'Gönül arkadaşı arıyoruz'
BAŞMÜZAKERECİ BABACAN; FELSEFEMİZE, GÖNÜLDEN İNANMIŞ ARKADAŞLAR ARIYORUZ.
Kamu net borç stokunun Gayrı Safi Milli Hasıla`ya (GSMH) oranının 2005`te yüzde 55.8'e indiğini söyleyen Babacan, yüksek borç stoku ve cari açık devam etitği sürece Türkiye'nin uzun yıllar yüksek faiz dışı fazla vereceğini kaydetti. Babacan, IMF'ye henüz resmi davet yapmadıklarını, ABD'deki IMF ve Dünya Bankası'nın Bahar Toplantısı sonrası heyetin çağrılacağını söyledi.
Hazine Müsteşarlığı'nda 'Makro Ekonomik Gelişmeler ve Borç Yönetimi' ile ilgili basın toplantısı düzenleyen Babacan, ekonomiyi değerlendirerek, piyasada moral bozucu mesaj verenleri eleştirdi. Babacan, özellikle ekonomideki olumlu gelişmeleri gölgelemek amacıyla sadece muhalefet olsun diye pek çok girişimde bulunulduğunu belirterek, "Ekonomik göstergeler iyiye giderken, Türkiye yabancı yatırımcıların gözbebeği haline almışken, habire olumsuzluk pompalayanlar bu ülkeye kötülük yapıyor. Önümüzde tarihi bir fırsat var. Bunu iyi değerlendirmeliyiz. Aksi halde bu fırsatı on yıllarca sonra yakalayabiliriz" dedi.
"MORAL FAKTÖRÜ ÖNEMLİ"
Bir ülkede ekonominin iyi gitmesinin yanısıra moral faktörünün de çok önemli olduğunu kaydeden Babacan, aynı ekonomik iyileşmeye sahip ülkelerde, yüksek moral ile tüketimin, üretimin, yatırımın da artacağına işaret etti. Babacan, moral faktörü kötü olması durumunda ekonomik iyileşmelere rağmen tüm unsurların azalacağını vurgulayarak, iyi sonuçlar alınıyorsa, bu 70 milyonun, tüm Türkiye'nin aldığı bir sonuç olduğunu kaydetti. Babacan, bu konulara uzun bir perspektifle bakılması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
"Sadece bu hükümeti yıpratalım, hükümetin yaptığı şeyleri hep kötüleyelim ki, başarısız görünsünler. Hükümet, AB için çalışıyor, AB`yi kötüleyelim. Makro ekonomide iyi sonuçlar alıyor, bu politikaları kötüleyelim. Bunu yaparken Türkiye`ye zarar veriyoruz. Hükümeti yıpratma, hükümeti kötü gösterme adına, makro ekonomik politikalar ya da AB gündemimizden eğer sapmalar oluşturulmaya çalışılıyorsa, programın sağına soluna saldırıp, şuraları biraz didiklersek, şöyle kötü bir sonuç gelir mi acaba Türkiye`ye, bu da acaba hükümeti yıpratır mı şeklindeki çabalar, Türkiye`ye kötülük yapmaktır."
Cari açık konusuna da değinen Babacan, bu konunun sürekli ele alındığını, 'Bir problem veya bir felaket habercisi mi?" diye işlenen bir konu olduğunu belirterek, "Cari açık incelenirken tasarruf ve finansmanı konusuna bakılması gerekir" dedi. AB üyeliği sırasında aday ülkelerin uzun yıllar cari açık verdiklerine dikkat çeken Babacan, "Türkiye'de artık AB tam üyelik müzakerelerine başlayan ülke. Türkiye'ye yerli yabancı yatırım gelecek. Geçen yıl sadece 20 milyar dolar makina techizatı ithalatı yapıldı. Bu 16,5 milyar dolar olsaydı cari açık 1 puan, 13 milyar dolar olsaydı 2 puan az olurdu. yüzde 6,3 değilde yüzde 4,3 olurdu. O zaman kimse de neden makina tezhizat bu kadar az diyen olmazdı" şeklinde konuştu. Babacan, petrol fiyatlarında artışın cari açık üzerinde 2 puanlık etkisi olduğunu söyledi.
Babacan, Türkiye'ye giren yabancı sermaye miktarının 2005 yılında 9,7 milyar dolara ulaştığını belireterek, "2006 yılında bu daha iyi olacak. Bu yönde iyi sinyaller alıyoruz. Hatta öyle gelişmeler öyle tahminler var ki kimsenin tahmin edemeyeceği rakamlar konuşuluyor. Bunları buradan söyleyeceğim. Ancak