HSBC'den dikkat çeken analiz; altının rolü değişti, artık 'ne zaman alınmalı' sorusu geçersiz
HSBC, altının portföylerdeki rolünün yapısal olarak değiştiğine dikkat çekerken; altına yönelik yaklaşımın "ne zaman alınmalı" sorusundan ziyade, "portföylerde ne kadar yer almalı" sorusuna evrildi.

HSBC Baş Yatırım Sorumlusu Xavier Baraton, 2026 yıl sonu Küresel Yatırım Görünümü kapsamında altının portföylerdeki rolünün köklü biçimde değiştiğini belirtti. Açıklamada, altının onlarca yıl boyunca yükselen enflasyon veya düşen reel getiriler dönemlerinde öne çıkan taktiksel bir korunma aracı olarak görüldüğü, ancak bu çerçevenin artık yeterli olmadığı ifade edildi.
2024-2025 döneminde altının, reel getirilerin yüksek seyrettiği ve enflasyonun gerilediği bir ortamda riskli varlıklarla birlikte yükseldiğine dikkat çekildi. Fiyatların yıl başından bu yana yüzde 50’den fazla arttığı belirtilirken, altının yalnızca döngüsel faktörlerle değerlendirilemeyeceği vurgulandı. Merkez bankalarının küresel altın rezervlerinin yaklaşık dörtte birini elinde bulundurması, talep yapısındaki temel dönüşümün göstergesi olarak öne çıktı.
DOĞRU SORU 'NE ZAMAN ALINMALI' DEĞİL, 'PORTFÖYDE NE KADAR OLMALI'
HSBC değerlendirmesinde, 2023’e kadar altın fiyatları ile borsa yatırım fonu (ETF) holdings arasında yaklaşık yüzde 60’lık bir korelasyon bulunduğu, ancak son dönemde ETF çıkışlarına rağmen fiyatların yükseldiği belirtildi. Bu durumun, özellikle gelişen ülkelerdeki merkez bankalarının fiyat duyarlılığı düşük ve kalıcı alımlarının belirleyici hale geldiğini gösterdiği ifade edildi.
Jeopolitik parçalanma, yaptırım riskleri, rezervlerin yabancı yargı alanlarında tutulmasına yönelik endişeler ve dolar bağımlılığı, merkez bankalarının altını stratejik bir rezerv varlığı olarak öne çıkarmasına neden oldu. Fiziksel arzın kısa vadede sınırlı olması nedeniyle, merkez bankası alımlarının piyasadaki işlem görebilir arzı azalttığı ve fiyat dinamiklerini değiştirdiği kaydedildi.
Açıklamada, altının artık politik yapılardan bağımsız, karşı taraf riski taşımayan ve mali güvenilirlik erozyonuna karşı koruma sağlayan bir varlık olarak değerlendirildiği belirtildi. Bu çerçevede, altına yönelik yaklaşımın "ne zaman alınmalı" sorusundan ziyade, "portföylerde ne kadar yer almalı" sorusuna evrildiği ifade edildi.
patronlardunyasi.com















