Dolar
41,0103
-0,05%
Euro
48,1052
1,02%
Sterlin
55,5584
0,90%
Bitcoin
4.751.633
3,26%
BİST-100
11.372,33
0,52%
Gram Altın
4.442,459
0,90%
Gümüş
38,96
2,12%
Faiz
43,98
0,83%

İşte 367'nin gerekçeli kararı

Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili kararının gerekçesini açıkladı.

27.06.2007 07:45
Haberi paylaşın
İşte 367'nin gerekçeli kararı
16px
32px

Gerekçede, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini düzenleyen Anayasa'nın 102. maddesinde yer alan toplantı yeter sayısının üçte iki çoğunluk olduğunun açıkça ifade edildiğine işaret edildi.

Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde toplantı yeter sayısının 367 olduğu yönündeki kararının gerekçesi bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Gerekçede, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili toplantı yeter sayısının Anayasa'nın 102. maddesinin birinci fıkrasında yer aldığı, ikinci fıkrada ise seçimin başlaması, adayların bildirimi ve seçimin tamamlanması için tanınan sürelere, yeni seçim takviminin düzenlenmesine yer verildiği kaydedildi.

Gerekçede, "Anayasanın, Cumhurbaşkanı seçiminde basit çoğunlukla yetinmeyip, nitelikli toplantı ve karar yeter sayıları aranmasının kökeninde, Cumhurbaşkanının geniş bir Türkiye Büyük Millet Meclisi çoğunluğunca seçilmesinin amaçlanması yatmaktadır. Çünkü böyle bir çoğunluğun genellikle birden çok partinin bir Cumhurbaşkanı üzerinde uzlaşması ile ortaya çıkabileceği açıktır. Bu türden bir uzlaşma ise ancak çeşitli partilerce "kabul edilebilir" nitelikte adaylar üzerinde olabilmektedir. Kuşkusuz bu kabul edilebilirliğin ölçüsü de yalnız Anayasanın 101. maddesi değil, onun yanı sıra Anayasanın, tüm maddeleri için uygulama ve yorum ilkelerini açıklayan Başlangıç kısmı ve özellikle Anayasada belirtilen Cumhuriyetin nitelikleri olmalıdır." denildi.

ÖNCEKİ SEÇİMLERLE İLGİLİ MAHKEMEYE BAŞVURU OLMADI

Gerekçede, üçte iki çoğunluğun toplantı yeter sayısı olmadığı, karar sayısı olduğu yönünde tartışmanın açıldığı, 1982 yılından sonra yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu değerlendirmelere uygun gerçekleştirildiği ifade edildi. Gerekçede, 1982 yılından sonra yapılan seçimlerde, Anayasanın 102'nci maddesinin birinci fıkrasında öngörülen üçte iki çoğunluğun toplantı yeter sayısı olarak düşünülmemesinin ve aranmamasının konunun Anayasa Mahkemesi'ne taşınmış olmamasından kaynaklandığı ifade edildi.

TOPLANTI YETER SAYISI ÜÇTE İKİ OLDUĞU AÇIKÇA BELLİ

Anayasanın 102'nci maddesi dikkatlice incelendiğinde, birinci fıkrada belirtilen yeter sayının aslında bir toplantı yeter sayısı olduğunun açıkça ortada olduğu belirtildi. Mahkeme kararında, Cumhurbaşkanlığı seçiminin üçüncü ve dördüncü tur oylamasının üye tam sayısının salt çoğunluğu ile yapılabileceğinin belirtildiğine işaret ederek, şu ifadelere yer verildi: "Üçüncü fıkrasında karar yeter sayıları birinci ve ikinci oylamalar için üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu, üçüncü ve dördüncü oylamalar için ise üye tamsayısının salt çoğunluğu olarak gösterilmiştir.

Yani, karar yeter sayısı her oylama için Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu değildir. Üçüncü fıkrada belirtilen üçüncü ve dördüncü oylamalarda üye tam sayısının salt çoğunluğu ile Cumhurbaşkanı seçilebilmektedir. 102. maddenin birinci fıkrasında belirtilen yeter sayı eğer karar yeter sayısı olsaydı, üçte iki çoğunluğun yanı sıra, üçüncü ve dördüncü oylamalar için karar yeter sayısı olan salt çoğunluğun da bu fıkrada gösterilmiş olması gerekirdi. Halbuki sadece üçte iki çoğunluk belirtilmekle yetinilmiştir."

MECLİS'E YOL GÖSTERİLDİ

Mahkeme, birinci fıkradaki "üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu ile" ibaresinin birinci fıkradan çıkarılması halinde, üçüncü fıkrada belirtilen yeter sayılarla seçim yapılabildiğini ve karar yeter sayısı konusunda her hangi bir eksik olmayacağına dikkat çekildi. Mahkeme gerekçesinde, "Bir hukuk devletinde Anayasa koyucunun abesle iştigal ettiği düşünülemeyeceğine göre, 102. maddenin birinci fıkrasında üçüncü fıkradan ayrı olarak ifade edilen yetersayının özel bir anlamı ve işlevi olması gerekmektedir; bu da, yukarıdaki açıklamalar değerlendirildiğinde, bu yetersayının toplantı yetersayısı olduğudur.

Bu toplantı yeter sayısının Cumhurbaşkanı seçiminde yalnız birinci oylamada değil fakat dört oylamanın her birisinde de aranması gerektiği, 102 nci maddenin kaleme alınış biçiminden açıkça anlaşılmaktadır. Çünkü 102 nci madde, oylamaların herhangi birisi için toplantı yetersayısı konusunda ayrıca farklı bir düzenleme yapmamıştır." denildi.

Mahkeme, Anayasanın 102'nci maddesinde özel olarak belirtilen bir toplantı yeter sayısı varken, Anayasanın 96'ncı maddesinde belirtilen toplantı yeter sayısının uygulanmasının olanaksız olduğuna dikkat çekerek, gerekçesini şöyle sürdürdü:

" Anayasanın toplantı ve karar yeter sayılarına ilişkin ilkeleri düzenleyen tek hükmü olan 96 ncı maddesinin birinci fıkrasında, "Anayasada başkaca hüküm yoksa, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının en az üçte biri ile toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile karar verir." hükmü yer almaktadır. Bu hüküm, görüldüğü gibi, Anayasada başkaca yeter sayı belirtilmiş olan halleri 96 ncı maddenin kapsamı dışında tutmaktadır. Anayasanın 102'nci maddesinde de özel bir toplantı yeter sayısı öngörülmüştür.

Anayasanın 102'nci maddesinde belirtilen özel toplantı yeter sayısına değil, 96. maddede belirtilen genel toplantı yeter sayısına uyularak oluşturulacak bir toplantı ortamında yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi oylaması ve bu doğrultuda alınacak bir karar Anayasanın 96'ncı ve 102'nci maddelerine aykırı düşer. Böyle bir karar aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 121'inci maddesi ile de bağdaşmaz. Çünkü; Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 121'inci maddesinde de, Cumhurbaşkanı seçiminin Anayasanın 102'nci maddesindeki esaslara uyularak yapılacağı hükmü yer almaktadır."