'Hazır giyim' 50 yaşında
Moda dünyası pret-a-porter (hazır giyim) olgusunun 50'nci yılını kutluyor. Avrupa yarım asır önce, haute-couture geleneğine paralel olarak hazır giyim sektörünün ilk tohumlarını atarak dev bir endüstri haline geldi.

İkinci Dünya Savaşı sonrası Fransa'nın önde gelen endüstriyellerinden Albert Lampereur, Fransız konfeksiyoncularını da yanına alarak ABD'ye gider ve incelemelerde bulunur. Haute -couture kültürü olmayan Amerikalıların yaşam tarzı ve konfeksiyon anlayışından yola çıkarak 1955'te 'pret-a-porter' sözcüğünü yaratarak 'CIM' adlı bir federasyon kurar. Bu federasyonun amacı, iplik ve kumaş üreticileri ile konfeksiyoncu ve mağazalara her sezon öncesi trendler belirterek tekstilcileri yönlendirmektir. O güne dek haute-couture (yüksek terzilik) ve onları taklit eden mahalle terzilerinden oluşan moda dünyası, bugünkü anlamda bir endüstri dalına dönüşür. 1956 yılında ise 20 kadar konfeksiyoncunun bir araya gelmesiyle ilk giyim fuarı gerçekleşir ve hazır giyim markaları doğmaya başlar. 1958'de talebin artması nedeniyle özel bir fuar alanı inşa edilerek Paris'in güneyindeki Porte de Versailles Fuarı doğar. Bugün 1500 kadar uluslararası markanın yılda iki kez katıldığı Porte de Versailles, dünyanın en önemli fuarı olma özelliğini koruyor.
Stilistliğin doğuşu
1960'lı yıllarda artık hiçbir şey eskisi gibi değildir ve moda dünyasında stilist denilen moda tasarımcılığı mesleği doğmuştur. 'Promostyl', moda trendlerini önceden belirleyen ilk stüdyo olarak hizmet vermeye başlar ve Vogue, Officiel gibi moda mecmuaları bu sektörün dünyaca tanınmasına yol açar.
İngilizce 'ready to wear' olarak isimlendirilen ve Türkçesi 'alıp götürmeye hazır' olan bu tekstil sektörü, 50 yılda moda tarihine altın çağlar yaşattı.
1967 yılında İngiliz tasarımcı Mary Quant mini eteği tasarlayarak tüm dünyayı etkisi altına alacak bir trendi imzaladı. Andre Coureges sentetik kumaş gibi yeni materyaller kullanarak yarattığı tarzıyla bir ekol haline geldi. Pret-a-porter'nin doğmasıyla yeni bir viraja giren haute-couture sektöründe ise Yves Saint Laurent gibi starlar yeni konseptlerle giyim tarzına yön vermeğe başladı. Saint Laurent kadına erkek smokinlerinden yola çıkarak tasarladığı pantolon takımlarıyla 'androgyne' tarzını moda literatürüne kazandırdı.
Antikonformizmin sembolü olarak moda dünyasına giren kot pantolonlar ise yine son 50 yılın en önemli moda trendlerinden biri.1960'lı yıllardan beri gerçek bir giyim ikonu haline gelen jeans'ler, moda tarihine, teknolojinin getirdiği yeniliklerden en çok nasibini alan giyim nesnesi olarak geçecek.
Radikal