'100'den fazla fabrikayı yurtdışına kaptırdık'
Yurtdışına gidenlerin köklerinin halen burada olduğunu söyleyen Orakçıoğlu, "Türkiye'yi koruyan hızlı üretimi" dedi.
TÜRKİYE'DEN gidenlerle en çok bir arada olan ve onları dinleyen, tanıyan insanlardan biri kuşkusuz İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğlu. Damat ve Tween markalarını içinde barındıran Orka Holding'in patronu Orakçıoğlu, Mısır ve Ürdün'e gidişte en önemli nedenin maliyetlerin düşük olmasından çok bu ülkelerin ABD ile yaptıkları QIZ anlaşması olduğunu söylüyor. Çünkü Amerika Birleşik Devletleri dünyadan aldığı tekstil ve hazır giyim ürünlerine yüzde 0 ile yüzde 33 arasında değişen oranlarda gümrük uygularken, bu iki ülkeden sıfır gümrükle alım yapıyor. Böyle olunca da Mısır'da üretim yapan bir şirket ortalama en az yüzde 16.5 avantajlı olarak işe başlamış oluyor.
HIZIMIZ BİZİ KORUYOR
Orakçıoğlu, tekstil ve hazır giyim sektörünün 100'ün üzerindeki firmayı yurtdışına kaptırdığını belirtirken çok da karamsar değil. Çünkü gidenlerin bir ayağı halen burada. Türkiye'de kalan bölüm de fast fashion (hızlı üretim gerektiren moda ürünler) alanında ilerliyorlar. Yurtdışına gidenler genelde basic (katma değeri düşük) ürünlerde pazar kaybetmeme telaşında. Ancak onda bile istenilen işçilik kalitesini yakalamaları zor. Orakçıoğlu, "Şu anda en gündemde olan ülke Mısır. Gümrük avantajının yanı sıra işçilik ücretleri çok düşük. Ama kalifiye iş gücü yok. Orada yaşamak istiyorsanız önce çalışanı eğitmeniz gerekli. Bunu yapamayanlar geri dönmek zorunda kalıyorlar" diyor. Sadece Mısır değil, Özbekistan, Moldova, Ürdün gibi ülkelerin de Türk yatırımcıları kendilerine çektiğini anlatan Orakçıoğlu sözlerine şöyle devam ediyor: "Özbekistan'a daha çok pamuk ülkesi olduğu için iplikçiler gidiyor. Diğer ülkelerde şansını arayanlar ise fiyat rekabeti gereken ürünlerde o yarıştan kopmamak amacındalar. Ancak moda ürünler üretenler gitmiyor. Çünkü buradaki rakiplerimiz halen İtalya, İspanya gibi ülkeler. Çin veya Hindistan değil. Fast fashion denilen modayı hızlı yapma kabiliyetine sahip ülkelerden biriyiz. Sonuçta bu alanda halen Türkiye İtalya ve İspanya gibi ülkelerden daha ucuz bir ülkeyiz. Dünyada ucuz basic ürünlere olan ilgisizlik giderek artıyor. Herkes kendini özel hissetmek istiyor. Sıradan olmak istemiyor. Böyle olunca da Türkiye'de tekstil ve hazır giyimin biteceğini sanmıyorum. Sadece belki daha fazla büyümeyecek. Ama her zaman var olacak."
Anadolu'nun da ayakta kalması lazım
KUR ve artan maliyetler nedeniyle hükümetin kapısına giden tekstil ve hazır giyim sektörüne yüzde 10'luk bir KDV indirimi geldi. 'Bunun sektöre etkisi ne oldu?' sorumuza Süleyman Orakçıoğlu, "O zaman da söylemiştik, bunun ihracatçıya bir katkısı olmaz diye. Nitekim olmadı. O içeride çalışanlara yaradı. Ne yazık Türkiye'de herşey kendi akışına bırakıldı. Ama kendi içimizde bir denge oluşturmazsak dövizdeki dalganın altında kalırız. Yatırımcılarımız yurtdışına gidiyor seyrediyoruz. Oysa Anadolu'nun halen basic üretime' ihtiyacı var. Teşvik yasası ile Anadolu'da açılan tesislerin ayakta kalması, kapanmaması lazım" yanıtını verdi.
Hacer Gemici/Sabah