Hayalet 'Ghost', Glock’a Karşı

Yekta Kılıç/Fotbes
Fotoğraf: Ergun Candemir

Kuru sıkı silahların kullanımına getirilen sınırlamalarla tesislerine kilit vurma noktasına gelen ÜçYıldız Silah sadece bir yılda etkileyici bir hayata dönüş projesine imza attı.

Bundan sadece bir yıl üç ay önce Türkiye Büyük Millet Meclisi, 'Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silahlar Yasası' olarak adlandırılan bir çalışma ile “kuru sıkı” diye tabir edilen silahların satışı, ithalatı, ihracatı ve kullanımına yeni bir düzenleme getirdi.

Medyada eleştiri konusu olan bu tür silahların neden olduğu üzücü olayları önlemeyi hedefleyen ve yasanın çıkması için büyük çaba harcayan Umut Vakfı gibi bireysel silahlanma karşıtı kurum ve kişileri fazlasıyla sevindirdi. Çünkü üretim izni için Sanayi Bakanlığı'nı yetkili kılan yasaya göre herhangi bir sabıkası olanlara, 18 yaşından küçüklere satış yapmak yasaklanıyordu. Ayrıca kullanım yöredeki mülki amirliğe bildirim koşuluna bağlanıyordu.

Ancak yeni yasa öldürücü darbesini “şekil şartı” ile vurdu. Kuru sıkıların gerçek silahlardan ayrıt edilmelerini sağlayacak biçimde renklendirilmesini isteniyordu. Ancak ortada göz ardı edilen bir gerçek vardı. Düğünde dernekte havaya sıkmaya meraklı yerli müşteri, silahının “oyuncak” olduğunun algılanmasını istemiyordu. Bir kırmızı çizgi her şeyi bitirmeye yetmişti. Kuru sıkı silah üretimi yapan 10 firmadan ağırlıklı olarak iç piyasaya satış yapan 5-6 firma işi bıraktı, Silah Sanayicileri ve Patlayıcı Maddeler İşadamları Derneği verilerine göre yıllık yaklaşık 180 bin adet olan satış adedi ise on binlere geriledi. Öyle ki bu alanda faaliyet gösteren ÜçYıldız Silah Sanayi'nin yıllık 130 bin adet olan üretimi yıl bitmeden sıfırlandı.

Bu gelişmelerin yaşandığı dönemde ÜçYıldız Silah Sanayi'nin patronu İrfan Akdal'ın önünde çok fazla bir seçenek kalmamıştı. Ya bu iç karartıcı olayları umursamayacaktı -zira yıllar içinde bu işten kendisini sağlama alacak kadar iyi kazanmıştı- ya da bir çıkış yolu bulup yola devam edecekti.

GLOCK'A RAKİP

İrfan Akdal, ikinci yolu denemeye karar verdi. Bir süreden beri üzerinde çalıştığı 'gerçek silah üretimi' projesini hızlandırdı. Aradan bir yıldan fazla zaman geçti. Bugün Akdal'ın planları tıkır tıkır işliyor. Bu sürede Konyalı silah üreticisi tamamıyla yerli üretim bir tabanca geliştirmeyi başardı. Hedefleri yeni tabancaları ile sektöründe dünyanın en önemli markalarından biri olarak bilinen ve aslı olmasa da “detektörlerde görülmediği” düşünülen tabancaların üreticisi Avusturyalı Glock ile rekabet oyununa girmek.

Bu amaçla tabancalarına İngilizce'de “hayalet” anlamına gelen 'Ghost' adını verdiler. İrfan Akdal, halen ağırlıklı olarak 'hayalet silah' Glock'u kullanan Amerikan özel kuvvetlerine satış yapmayı planladıklarını anlatıyor. Ama önce ısınma turları atmayı bekleyecekler. Silahın Amerika'da satışı için gerekli izinler beklenirken ABD'nin yanı sıra diğer iki NAFTA ülkesi Kanada ve Meksika'da mağazaları bulunan Charles Daly adlı perakende zinciriyle distribütörlük anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ÜçYıldız'ın 2009 yılını 6 milyon dolarlık ihracat rakamı ile tamamlama hesaplarını gerçek yapabilir. Sadece bir yıl önce 100 civarında işçisiyle yolunu ayırarak kapılarına kilit vurmayı tartışan bir işletme için mükemmel bir gelişme. 

ÜçYıldız Silah'ın kurucusu İrfan Akdal şartları zorlamayı seven bir girişimci. Baba mesleği işinde sektörünün kimyasını değiştiren projeler gerçekleştirdi. Türkiye'nin ilk yarı otomatik av tüfeğini üretmek bu projelerden ilkiydi. 90'ların ortalarında ortağı olduğu Akkar Silah ile hayata geçirdiği bu proje hem kendinin hem de memleketi olan Konya'nın Beyşehir ilçesine bağlı Üzümlü ve Huğlu beldelerinin kaderini doğrudan etkiledi. İki belde 1960'lardan beri av tüfeği üretiyor. Ancak Konyalı üreticiler, İrfan Akdal'ın ön ayak olduğu ihracat denemelerinin ardından bugün müthiş bir noktaya ulaşmış durumdalar. İki belde yıllık ortalama 100 milyon dolar seviyesinde ihracat yapıyor.

KURU SIKIDAN İYİ PARA KAZANDI

Akdal'ın kariyerindeki diğer iddialı çıkış ise ÜçYıldız Silah'ı kurduktan sonra gündemine aldığı kuru sıkı silah üretimi. İrfan Akdal, bu mesaisinden de ciddi rakamlar kazandı. 2007 yılında 20 milyon dolar civarında gerçekleştiği tahmin edilen kuru sıkı satışlarının yedi milyon dolarlık bölümü şirketinin kasasına girdi.
Ama bu mutlu tablo çok sürmedi. 5729 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi Akdal'ın da aralarında bulunduğu üreticiler için karanlık bir tablonun hazırlayıcısı oldu. “Dünyada bir örneği yok. Uygulama sektörü bitirdi” diyor İrfan Akdal. Kurucularından olduğu Silah Sanayicileri ve Patlayıcı Maddeler İşadamları Derneği ile birlikte yasanın yumuşatılması için İçişleri Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurumlar nezdinde lobi yaptılar. Ama girişimler bir sonuç vermedi. Akdal, bunun üzerine 2008 yılında üretimi durdurduklarını anlatıyor. “Kuru sıkı ihracatı ancak iç piyasadaki tatminkar satış rakamlarının yanında anlamlı bir iş. 130 bin üretim yaparken, 10 ila 30 bin adet arasını ihraç ediyorduk. İç piyasa durunca ihracat karsız hale geldi.”

Bu gelişmeyle merkezinde yer aldığı krizden 'gerçek silah üretimi' projesiyle çıkmaya karar vermekte tereddüt etmemiş Akdal. Dayanak noktası elbette kuru sıkı üretimindeki tecrübelerini yivli silah üretimiyle değerlendirmek.

Bu projesinin koordinasyonu, Türkiye'nin ender silah uzmanlarından biri olan ve “Silah Uzmanının El Kitabı” adlı çalışmanın yazarı emekli astsubay Vahit Köse tarafından yürütülüyor. Halen ÜçYıldız'ın yönetim kurulu üyesi olarak görev yapan Köse özel kuvvetlerden emekli olduktan sonra Amerika'da konuyla ilgili eğitimler almış bir uzman. “Tabanca üretimi yapmaya niyetlenen her üretici Amerikan pazarının taleplerini dikkate almak zorunda. Çünkü dünya pazarının yüzde 80'nini bu ülke oluşturuyor” diyen Köse kendilerinin de ABD piyasasında talep gören silah teknolojilerini yakından incelediklerini anlatıyor. Köse, sekiz kişiden oluşan ar-ge ekibinin yaklaşık bir yıl süren çalışmalarının ardından tasarımı ve sistemi tamamıyla yerli bir ürün ortaya çıkarmayı başardıklarını söylüyor.

GHOST İÇİN 3 MİLYON DOLAR HARCADI

Ghost için ÜçYıldız Silah yaklaşık 3 milyon dolar harcama yaptı. Hedefledikleri gibi Avusturyalı Glock'un karşısına bir rakip olarak dikilmek için ona fazlasıyla yakın bir tabanca geliştirdikler. Zira her iki silahın da gövdesi polimerden üretiliyor ve namluları tenifer denilen özel bir malzemeyle kaplanıyor. Üstelik her iki tabanca da 350 bin atış garantisi veriyor. Ancak İrfan Akdal'a göre Ghost, Glock'un teknolojisinden esinlense de rakibinden daha üstün bir silah. Kendi ürününe dair sıraladığı üstünlükler ise ateşleme sistemi, sökme takma kolaylığı gibi bir dizi teknik özellik.

Ghost'un geniş bir yaygınlığa ulaşması için Ümraniye merkezli bu küçük firma, hedefini aralarında FBI'ın da bulunduğu Amerikalı güvenlik kuvvetlerine silah satmak olarak belirlemiş durumda. Bu hedefin gerçekleşmesi şimdilik sadece bir fikir olan rekabet meselesini ete kemiğe büründürecek. Zira bu birliklerin favori markası Glock.

Ancak Amerikan asker ve polisine silah satmak o kadar kolay bir proje değil. Bu kurumlar kullandıkları silahların öncelikle üretildiği ülkenin güvenlik birimlerince kullanılması şartını arıyor. Bu detay Akdal'ı alım şartnamelerinin değiştirilmesi için girişimlerde bulunmaya yöneltmiş. Yine de temkinli konuşuyor ve Türk ordusu ile Emniyeti'nin toplu silah alım şartnamelerinin biraz eskidiğini söylemekle yetiniyor. Ama yine de ümidini kesmiş değil. Şimdilik TSK ve Emniyet'in özel kuvvetlerinde görev yapan üst düzey amirler ile bir araya gelerek silahını tanıtıyor. Akdal, “Poligonlarımızda silahı test ettiler ve beğendiklerini söylediler” diyor. Açıktan ifade etmese de Akdal, söz konusu yöneticilerin mevzuat değişikliği için kurumlarında etkili olabilme ihtimalini önemsediği ortada.

Ama şimdilik İrfan Akdal'ın Amerikan pazarına girmek için başka yöntemler üzerinden çalışması gerekiyor. Akdal da şansını “sivil” bir çözüme odaklamış görünüyor. Ülkenin önemli silah perakendecilerinden biri olan Charles Daly adlı mağazalar zinciriyle distribütörlük anlaşması imzalayan ÜçYıldız Silah, Amerikalılara 2009 sonuna kadar 30 binin üzerinde Ghost satmayı planlıyor. 2010 için Akdal'ın hedefi yıllık 100 bin adet satış ile 20 milyon dolar ihracat rakamına ulaşmak.

Bütün ilgisini Amerikan pazarına yöneltmiş görünen şirket, iç pazarda da iddialı bir çıkış arıyor. Bu yılın başında Makine Kimya Endüstrisi Kurumu'nda satışa sunulan Ghost'tan ilk ay 500 adet satmayı başardılar. Bu, yılda ortalama 60 bin civarında ruhsatlı silahın satıldığı Türkiye'de Akdal'ı mutlu etmeye yeten bir rakam. Satışların aynı performansla sürmesi halinde şirket yılı 10 binin üzerinde satış rakamıyla tamamlayabilir.

Diğer Hedef Kalaşnikov

Ghost projesiyle babadan miras kalan tüfek üretimi mesaisine bir süre ara veren İrfan Akdal, bugünlerde yeni bir projenin heyecanıyla soluk alıp veriyor. Uzun süredir üzerinde çalışılan projenin ilgi çekici bir ismi var. “MKA 1919” olarak kısaltılan bu isim “Mustafa Kemal Atatürk 1919” anlamına geliyor. Akdal, Amerikan ordusunun standart piyade silahı olan M16'yı andıran bu av tüfeğinin benzerinin olmadığını söylüyor.

Akdal'ın bu işte de Ghost projesinde olduğu gibi “polimer mucize”ye ciddi anlamda bel bağlamış durumda. Zira tüfeğin gövde, kabza ve dipçik kısmının polimerden tek parça halinde üretilmiş olması silahın en önemli özelliği. Bu, Amerika'da silah satışları ile ilgili hükümleri düzenleyen BATF adlı kuruluşun ithal av silahları için aradığı kriterlere uygun.

Geçen yıl Orlando'da yapılan 'Shot Show' fuarında sergilenen tüfek ciddi bir ilgiyle karşılanmış. İrfan Akdal, 3.1 kilograma düşürülen ağırlığıyla avcıların beğenisini kazanacağını beklediği yeni tüfeğe en yakın ilginin Amerika'da Kalaşnikov'un av tüfeğini satan kuruluştan geldiğini söylüyor. Seri üretimine yakında başlanacak olan tüfeğin Amerika'da satışıyla ilgili distribütörlük görüşmelerin sürdüğünü söyleyen Akdal'ın MKA 1919 için gözünü diktiği yıllık satış hedefi ise 100 bin adet.