Erdoğan'ın unutamadığı küçük kız
Kasımpaşa sokaklarında doğup büyümüştü, büyükşehir belediye başkanlığı için sokak sokak, semt semt İstanbul"u geziyordu.
27 Mart 1994"te belediye seçimlerinin hemen öncesi. Ortalık toz duman. Kamuoyu araştırmalarına göre SHP adayı Zülfü Livaneli, İstanbul belediye başkanlığı seçimini alıp götürmüş, hatta bürokratlarını da belirlemeye başlamıştı.
Refah Partisi adayı Recep Tayyip Erdoğan"ın durumu bir hayli farklıydı diğerlerinden. Farklı olduğunu gösteren örnekler hiç de az değildi. Kasımpaşa sokaklarında doğup büyümüştü, büyükşehir belediye başkanlığı için sokak sokak, semt semt İstanbul"u geziyordu.
Bu gezilerin birinde, yedi sekiz yaşlarındaki küçük bir kız çocuğu yaklaşmıştı yanına. "Bunları annem gönderdi, seçildikten sonra sakın bizi unutmasın dedi" kelimelerini belli belirsiz fısıldadıktan sonra küçük avuçlarında sımsıkı tuttuğu iki bileziği uzatmıştı. Herkes şaşkın şaşkın ona bakarken bu kez de kendi incecik kolundaki oyuncak bileziği çıkarıp uzatmıştı. Erdoğan"ın gözleri dolmuş ve bir şey söylemesine fırsat kalmadan küçük kız kalabalığın arasına karışıp kayboluvermişti.
Erdoğan, yıllar sonra Pınarhisar Cezaevi"nde siyasi geleceğine dair hesaplar yaparken en çok bu küçük kız çocuğunu düşünmüştü. Sorumluluksa asıl o küçük kız çocuğuna ve onun gibilere karşı sorumluydu. Siyaset ise asıl o küçük kız çocuğu ve onun gibiler için yapılmalıydı.
Çok istediği halde bir daha görememişti. Hapishane günleri bitip AKP"yi kurduktan sonra seçim gezileri başlayacak ve bu hercümerç ortasında Erdoğan bu küçük kız çocuğunu zihninin arkalarında bir yere itmek zorunda kalacaktı. Rize"nin güzelim ilçelerinden biri olan Ardeşen"e yolu düşene kadar (...) Kendisini bekleyen kalabalığın arasında ilk gözüne çarpan o küçük kız çocuğuydu. Artık küçük değildi elbette, aradan geçen yedi sekiz yılda büyüyüp serpilmiş neredeyse bir genç kız olmuştu. Başörtülüydü.
Erdoğan göz göze gelir gelmez tanımıştı yıllar önce kendisine bilezikleri uzatan o mahcup gözleri. Adını bile bilmediği kıza yaklaşarak, "Sen bana İstanbul"da bileziğini veren kız değil misin" diye sormuş, kalabalığın şaşkın bakışları arasında da kızı kucaklayıp bağrına basmıştı.
O küçük kız çocuğunun annesinin, babasının ve onlar gibilerin oyları iktidara getirmişti Recep Tayyip Erdoğan ve AKP"yi. O oylarla hükümeti kurmuş, başbakan olmuştu. Cumhurbaşkanlığına aday olacaksa şayet, o küçük kız çocuğunun annesinin, babasının ve onlara benzeyen insanların desteğini arkasında hissettiği için aday olacaktı.
Hürriyet